.308 WINCHESTER KALİBRE BCM MAAR F CLASS

BCM firmasının Maar modeli karabinası “Ordu Kolluk Kuvvetleri” sektörünün en ayrıntılı gereksinimlerini karşılama amacıyla tasarlandı: Son derece modüler oluşu sayesinde, kapalı sürgüsü ve büyütülebilen kundağı ile sportif versiyona bile dönüşüp uzun mesafeli atış müsabakalarında kullanılabiliyor

BCM Europearms firması taktik bir karabinayı (Slr modeli long range sniper) zaten listesine katmıştı. Ama kurumsal sektörlere özel olarak üretilmiş bir karabinası mevcut değildi. 2008 yılı sonlarında İtalya Torino merkezli firmanın sahipleri nihayet Maar (Modular advanced aluminium rifle) modelini hayata geçirme kararı aldılar. Ön çalışmalar biraz da çok kalibreli modüler silahların trendini izleyerek, sadece silaha esnek kullanım sağlayan anahtar özellik olan modülerlik üzerinde değil, aynı zamanda küçük üretim adetleri söz konusu olduğunda rekabetçi fiyatı koruyabilecek stratejiler üzerinde de yoğunlaştı.

Bilindiği gibi bugün piyasada bu analda mükemmel platformlar mevcut, hepsi kişisel dizayna sahip değiller, çünkü her zaman işlevsellik ön planda ve stil açısından genelde hepsi aynı çizgileri yansıtıyor. Ayrıca askeri gereksinimler ile sportif atıcılığın her zaman buluştuğu ortak bir nokta var: İsabet hassasiyeti. Tabii silahta güvenilirlik, ergonomi ve sağlamlık gibi özelliklere de her zaman öncelik tanınıyor. Bu silah geliştirilirken dipçik grubunun da farklı bir ergonomiye sahip olması tasarlandı, zira taktik kullanım amaçlarıyla sportif atış amaçlı kullanım arasındaki farklılıkların değişik atış pozisyonlarını gerekli kıldığı bir gerçek. Dolayısıyla, Slr karabinanın denenmiş ve başarılı olmuş mekanizması baz alınarak buna yeni bir dipçik grubu entegre etme fikri öne çıktı.

Dipçik hem uzunluk ayarı yapılabiliyor, hem de bazı parçalar eklenerek kişiye özel hale getirilebiliyor. Yanak desteği de istenilen şekilde düzenlenebiliyor.

Dipçik dizaynında yapılan tercih ordu ve kolluk kuvvetleri sektörünün farklı ihtiyaçlarını karşılamalıydı. Dolayısıyla sentetik malzeme yerine alüminyumdan “açık” bir iskelet yapısında tasarlanan ve sabit-sökülebilir- katlanabilir olan bir dipçik tercih edildi. Dipçiğin üç farklı konfigürasyonu aynı zamanda namlu uzunlukları ve diğer donanımlarla uyumlu olmalı, üretim açısından fazla problem çıkarmadan müşterilere silahlarını modifiye etme etme şansı tanımalıydı. İşte zaten alüminyum malzeme bu nedenle seçildi. Hem kolay bulunması, hem makinede kolay işlenebilmesi avantaj sağlıyordu. Tabii bu seçim aynı zamanda yapılan piyasa araştırmalarının da bir sonucuydu. Büyük üreticiler genelde askeri amaçlı kullanılan ve büyük miktarda üretilen bir karabinayı kişiye özel (custom) hale getirilebilir yapmakta zorlanıyorlardı ve zaten modülerlik bu sektörde oldukça yeni bir kavram (ayrıca doğruyu söylemek gerekirse bu alışkanlık Amerikalıların “Precision sniper rifle” programı olmasa zaten hiç doğmamış olurdu). Ama modülerlik kavramının avantajları daha sonra sivil sektörde de yansımalarını gösterdi. 2012 Shot Show fuarında çok konfigürasyonlu yenilikçi karabina “Thompson Center Dimension” boşuna büyük ilgi görmemişti. Dipçiğin kesinlikle açık bir mimariye sahip olması ve mümkünse çok sayıda üretilen silahlara kolayca entegre edilebilmesi lazımdı. İşte bu düşüncelerle yola çıkan firma sahiplerinden Mattia Molina ilk eskizlerden sonra geliştirdiği teknik resimleri Cad ve Cae programlarında işlemeye başlıyor.

