Sabota Gerek Yok

Kendiliğinden daraltma gerçekleştiren yan “kanatçıkları” sayesinde Sabota ihtiyaç gerektirmeyen az sayıda küçük çaplı bir fişek. Kesitsel açıdan yüksek yoğunluğu ile yüksek başlangıç hızına sahip olması sayesinde, yivli namlulu bir tüfeğin atış etkisine benzer etki yaratabiliyorlar.

Milano yakınlarındaki “Orlando Cartucce di Gaggiano” firması yivsiz namlulu tüfeklere uygun üç farklı kategoride fişek üretimi yapıyor. Bunlardan biri avcılık için, biri trap/ skeet atışları için, diğeri de son yıllarda büyük ilgi çeken ve uygulayıcı sayısı giderek artan sportif dinamik atıcılık için. Adı geçen firma, üstte belirtilen fişekleri üretmekten başka, sahip olduğu “Araştırma amp; Geliştirme” departmanında “teknik fişekler” konusunda çalışmalar yapıyor ve bu araştırmalarını en çok yoğunlaştırdığı konu, İtalya’nın Livorno kentindeki Cheddite firması tarafından üretilen ve 5 adetlik kutularda pazarlanan Pradoss Doge fişeklerin içeriği hakkında. Bu fişeklerde yüksek performans sağlamaya yönelik yapılan özel yapısal işlemler test basıncı en az 1.370 bar, çalışma basıncı ise 1.050 bar olan silahlarda kullanılmaya uygun. Zaten bu özellik fişeklerin hem kahverengi kutularında, hem de gövdeleri üzerinde yazıyor.

PARADOSS, PARADOX DEĞİL!

Paradoss terimi insanın aklına gayri ihtiyari “paradox” namluları getiriyor; yani namlu içlerinde geleneksel yiv set bulunmayan, ama sadece namlunun içinde helezoni sığ kanallar olan ve kendinden yivi olmayan kurşunlarla kullanılan namlular. Ama, kelimeler arasındaki bu benzerliğe rağmen, “Pradoss” mermi ile “Paradox” namlu arasında hiçbir ilişki yok. Buradaki “Paradoss” terimi İtalyanca da gövdeyi koruyucu anlamına gelebilecek bir kelime kombinasyonundan doğuyor ve daha düşük çapta kurşunu olan, ama bu tip fişeklerde mecburen kullanılan sabottan(merminin dışındaki iki çarık) yoksun olan fişekleri ifade ediyor. Neticede adı şu veya bu olabilir, ama bu fişek geliştirilirken namlunun iç ve dış balistik özellikleri çok iyi analiz edildiği gibi, teorik çalışmaların pratiğe uygulanabilmesini sağlayan bir projelendirme safhasıyla bazı bileşenlerin yeniden tasarlanabilmesi üzerine etütler de gerçekleştirilmiş. Daha düşük çapta bir kurşundaki temel amaç ne?

Kurşunun ana kesiti küçültülmüş, ama toplam ağırlığı muhafaza edilmiş, yani kesitsel yoğunluğu arttırılmış. Bu şekilde aynen yivli namlularda elde edilen tipik değerlere ulaşılmaya çalışılmış, başka deyişle kurşunun havada daha iyi süzülmesi ve hedefe daha etkili çarpması istenmiş; mermi çekirdeğinin küt yapısı nedeniyle şekil katsayısı ise muhafaza edilmiş ve yüksek tutulmuş. Mermi ağırlığını düşürmeden kesitsel yoğunluğun yükseltilmesi, kurşunun başlangıç hızının daha fazla olmasını gerekli kılıyor, zira bu şekilde aynı mesafeden yapılan atışlarda daha yüksek mermi hızı ve daha fazla darbe enerjisi elde edilebiliyor. Yerçekimi nedeniyle kurşunun düşey yönde düşümü bildiğimiz gibi temelde havadaki uçuş süresine bağlı: Aynı mesafede daha fazla ortalama hız yapan bir mermi, bunun sonucu olarak daha az düşüş etkisine maruz kalıyor ve bu da isabet hassasiyetine olumlu yansıdığı için nişan elemanlarında daha az düzeltme yapılması anlamına geliyor. Buna tipik bir örnek olarak Sauvestre mermiyi gösterebiliriz. Çok uzun gövde yapısına sahip bu mermi iki yarım silindirden oluşan gömme tipi bir sabot donanımına sahip. Sabot uzunluğu da elbet merminin uzunluğuna uygun tasarlanmış.

Sabot her halükarda namlunun iç yüzeyi üzerinde belli bir sürtünme etkisi yaratıyor ve sabot uzunluğu ne kadar fazla ise doğal olarak bu sürtünme de o kadar fazla oluyor. Dolayısı ile ideal olan, oldukça uzun ama küçük çaplı mermiler ve nispeten kısa tipte sabot kullanılması. Ama bu iki gereksinim birbirine zıt yapıda, çünkü çok kısa olan sabotlar gaz sızdırmazlığını yeterince sağlayamıyor, çok uzun gövdeli mermiler ise hem dolum aşamasında hem de namlu içerisindeki hareketleri açısından aksiyel (eksenel) anlamda stabil (dengeli-sabit-istikrarlı) olamıyorlar.

