BSA SCORPION SE CARBINE

Scorpion T-10 modelinin daha gelişmiş bir versiyonu olan bu tüfek, kalan saçma sayısını kontrol edebilmek için yeniden dizayn edilmiş bir şarjöre, entegre bir manometreye ve daha ergonomik bir emniyet mandalına sahip. Tetik mekanizması yine mükemmel, hız ve isabet hassasiyeti ise çok istikrarlı.

Minimum ebat, maksimum performans: İngiliz üretici Bsa tarafından piyasaya sürülen PCP Scorpion Se modeli karabinayı denedikten sonra edineceğiniz kanaati kısaca bu sözlerle özetlemek mümkün olur. Şu saptamayı da baştan yapalım: Se modeli aslında Scorpion T-10 modelinin modernize edilmiş bir versiyonu. Boyutları daha da küçültülmüş olmasına rağmen performansı ve isabet hassasiyetinden kaybettiği bir şey yok. Buna karşın silaha bazı artılar ilave edilmiş; örneğin şarjördeki saçma sayacı, entegre manometre ve daha ergonomik bir pozisyona getirilmiş olan emniyet mandalı.

Ama şimdi sırasıyla gidelim…

DOĞRU İŞLER

Bsa firması tarafından üretilen PCP’lerin başarısındaki en önemli etken, havalı silahlar konusunda asırlık deneyime sahip bir firma tarafından üretilmiş olmalarından başka, işçiliklerine gerçekten özen gösterilmiş olması. Bu da söz konusu karabinaları hız açısından istikrarlı bir şekilde mükemmellik çizgisine taşırken, bu kategorinin ön sıralarındaki Air arms, Daystate ve benzerleri gibi belli rakamları gözden çıkarmayı gerekli kılmıyor.

Artık kendisine sağlam bir yer edinmiş bir proje, ergonomik ve modern bir dizayn söz konusu. Dolayısıyla öncelikli olarak avlanma amaçlı üretilen bu karabina, İtalyada sportif ve keyif amaçlı atıcılıkta da kullanılıyor. Sistemin kalbi tipik İngiliz işi gövdede yatıyor; hafif alaşımlı metalden yapılmış olan bir şasi ateş etme valflarına korunak sağlıyor ve bu şasinin alt kısmına sıkıştırılmış hava tüpü takılmış vaziyette (hava dolumu maksimum 232 bar basınçla yapılabiliyor). Besleme sistemi her zamanki gibi döner-kayar tipte sürgü mekanizmalı, küresel topuzlu yuvarlak tutma kulpu ve 10 saçma kapasiteli döner tamburlu şarjörü var. Şarjör, T-10 modelinin şarjörüne nispeten güncellenmiş ve tamburu dolum işlemini kolaylaştırmak için tırtıklı bir yüzeyle donatılmış, flu mavi renkte anodize edilmiş ve en önemlisi de üzerine 1’den 10’a kadar giden referans rakamları işlenmiş. Şarjör yerine doğru monte edildiğinde görünebilir olan bu rakamlar şarjörde kalan saçma sayısını hatasız şekilde gösteriyorlar.

Kasanın ön tarafından ileri uzanan namlu silindir şeklinde ve oldukça iri bir kesite sahip (15,5 mm), ama piyasadaki diğer tüfeklerde bolca bulunan manşonlar (barrel shroud) bu namluda kullanılmamış. Namlu uzunluğu sadece 390 mm ve namlu ağzında radyal deliklere sahip stilize bir laleyi andıran kompanzatör mevcut. Namluyla estetik açıdan doğru oranlarda olabilmesi için boyutlarında aşırıya kaçılmamış olan hava tüpü var (tüp kompansatör takma noktasından hemen önce son buluyor). Dolum işlemi için hızlı bağlantı sistemiyle donatılmış olan (ve aynı zamanda vidalı bir başlıkla korunmuş olan) hava tüpü, ayrıca içinde kalan havayı kontrol etmeye yarayan entegre bir manometre donanımına da sahip. Manometre el kundağının alt ucuna takılmış durumda.