Güvenlik-kolluk güçleri için tasarlanmış bir silah olan Bcm Maar, uzun mesafeli atış müsabakaları için çok iyi bir karabinaya dönüşebiliyor.

Tabii bu sektördekilerin gerçek ihtiyaçlarını ergonomi ve üretim gereklilikleri gibi faktörlerle bir araya getirmek öyle pek kolay olmuyor. Nitekim tam 18 ay süren yoğun çalışmalardan, geliştirilen matematik modeller, prototipler ve yapılan balistik testlerden sonra karabinanın ilk şekli ortaya çıkıyor. Karabina ortaya çıktıktan ve sahip olduğu özellikler ile potansiyel belirlendikten sonra, Mattia Molina ve Vittorio Taveggia, durumu girişimci ve sporcu gözüyle değerlendirerek, dipçik grubunun modüler yapısı nedeniyle karabina sektöründe uzun mesafeli sportif atıcılık ve F Class Tr kategorilerinde de bir takım fırsatlar olduğunu gözlemliyorlar.

Özellikle Mattia Molina Cad programında dipçikle ilgili matematik modeller geliştirirken, sportif açıdan bakıldığında çok farklı olanaklar bulunduğunu fark ediyor ve standart besleme haznesi ile dipçiği olan Maar modelinden, temel tasarımı değiştirmeye gerek kalmadan sportif müsabakalarda kullanılabilecek tipte dipçikli tek atışlık bir silah elde edilebileceğini anlıyor. Nitekim ilerleyen safhalarda silahın yapısı tasarladıklarından çok daha esnek olduğunu ortaya koyuyor.

MODÜLERLİK

7075-T6 alüminyumdan imal edilen dipçik grubu dört elemandan oluşuyor: Yanak, gövde, tetik köprüsü grubu ve kundak. Dipçiğin arkadaki yanak kısmı iki farklı uzunluğa ayarlanabiliyor. Bunlardan biri teleskopik uzunluk ayarı için, diğeri sadece ped yani taban kısmı ayarı. Nitekim bu dipçik iki koldan meydana geliyor ve üstteki kol gövde içine girerken, alttaki yanak kısmını destekliyor. Birleştikleri bölümde bu iki kolu tespit vidalarını sökerek ayırmak ve birbirinden uzaklaştırmak ya da yakınlaştırmak mümkün. Bu şekilde omuzlama mesafesini kısaltmış veya uzatmış oluyorsunuz. Ayrıca taban pedi kalınlığı da yastık görevi gören parçalar eklemek suretiyle ayarlanabiliyor. Buradaki amaç genelde keskin nişancıların hizmet sırasında kendi silahlarını hiçbir zaman değiştirmediklerinden, bunu bireysel olarak kendi vücut yapıları ve kol uzunluklarına göre milimetrik ayarlayabilme olanaklarının olması. Ayrıca bu sayede talim ve yetiştirme amaçlı kullanımlarda silahı farklı atıcılara göre kişiselleştirmek ve eğitim sırasında en verimli şekilde kullanmasını sağlamak.

Üstte görülen fişek hazneli Bcm Maar modelinden (dürbün March x5-50×56, iç taksimat Mtr1) tek atışlı, kapalı sürgü sistemli ve atıcılık aksesuarları donanımlı F Class versiyonu türetildi (dürbün March 8-80×56; iç taksimat Ch-dot 1/16 moa).

Bcm F Class versiyonundaki sürgü mekanizması Bcm Slr modelindekinin aynısı ve 17-4Ph çelikten imal edilmiş.

Askeri versiyondaki tetik mekanizmasında emniyet mandalı tetik korkuluğunun içinde bulunuyor. Fotoğrafta şarjörün iri düşürme düğmesi de görülüyor.

