Glock GEN4 – Mükemmeliyetçi Nesil

Glock tabancaları özellikle halkımız tarafından oldukça sevilen bir silah. Yine de bazı genel yanılgılarına değinmek ve Gen3 ile farklarını karşılaştırmak istedik.

Öncelikle Glock hakkında en büyük yanılgı olan “hayalet silah” vakasına el atmak gerekirse eğer, günümüz teknolojisi hem ölümcül bir merminin patlamasını kaldıracak, hem mermi çekirdeğini hedefe bütün sıcak gaz genleşmesinin korkunç basıncına dayanarak yönlendirecek hem de güvenlikten geçmeyecek (metal ya da metal destekli olmayan) bir malzemeye sahip değildir.

Glock’un sahip olduğu polimer gövdenin ona sağladığı avantaj kolay ve ucuz üretimin yanı sıra dış gövde dayanıklılığıdır. Neticesinde içeride yer alan icra yayı, iğne, namlu gibi parçalar çelikten imal edilmiştir. Glock’un benim gözümde en büyük iki üretim özelliği vardır ki bunlardan birincisi çoğu kişinin bakmak bile istemediği tasarımı; Bu tasarım dümdüzdür ve çoğu kişinin “bu da silah mı ? silah dediğin silaha benzer!” dediğini duyarız. Fakat bu şeklin çok büyük bir nimeti vardır, tekrar bakacak olursanız bu tasarım o kadar düzdür ki neredeyse arpacık ve hatta basana kadar canımız çıkan, baş parmak ve tırnaklarımızın azılı düşmanı olan kızak yakalama mandalına kadar fazladan hiçbir sert çıkıntıya sahip değildir. İşte bu tasarım silahınızı kılıftan çekerken hayat kurtaracak saniye farkını yaratan, kılıftan çekerken hiçbir yere takılmamanızı sağlayan çirkinliğin nimetidir. Glock, kılıftan en rahat ve hızlı çekilebilinen silahlardandır.

Glock’un ikinci üretim özelliği ise bu denli mühendislik kalitesini mümkün olan en ucuza üretmiş olmasıdır, ki bu da toptan satışlarda gayet uygun fiyata bütün bir emniyet ya da askeri gücünüzün son derece güvenilir bir silaha sahip olabilmesi imkanını sunar. Yani tam bir savaş silahıdır demek kesinlikle yanlış olmaz.

Gen 3’e kadar bu özelliklerini korumuş olan Glock, gen4’e geçişi ile birlikte olumlu olduğu kadar olumsuz yorumlar da aldı. Bu olumsuz yorumlardan en sık rastlanan iki tanesini ele alacağım;

Birinci sorunumuz Glockların artık kendinden kilit mekanizması ile üretilmemesi. Hatırlayacaksınız ki gen3’te şarjörün tabanında hemen geride kabzaya gömülü bir kilit mekanizması vardı. Kilit talebinin yalnızca bir kısım kişi tarafından edilmesi sebebiyle Glock, silahlarını daha da hafiflemesine hatta kabza arkası kavrayıcının tak-çıkar özelliği ile kişiden kişiye rahatlıkla optimizasyonuna imkan sağlamış oldu. Güvenlik sebebiyle kilit isteyen kullanıcıları ise piyasada satılan anahtarlı tetik ya da namlu kilitlerinden birisini gayet uygun fiyatlara almak suretiyle içlerini rahatlatmak mümkün.
İkinci sorunumuz ise kızak tutucu mandalın zamanla renk değişimine uğraması yani aşınması. Glock’un düz ve kılıfa takılmayacak bir silah geliştirme çabasında en zorlayan kısmı elbette kızak tutucu mandal olmuştur. Çünkü hem silahımızı çekerken takılmayacak kadar düz, hem de gerili kızağın sert icra yayını başparmağımızla yenmemize izin verecek kadar çıkıntılı bir tasarım gerektirmekte. Glock bu sorunu resimlerde dikkat ederseniz bırakma mandalının altına ufak bir sığınma cebi ekleyerek aşmaya çalıştıysa da bu bölgenin silah kılıfına en çok sürtünen bölge olmasını değiştirmemiş. Üstelik sivri değil de daha yayvan ve geniş yüzey alanlı bir mandal olması daha büyük bir yüzeyinin sürtünmesini dolayısıyla mandaldaki aşınmanın tamamı siyah olan bu silahta göze daha rahat batmasına sebep veriyor.
Peki Glock gen4’te ki ince fakat son derece kullanışlı bu yenilikler nelerdir?
1- Glock’un Modular Back Strap System adını verdiği Modüler Arka Şerit Sistemi. Bu sistemin avucunuza oturmayı rahatlaştırmaktan daha da önemli bir görevi var; parmak uzunluğunuza göre tetik-kabza mesafenizi ayarlamanıza yardımcı olmak. Böylesi bir ayar size önemsiz gelse de trigonometri gereği size milimetreden küçük gelen hata payı, 20 metre ya da ötesindeki hedeflerde belirgin farklar yaratabilir.
2-Daha rahat basmayı sağlayan büyütülmüş tersinebilir şarjör tutma kilidi ilk duyduğumuzda “kılıftan kolay çekilebilme” ilkesine ters gibi geliyor olsa da hem kılıfın dış kımına çok yakın olması hem de ekstra parça gerektirmeksizin solak – sağlak değişimine imkan tanıması sebebiyle hala pratikliğini koruyor, elbette konforumuzu arttırarak!
3-Glockların zor arıza veren basit tasarımının büyük sıkıntılarından birisi ise geri tepme gücünün hissedilir derecede diğer silahlardan fazla olduğuydu. İcra yayını çift kademeli yaparak hem atıcının geri tepme kuvvetini karşılamasını kolaylaştırmış hem de mekanizmaya binen kuvveti kademelere bölerek yayların ömrünü uzatmış.
4-Glockları elimize aldığımız zaman son derece düz olması (özellikle yağı biraz fazla kaçırılmış silahlarda) silahın sanki biz istemeden elimizden kayıp gideceği hissini verirdi. Kolay kavranabilir çıkıntılı kabza ise bu sorunun önüne geçmemizi sağlamakla beraber nişancılığı da arttırmaya yardımcı oluyor.
Dolayısıyla Glock firması gen4’te silahın kullanışlılığını hiç azaltmadan ve amacından sapmadan atıcısı ile olan iletişimini güçlendirmeyi başarmış, Glock’un daha ne kadar ileri gideceğini ise sizler gibi biz de merakla bekliyoruz!

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here