Yaklaşık iki yıl önce test ettiğimiz T-10 modeline göre başka bir güncelleme ise manuel emniyet mandalında. Emniyet tertibatı bu modelde kabzanın sağ tarafından sol tarafına aktarılmış ve kesinlikle daha ergonomik bir konuma getirilmiş, zira sağ elinizin başparmağı ile rahatça müdahale edebiliyorsunuz (tabii solak değilseniz!).

Şarjör yüzeyi tırtıklı ve hoş bir mavi renkte anodize edilmiş; en önemlisi de üzerine kalan saçma sayısını gösteren referans rakamlar koyulmuş.

Dipçik-kundak grubu İtalyan Minelli ve bu firma (haklı olarak) PCP sektöründe adeta bir tekel haline gelmiş durumda. Dipçik, aşağı uzantılı tabanca tipi kabzaya ve dürbünle mükemmel hiza sağlayan Montecarlo tipi yanak dayama desteğine sahip. Dipçiğin simetrik yapısı sayesinde solaklar için de herhangi bir kullanım sorunu söz konusu değil. Ayrıca solaklar için istenirse sürgü kolu sol tarafta olan modeller de üretiliyor ve 100 Euro bir fark ödenerek 90 gün içinde bu tip tüfek hazır ediliyor. El kundağı oldukça geniş (en geniş noktası yaklaşık 52 mm eninde) ve aynen tabanca tipi kabzada olduğu gibi, her iki yanında portakal kabuğunu andıran tipte tırtık işlenmiş geniş yüzeylere sahip.

TEST ATIŞLARIMIZ

“Çıplak” silah ile, tüfeğin ağırlık merkezi manometre ile tetik köprüsü arasında kalan ve tam dipçiği tutan ön vidanın bulunduğu noktaya isabet ediyor. Çerçevenin üst kısmında yer alan 11 mm uzunluğunda kızağa dürbün taktığınızda (biz 3-12×50 büyütmeli ekonomik tipte bir dürbün seçtik), tüfeğin ağırlık merkezi fazla bir değişime uğramıyor, yani fazla arkaya ya da öne kaymıyor. Yüzeyi tırtıklı ahşap aksamın sağladığı tutuş oranı çok yüksek, ama kundağın profili önden destekli atışlar için pek uygun değil ve bu nedenle destekli atış yapmak istenirse sadece kundağın tetik köprüsünün hemen ön tarafında kalan düz yüzeyli bölümünden yararlanılabilir. Biz de atışlarımızı böyle yaptık ve kötü sonuç almadık. Sürgüyü geriye doğru son noktasına dayanana kadar çektikten sonra, şarjörün sol tarafta bulunan dikdörtgen şeklindeki tutucusu ileri itiliyor ve şarjör çıkartılabiliyor. Arka kenarda görünebilir durumdaki yatağa bir saçma düşürmek, bilahare tırtıklı yüzeyine müdahale ederek tamburu sola doğru döndürerek yeni bir saçma yerleştirmek yeterli. Bu şekilde tüfeği 10 saçmaya kadar doldurabiliyorsunuz. İşlem gayet kolay ve içgüdüsel şekilde gerçekleştirilebiliyor. Şarjörü tekrar yerine takarken hareket ettiği yuvanın sonuna dayanmış olmasına dikkat etmeniz yeter; daha sonra tutucuyu tekrar eski konumuna getiriyor ve sürgüyü kapatıyorsunuz. Silindirin ileri doğru hareketi saçmayı tamburdaki yatağından çıkarıyor ve namluya sürüyor. Sürgünün hareketi oldukça kısa (toplam stroke sadece 34 mm); tutma kulpu ise içten yay desteği aldığı için, ileri doğru hareket (yani kapanma) tamamlandığında bu yay tutma kulpunu otomatikman aşağı doğru kilitleme pozisyonuna getiriyor. Bu iki eleman sayesinde bir sonraki saçmanın sürülmesi gayet doğal ve akıcı şekilde, adeta .22 lr. kalibre bir boltaction tüfekte olduğu gibi gerçekleşiyor. Sürgü her açıldığında, yayının uyguladığı itişle şarjör saat yönünde bir atışlık dönüş hareketi tamamlıyor ve bir sonraki saçma yatağını namlu kuyruğu ile aynı hizaya getiriyor.