Aynı amaçlar doğrultusunda polimer yanak desteği de eklenip eksiltilebilen plastik yastıklar sayesinde yükseklik ayarı yapılabiliyor. Dipçik taban yastığı (pad) kauçuktan ve Aics yapımı, vidaları sayesinde dipçik ekseni üzerinde yükseltilip alçaltılabiliyor. Silahın sabit tipte olan standart dipçik takımı da mevcut; bunun amacı ise taşıma işlemini kolaylaştırmak için silahın hızlı sökülebilmesinin sağlanması. Sadece askeri ortamlarda kullanılmak amacıyla tasarlanan diğer seçenekler sökülebilir dipçik takımı (take down) ile katlanabilir dipçik takımında oluşuyor. Sökülebilir olan yine taşıma işlemini kolaylaştırmak ve uzunluğun yanı sıra kalınlık sorununu da çözerek silahı sırt çantasında bile taşınabilir yapmak için bir formül, ikincisi ise taşırken sadece uzunluk problemini yok etmek için tasarlanan bir çözüm. Dipçiğin üzerinde zayıf elin kullanılabilmesi için açılmış bir oyuk (hand hook) var. Nitekim zayıf el destek olarak kullanılmasa da atış pozisyonu almakta kullanılıyor. Zaten .308 kalibre bir keskin nişancı karabina çatal ayak , bağlantılar, dürbün, gece görüş sistemi veya termal kamera ve susturucu gibi aksesuarlarla donatılmış olduğunda 8-11 kg arasında değişen bir ağırlığa sahip oluyor ve yere yerleştirilmesi ve konumlandırılması sırasında ikinci eli kullanmak gerekli hale geliyor. Halbuki kapalı veya geleneksel tipte dipçikli modellerde bu tip bir “omuzlama” mümkün değil.

Silahın paket donanımında bir de katlanabilir ve uzatılabilir tipte, çelikten yapılmış, “Accu Shot Prm” monopod dayanak mevcut. Bu sehpa açık konumdayken zayıf eli dayayabileceğiniz ikinci bir destek noktası var.

Aslında Maar modelinin dipçik grubu yüzüstü yatarak ateş etme pozisyonuna göre tasarlanmış, ama yapısı ve tasarımı itibarıyla farklı atış pozisyonlarında rahat bir kullanıma da açık. Çünkü bilindiği gibi polis ve güvenlik güçleri birçok operasyonda yatarak atış pozisyonunu pek sık kullanmıyorlar. Gövdeye gelecek olursak; arka kısmı dipçiğe bağlantılı olan gövdede kabza bağlantısı, tetik grubu ve tetik korkuluğu bulunuyor. Üst tarafında sürgü mekanizması, ön tarafında ise besleme kanalı ve kundak bağlantısı mevcut.

Kabza da kişiselleştirmeye uygun yapıda ve Tdi arms tarafından polimer malzemeden üretilmiş. Tüfeğin paket donanımında 6 farklı kabza destek parçası var: 3 adedi öne parmak izi olarak, üç adedi de arkalık olarak monte ediliyor. Kabzanın sırtı üstteki dipçik koluna teması önleyecek şekilde dizayn edilmiş.

SİSTEMİN KALBİ

Çok kalibreli kullanıma dönüştürme sisteminin kalbi olan gövdeyle ilgili olarak tasarım aşamasında farklı yaklaşımlar söz konusu olmuş. Olası iki çözüm öngörülmüş ve ikisinin de muhafaza edilmesi kararlaştırılmış. Bunlardan ilkinde, kalibre değiştirilmesi halinde (.300 Winchester magnum ile .339 Lapua magnum arasında seçim yapılacağı zaman) iki farklı gövde öngörülüyor. Bunların farklı uzunlukta şarjörleri kabul edecek şekilde tasarlanmış farklı besleme kanalları var ve bu gövdeler üzerine daha büyük kalibrelere uygun sürgüler ve namlular monte ediliyor. Bu daha basit olan çözüm. Askeri kullanım söz konusu olduğunda gerekli olabilen kinci çözüm .338 Lapua magnum fişekleri kabul edebilecek bir sürgü mekanizması öngörüyor. Bunun ön tarafındaki seyyar burca farklı namlular vidalanabiliyor. Sürgü milinin gövdesi de farklı kalibrelere uyum sağlayabilmesi için seyyar kafa ile donatılmış. Bu çözümde öngörülen gövde .338 Lapua magnum şarjörlere uygun bir besleme kanalına sahip, ama ön tarafında daha küçük kalibreler için iki alternatif adaptörde donatılmış durumda ve bu adaptörler kolayca takılıp çıkartılabiliyor.

Yani birinci çözümde dipçik, kabza, Picatinny kızak bağlantısı ve kundak değişmediğinden belli bir modülerlik söz konusu, ikinci çözümde ise tek bir gövde öngörüldüğü için daha az sayıda parça değişikliği ve daha fazla modülerlik var.