ÇÖZÜMÜ

İşte Paradoss mermiler buna bir çözüm getirme amacıyla geliştirilmiş. Bunlar şekil olarak yivsiz namlu içine desteği sağlayan kanatçıklarıyla tek kurşun , esnek kanatlı tapa ve arka tapaları bulunan geleneksel mermileri andırıyor, ancak temel bir farklılıkları var, zira mermi klasik çan formundaki Foster ve türevlerinin veya Brenneke mermilerin şeklini yansıtmıyor. Bu silindirik masif kurşundan bir mermi, küt burunlu, çapı 15,1 mm, yüksekliği ise 13,8 mm. Sabot kullanılmamış ve bunun yerine kurşundan 8 adet kanatçık mevcut. Silindiri çepeçevre saran bu kanatçıklar 1.7 mm yüksekliğinde, 2.1 mm genişliğinde ve 3.2 mm uzunluğunda. Bu kanatlar fişeğin çapını 18.5 mm’e yükselitiyor ve namlu içinde ilerleme sırasında sürtünmeyi azaltıyorlar. Olası bir şok tüpünden geçerlerse de deformasyona tabi oluyorlar. Merminin tabanına bir vida vasıtasıyla monte edilmiş olan plastikten uçuş tapası 8.6 mm boyunda ve onun üzerinde de aynı fonksiyona sahip sekiz adet kanat var.

Özel tapası ile Paradoss mermi görülüyor. Fotoğrafta şok tüpüne göre kendini otomatikman ayarlayabilen kılavuz “kanatçıklar” göze çarpıyor.

Yani namlu içinde ilerleme sırasında sürtünmeyi azaltma fonksiyonu olan bu tırnaklar, merminin yörüngesinde ilerleyişi sırasında ise denge sağlayıcı kanat görevi görüyorlar. Bu kanatlı tapalarla birlikte merminin tam boyu 22.4 milimetreyi, ağırlığı ise 30.6 gramı buluyor. Bu kanatlı tapa 3.4 gram ağırlığındaki gerçek barut tapasının üzerine monte edilmiş durumda ve bu şekilde komple fişek ağırlığı 34 grama ulaşıyor. Ana kesit 1.79 cm2 iken, kesit yoğunluğu 17,1 gr/cm2. Bu da .308 kalibrelik 125 grain bir çekirdeğin kesitsel yoğunluğuna denk düşüyor. Toplam yüksekliği 24,5 mm olan tapa birbirine tümleşik üç bölümden oluşuyor. Bunlardan biri merminin çanak şeklinde olan yuvası ve bu yuva kanatçıkları barındıran kanallara sahip. Diğeri, iç çapları 5,5 mm olan yatay silindirlerden oluşan esnek bölüm, sonuncusu bölüm ise 4,2 mm derinliğindeki çanak şeklinde tıkaçtan oluşuyor. Mermi-tapa bütününün toplam uzunluğu 42,3 mm. Kanatçıklar yuva içindeki kanallara kısmen oturuyorlar, çünkü bu yuva ile mermi arasında iki adet küçük disk bulunuyor.

Mermi biri sert biri yumuşak iki adet disk üzerine oturuyor ve bunlar bir arada belli bir esneklik kazandırıyorlar.

Bu disklerden bir sert, diğeri yumuşak. İkisinin oluşturduğu bütünde sıkışma neticesinde 1,5 mm kadar bir incelme oluyor ve bunun sonucu kanatçıklar kanalları içine tamamen geçmiş oluyorlar. Bu fişekte 12 kalibrelik 70 milimlik Cheddite marka bir kovan kullanılmış. Beyaz ve şeffaf yapıdaki bu kovan üzerinde bordo renkli baskı yazılar var. Gövde üzerinde Cheddite markasının amblemi ejderha ile bufalo resmi var. Kovan dipliği 20 mm yüksekliğinde pirinç kaplama saç malzemeden, fişek ise üst kenarları içe kıvrılarak kapatılmış haliyle toplam 60 mm yüksekliğe sahip. Tepesi kenar bordürlerine göre biraz içe göçük. İçinde 2,29 gram ağırlığında, 1,9×1,9×0,3 mm ebatlarında kare şeklinde kesilmiş mor-yeşil plakalardan oluşan tek bazlı Vectan A0 barut var. Ateşlemeyi Clerinox Cx 2000 kapsül sağlıyor ve bu kategorinin en yüksek enerji değerine sahip. Atış testlerini Roma’daki Cerveteri ATF atış poligonunda yaptık ve 2.750 gram ağırlığında bir Maverick 88 Security tüfek kullandık.

Fişek yatağı 76 mm olan tüfeğin silindirik namlusu 510 mm, namlu iç çapı ise 18,5 mm. Tüfeğin ağırlığı fazla olmasa da, namlusunun nispeten kısa olması ve gez donanımı bulunmayışı nedeniyle atışlar bir miktar etkilendi ve 50 metre mesafeden yaptığımız üç atışta vuruşları 25 cm çapında bir daire içinde topladık. Namlu ağzından 1,5 metre mesafeye yerleştirdiğimiz ölçüm enstrümanı ve Chrony Alpha Master kronometre ile ölçtüğümüz başlangıç hızı, 5 atışın ortalaması olarak 469 metre/ saniye olarak gerçekleşti.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here