Tetik mekanizması yine çok özenle gerçekleştirilmiş, stroke gayet net, fabrika ayarlı tetik düşürme ağırlığı bir kilogramın altında. Ön yol mesafesi ise uzunca.

T-10 modelinde denediğimizde zaten çok beğendiğimiz tetik mekanizması, mükemmel çalışma özelliklerini bu modelde de teyit etti diyebiliriz. İkinci tetik yolu fazla uzun değil, tetik hareketi gayet net, tetik düşürme ağırlığı ise bir kilogramın altında. Tüfeğin fabrika ayarlı tetik mekanizmasında tetik ön yolu mesafesi az bir miktar fazla, en azından bizim tarzımıza göre, ama tetik paketi ayarlanabilir tipte ve bu bir sorun değil (zaten üretici firma ayar vidasına müdahale edip ön yol ayarı yapılmasını tavsiye etmiyor ve bunun fabrika ayarında kalmasını istiyor, ama ikincil tetik yolunu ve tetik düşürme ağırlığını serbestçe ayarlayabileceğinizi belirtiyor).

İlk çıkan Scorpion T-10 modeline göre bu modeldeki emniyet mandalı sol tarafa alınmış ve hem pozisyonu hem estetiği daha iyi.

Hedefe atışlar ve kronografik tespitler ortayüksek kalite saçmalar kullanılarak gerçekleştirildi: Üç wad-cutter (Diana Match, Gamo Match ve Hamp;N Finale match) ile bir roundnose (Jsb Exact diabolo) saçma kullandık. Bu sonuncusu kalibreyi biraz olsun aşan yegane saçmaydı, zira 4,50 yerine 4,51 mm çapındaydı ve bu kaibre Bsa’nın namlusunun hoşuna gitmiş olacak ki, en iyi grupmanı bu saçmayla elde ettik ve dört atışı 5 mm çap içinde topladık (beşinci atış kendi hatamızdan kaynaklanan bir ıskayla hedefin dışına düştü).

Üzeri delikli lale formunda kompanzatör çok gerekli olmasa da güzel.

Dimermilerle saçmalarla de çok verimli sonuç aldık (8 mm); bunları Hamp;N saçmalar izledi, Gamo saçmalar ise 17 mm çapında bir grupmanla en verimsiz sonucu ürettiler.

Kronografik saptamaları manometrenin ibresi 200 barın altındayken yaptık ve silahın mükemmel mekanik özelliklerini bir kez daha teyit etmiş olduk. Standart sapmaların hepsi çok sınırlı değerler içindeydi. Atışlardaki hız düzeyi oldukça homojendi ve ortalama hız saniyede 150 metrenin biraz üzerinde gerçekleşti.

SONUÇ

Daha önce denediğimiz klasik T-10 modeline göre bu tüfeğin daha düşük boyutlu ve daha hafif olması, omuzlama, hedefe yönelme ve nişan alma eylemlerini daha kolay ve hızlı hale getiriyor, tüfek atıcıyı kesinlikle yormuyor ve bu avantajlar nişan hassasiyetini olumsuz yönde etkilemiyor. Hava tüpünün hacmi şimdi doğal olarak daha düşük, ama silahın otonomisi azaltılmış olduğundan her halükârda fazlasıyla yeterli.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here