Sürgünün kapanışını öndeki iki adet tırnak sağlıyor. Kovan çıkartıcı tırnak Sako tipinde, kovan atıcı ise sivri uç şeklinde ve sürgünün yüzünde bulunuyor. Sürgü kolu firmanın kendi bünyesinde farklı tipte topuzlarla üretilebiliyor.

Bu tüfek için seçilmiş olan tetik grubu Jewell Br ve tetik düşürme ağırlığı 56,6 ile 1.800 gram arasında ayarlanabiliyor. Askeri versiyonların tetik ağırlığı her halükarda 1.000 gramın üzerinde olacak. O zaman en kolay erişilebilir pozisyon olan tetik korkuluğunun iç kısmında bir emniyet mandalı bulunacak. Zaten bu nedenle tetik korkuluğunun iç kısmı eldivenli ellerle bile rahat kullanılabilmesi için oldukça geniş tutulmuş. Yine aynı nedenle ve şarjörü rahatça düşürebilmek için bu işe ait mandal da çift yönlü tasarlanmış, tetik korkuluğunun her iki yanında bulunan bu iki mandala kabzayı bırakmadan müdahale etmek mümkün oluyor. Tetik köprüsü ayrıca ön kısmında sadece şarjör düşürme mandalını değil, aynı zamanda şarjör kılavuzunu da barındırıyor.

Karabinayı operasyonlar sırasında tek elle ve hızlı şekilde hareket ettirebilmek amacıyla silahın ağırlık merkezinin olduğu noktaya polimer malzemeden yapılmış bir el desteği yerleştirilmiş. Bu parça arka kısmında şarjörü sarıyor ve yükleme ağzı görevi görüyor, ön kısmında ise el için bir tutuş noktası oluşturuyor.

Sportif versiyon silahın tetik köprüsü grubunun alttan görünümü. Tetik tablası görüldüğü gibi gövdeye gömme şekilde vidalarla tutturulmuş. Tetik korkuluğunun iç kısmında Jewell tetik görülüyor. Bu versiyonda emniyet mandalı yok.

Ergal dipçik grubu üzerinde hafifletme amaçlı açılmış kanallar ve oyuklar bulunuyor.

Eni genişletilmiş el kundağının alttan görünümü. Üst parçaya kolayca takılabiliyor ve dört adet vidasıyla tutturuluyor.

Silahın el kundağı iki farklı versiyonda tasarlanmış: Biri uzun standart versiyon ve uç kısmı gaga şeklinde, iç kısmı oyuk, yanları ise havalandırma ve hafifletme amaçlı pencerelerle kaplı. Ayrıca bu kundağın yan yüzlerinde Picatinny kızaklar takmak için delikler mevcut. Diğer kundak versiyonu daha küçük, hem ebat hem de ağırlık olarak fazlalıkları atma düşüncesiyle tasarlanan model. Bu bileşenlerin hepsi yerlerine ankastre şekilde geçerek takılıyor ve alyen vidalarla sabitleniyor.

Maar karabinanın tube rail versiyonu da var elbet. Bu versiyonda Accuracy International firmasının tüp şeklindeki Aics-X kızağı (rail) kullanılmış, sekizgen kesitli bu kızak ön tarafında bulunan ve kendisine uyumlu tasarlanmış olan el kundağına entegre edilmiş. Bu versiyona sürgüden kızaklı soğutucunu tüpün ucuna kadar uzanan uzun bir Picatinny kızak ekleniyor. Bunun dışında kalan diğer bütün ilave kızaklar Aics ana kızak üzerinde bulunan çok sayıda oluk vasıtasıyla eklenebiliyor.

Maar modelinde nişan organları mevcut değil, bunlar yerine dürbün takmak için 20 moa eğimli Picatinny kızak var. Özel talep üzerine taktik versiyonlarda kullanılmak üzerine tüfekle birlikte hem uzun bir Picatinny kızak, hem de önde olası gece görüş sistemleri (Nvd) monte etmek için spesifik bir modül veriliyor.

Silahın sürgü mekanizması Slr modelindekinin aynısı ve bu da 17-4Ph paslanmaz çelik çubuktan tornalanarak, frezelenerek ve elektro-erozyon işleminden geçirilerek imal edilmiş. Sürgüde kullanılan kızak mekanik özellikleri ve korozyona direnci açısından piyasadaki en üstün çeliklerden biri. Fişek yatağı CNC’li tezgahta 5 mikron oranında merkezleme hassasiyetiyle işlenmiş. Geri tepme kalkanı da taşlama ile imal edilmiş. Sürgü ve dipçik arasındaki metal-metal birleşiminin mükemmel olması nedeniyle bedding aslında fazlalık sayılsa da, yine de bazı noktalara, örneğin geri tepme kalkanının bulunduğu yere tampon olarak uygulanmış.

Askeri tipte dipçiğin arkadaki yanak kısmı bazı ergonomi kriterlerine uygun olarak tasarlanmış ve bunlardan biri de iç kısma entegre edilen tek ayaklı sehpa.

Sportif versiyonun ham dipçiği görülüyor. Resimdeki ilave ray tek ayaklı sehpanın yuvası içine giriyor.

Fotoğrafta sökülmüş ve bileşenlerine ayrılmış sürgü mekanizması görülüyor.

MAAR VERSİYONLARI

Bcm Maar karabinanın temel versiyonunda 508 mm uzunlukta namlu var (klasik 20 inç). Silah, namlu iç çapı 21 mm olan heavy namlu ile 4.800 gram ağırlığa ulaşıyor. Güvenlik güçlerindeki özel kullanım amaçları doğrultusunda bir de “Urban Sniper (şehir içi keskin nişancılık)” versiyonu var ve bu versiyonda 355 ile 406 mm (14-16 inç) arasında değişen kısa namlular kullanılıyor. Bunların namlu iç çapları da daha küçük ve Reflex tipi (arka kısmı namlunun son bölümünü saran halka tipi hücreli) ses moderatörleri (susturucular) takılmasına uygun namlular ve bu şekilde tüfek boyu oldukça kısalıyor. Urban sniper gerekirse tamamen sökülebilen tipi dipçiğe sahip olduğundan normal boyda bir evrak çantası kadar çantalar veya sırt çantaları içine sığabiliyor. Bu da poşis veya güvenlik birimlerinin Vip koruma programları veya countersniping(kontra keskin nişacılık) tipi gizlilik gerektiren özel operasyonlarında büyük yarar sağlayan bir özellik. Operasyonel anlamda sadece silahın kapladığı yerin değil ağırlığının da önemli olduğu hallerde, Maar karabinayı karbon fiber kaplı Christensen namlular ve titanyum vidalı magnezyum dipçiklerle donatmak mümkün. Böyle bir durumda ağırlık namlu boyuna bağlı olarak 3.000 gramın altına inebiliyor. Urban sniping versiyonunda tipik angajman mesafeleri 200 metrenin altında ve bu tip menziller zaten çok uzun namlular gerektirmiyor.

Maar taktik kullanım amaçlarına yönelik modüler platform olarak tasarlanmış bir silah.

ATICILIK VERSİYONU

Silahın son prototipleri hazırlanırken bir taraftan da atıcılıkta kullanılacak versiyonun bileşenleri imal edilmeye başlanmış. Modelin öndeki el kundağı için kaidesi daha iri yapılmış ek parçası ile dipçiğin gidip geldiği sürgü kılavuzu alüminyumdan imal edilmiş. Öndeki parça, destek kaidesi bir hayli genişletilerek kundağın gerek torba üzerine yaslandığında, gerek rest sehpaya üzerindeyken daha dengeli olmasını sağlıyor. Dipçikte yapılan değişiklik ise, silahın tavşan kulağı tipi olarak tabir edilen torbalara (rabbit ear rear bag) yaslanması için bir “ray” oluşturuyor. Bu aksesuarlar daha proje aşamasında öngörülmüş olduklarından, ankastre geçme bağlantılarla dipçiğe eklenmeleri ve alyan vidalarla sabitlenmeleri çok basit bir işlem. Yani Maar modelinin satın alan kişi, bunu daha sonra sportif bir konfigürasyonda kullanmak istediğinde sadece aksesuarları sipariş edebilecek ve bunları evinde kendi başına kolayca monte edecek. Bu bileşenleri kullanıp bir de silaha tek atışlık kapalı tipte sürgü mekanizması eklendiğinde, bizim bu testte kullandığımız ve sportif müsabakalara yönelik bir model olan Maar F Class’ı hayata geçirmiş oluyorsunuz.

Namludan da bahsedecek olursak, silaha temel donanım olarak Barrett Obermeyer tarafından meşhur edilen 5C yivli, ama eğimli profilli bir Broughton namlu monte ediliyor. Bu özel yiv türünün başlıca özelliği, 6 adet yerine 5 adet yiv kanalına sahip olmasından başka, köşeleri daha eğimli bir profile sahip olması. Bu profil mermilerin gömleği üzerinde diğerlerine oranla fazla agresif olmaması nedeniyle en az iki avantaj getiriyor: Bir atışla diğeri arasında daha az kalıntı madde birikimi ve daha az sürtünme, dolayısıyla geleneksel yivlere kıyasla mermilerde daha yüksek hız değerleri. Bu avantajlar gerek askeri kullanıcılar tarafından takdir ediliyor (nitekim Us army 5R yivli Remington M24 kullanıyor), hem de sportif atıcılar tarafından uzun mesafeli atış müsabakalarda bu tip yivler saniyede aynı uzunlukta fişeklerde 20-30 metre kadar daha fazla hız değeri üretebildikleri için tercih ediliyorlar.

Seyyar kafalı yeni sürgü mili çok kalibreli sürgü seçeneği için tasarlanmış. Bu resimde kısa sürgü versiyonunda kullanılan görülüyor.

Taktik tipi dipçik prototipi Exa 2010 fuarında tanıtıldı, çünkü ana hatları zaten belirlenmişti.

Bcm F Class versiyonu 710 mm uzunluğundaki namlusuyla görülüyor. Modüler kundağı sayesinde rest veya (daha büyük kundak takılarak) bipod sehpa üzerinde kullanılabilir.

Atıcılık alanındaki çevrelerce bu nokta iyi bilinmesine rağmen kendi fişeğini kendi dolduran bazı atıcılar tarafından ihmal ediliyor. Bu kişiler 5C yivli karabinalarla yapılan bazı testlere ilişkin verileri dergilerde okuyup, aynı oranı kendi fişeklerine uyguladıktan sonra, kendi karabinalarının aynı hıza ulaşmadığını görüp şaşırıyorlar.

Bcm Maar .223 Remington, 6,5×47 Lapua, .308 Winchester, .300 Winchester magnum ve .338 Lapua magnum kalibrelerde üretiliyor ve namlu uzunlukları da 500 ile 600 mm arasında değişiyor. Tek atışlı F Class versiyonunda ise namlu uzunlukları 610 milimden 710 milime kadar gidebiliyor. Ayrıca bunlar üstte belirttiğimiz fişek yataklarından başka, 6,5-284, 7 mmWsm, 7 mm Saum, 7-270, 7-284 ve .300 Wsm yataklı olarak seçilebiliyor.

Mükerrer atışlı versiyonda kullanılan şarjör çelikten yapılmış tek sıralı bir Aics ve 5 fişek kapasiteli, Farklı gereksinimlere göre 10 fişek kapasiteli şarjör de tedarik edilebiliyor.

TEST ATIŞLARIMIZ

Biz, “Tactical” versiyonun sportif versiyona dönüşümünün verimli olup olmadığını ve isabet hassasiyetini görmek için bu test atışları sırasında 710 mm namlulu tek atışlı F Class versiyonunu deneme kararı aldık. Bu silahı iki farklı mesafede denedik: Cuneo kentindeki Carrù Shooting Club poligonunda 300 metreden; Torino kentindeki Le Chamois di Pian Neiretto Coazze poligonunda ise 550 metre mesafeden.

300 metreden yaptığımız atışlarda Maar F Class karabinayı bu kategorinin spesifik desteği olan iki ayaklı sehpayla, arka kısmını tavşan kulan torbaya yaslayarak ve bank üzerine yatırarak denedik. Kullandığımız dürbün March 8-80×56 idi ve Ch-dot 1716 moa iç taksimatlıydı. Testlerin tamamında small kapsüllü Lapua Palma kovanlar kullandık, fişekler Remington Kleanbore Small rifle 7,5 Br idi. Bu tip karabinalarla daha önceki deneyimlerimiz 11,99 gramlık Lapua Scenar Hpbt çekirdekli fişeğin 300 ile 600 metre arasındaki bütün mesafelerde çok iyi sonuç verdiğini söylüyordu. Gerek bank üzerinde gerek yüzüstü yatarak yapılan atışlarda tüfeğin dipçiği namlu eksenine kıyasla daha alçak konumda kalmanızı sağlıyor, sarsıntı ve titreşimler minimize edilerek maksimum stabilite sağlanıyor. Bazı müsabakalarda uygulandığı gibi, silah kovan atıcıdan yoksun olarak imal ediliyor, zira yeniden doldurulacak kıymetli kovanların elle alınması isteniyor. Test atışlarında kullandığım tüfekteki tetik düşürme ağırlığını kendi tercihim neticesinde 70 gram olarak ayarlattırdım. Atış koşulları ve mesafelere göre atıcıların büyük kısmı 300 metreye kadar Vihtavuori N140 barut kullanıyor, daha uzun mesafelere geçildiğinde ise Vihtavuori N150 barut kullanmaya başlıyorlar.

Maar “tube rail” versiyonunda görülüyor . Bu modelde kompansatör göze çarpıyor

Test atışlarını yapan arkadaşımız Bcm F Class karabinayı 300 metre mesafeli atışlarda Fito Force bipod (çatal ayak) sehpa üzerinde denerken. Bu modelde kundağın iç kısmı oyuk, ayrıca yan taraflarında çok sayıda hafifletme ve havalandırma penceresi var.

3 numaralı dolumla birkaç atış yaparak namluyu biraz ısıttıktan sonra, 2,72 gram N140 barut koyduğumuz fişeklerla 19,5 mm çapında bir grupman elde ettik. Dozu 2,69 grama indirdikten sonra grupman çapı biraz açıldı ve 21 milime çıktı. 2,72 gram N150 baruta geçtiğimizde günün en iyi grupmanını elde ettik ve isabet noktaları nişan aldığımız noktaya göre çok hafif aşağı kaymış olsa bile dört atış sonunda 12 mm çapında bir grupman yakaladık! Bu atışda mermi hızı saniyede 12 mm olarak gerçekleşti. Diğer atışlarda ise mermi hızları bu değerin biraz altındaydı. Bu arada üç hususun altını çizmek gerekiyor: Atışları yaptığımı zgün hava harikaydı, rüzgar yok denecek kadar azdı ve bu fişek dolum formüllerini daha önce silahta denemiştik. Dolayısıyla atışları yapan arkadaşımız bu platformla daha önceye dayalı bir deneyime sahipti ve bu deneyimi hem daha önce silahla ateş etmesinden, hem de silahın imalat evresine müdahil olmasından ve bu tüfekle Armi e Tiro dergisinin uzun mesafe atış müsabakalarına katılmış olmasından kaynaklanıyordu.

Coazze’de bulunan atış poligonuna gittiğimizde ise işler değişti. Hava yine çok iyiydi ama 600 yard (548,6 metre) gibi bir mesafeden yapılan atışları etkileyecek oranda bir rüzgar vardı. Bu koşullar altında Ch-dot 1/16 moa iç taksimatlı March-X 8-80×56 dürbünün harika büyütme ve aydınlatma kapasitesi gerçekten de büyük takdirimizi kazandı. Atışlardaki isabetleri görmek için incelemeye kesinlikle ihtiyaç yoktu. Bu seferki atış pozisyonumuzda tüfeği hem önden hem arkadan torbalara yaslayarak sağlanan destek söz konusuydu. Orijinal kundağın üzerine geçirilmiş olan daha iri el kundağının geniş yüzeyi de çok iyi denge sağladı. Bu mesafeden yaptığımız bütün atışlarda 2,82 gram N150 barut kullandık. 11,99 gram Scenar mermiler (saniyede 853 metre hızla bu test için hız rekoru kırarak) 5 atış sonunda 52 mm çapında bir grupman ürettiler, ancak iki merminin isabet noktası biraz aşağı kaymıştı. Barut dozunu biraz azaltarak (2,77 gram) yaptığımız atışlarda grupmanda iyileşme oldu ve çap 44 milime geriledi. Ama gerçek sürpriz 12,96 gramlık melez profilli Berger match mermiyi kullandığımızda gerçekleşti. En iyi performansı 600 metrenin üzerinde verdiğini zannettiğimiz bu mermiyle 2,74 gram grain N150 barut kullanarak doldurduğumuz fişeklerle 42 mm çapında bir grupman yakaladık.

Maar platformu bu test sırasında bir kez daha gösterdi ki modülerlik bir çok alanda başarının anahtarı. Silahın sürgü mekanizması zaten denenmiş, dipçik konfigürasyonları için yapılan seçimler ise gelişme potansiyeli olan yeni bir platformun habercisi. Nitekim F Class karabinaya dönüşme özelliği uzun vadede bir çok üreticinin ilgisini çekecek.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here