HATSAN TORPEDO 150 – KALİBRE 4,5 MM

Yaylı ve pistonlu tam güçlü havalı tüfeklere Türklerden bir katkı: Doldurma mekanizmasında kullanılan bolt-action sürgü sistemi ilginç, pasif güvenlik konusuna büyük özen gösterilmiş, atış keyfi, kurma yayı ve toplam ağırlığı gibi detaylar dikkati çekiyor. Standart pelletlerle süpersonik.

Çıkış hızı çok yüksek olmayan havalı tüfeklere getirilen serbestliğin, bu tüfeklerin edinilmesini kolaylaştırıp aynen 1975 öncesinde olduğu gibi yaygınlaşmasına büyük katkı sağladığı bir gerçek. Diğer bir gerçek ise şu ki, birçok silah tutkunu düşük kapasiteli kırma namlulu tüfekler ile edindiği deneyimler ve kullanımlardan sonra şimdi artık daha güçlü ve kaliteli bir şeyler arayışı içinde. İşte standart ağırlıkta pelletlerle (etekli saçma) ses hızını aşan, ama fiyatıyla neredeyse çok düşük kapasiteli “oyuncak” tüfeklerle boy ölçüşen Hatsan Torpedo 150 güç arayışı içinde olan havalı tüfek tutkunlarına hitap ediyor.

4,5 mm kalibrelik Hatsan Torpedo 150 tüfek, ateşli tüfeklerin doldurma hareketini anımsatan ilginç bir saçma doldurma sistemine sahip

TÜRK FORMÜLÜ

Hatsan açıkça bir şeyi ortaya koyuyor ve benim sunacağım silahlar ultra-rafine tüfekler değil, oldukça sağlam, güçlü ve ekonomik tüfeklerdir diyor. Bununla birlikte, Torpedo 150 modelini incelediğinizde kaba saba bir ürün değil, gerek “atış”, gerek güvenlik özellikleri ve gerek dayanıklılık açısından bir takım inovatif (yenilikçi) çözümler içeren bir ürün görüyorsunuz. Bu özellikler arasında ilk başta hiç kuşkusuz “bolt action” olarak tanımlayabileceğimiz alışılmamış saçma yükleme sistemi geliyor. Bu sistemde gerçek namlu hava tüpüne bağlı çelikten bir manşon içine geçirilmiş ve topuzlu kısa bir sürgü kulpu mevcut. Saçmayı yüklemek için sürgü topuzunu döndürüp manşon üzerindeki destek omzundan kurtarıyorsunuz ve namluyu birkaç santim öne hareket ettirerek atım yatağını açıkta bırakıyorsunuz. Saçma, el ile yuvasına yerleştiriliyor ve mekanizma tekrar eski pozisyonuna getiriliyor. Bu formülün getirdiği avantaj, boşalan sıkıştırılmış havanın geldiği geçiş deliği çevresine yerleştirilmiş o-ring ile atım yatağı arasında iyi bir sızdırmazlık sağlanmış olması. Olumsuz tarafı ise, namlu ile destek manşonu arasındaki toleransın aşırı olması halinde saçma isabetinin bundan negatif etkilenecek olması.

Her halükarda, yaptığımız testlerde bu sorunun ortaya çıktığını söylemeyiz. Kurma kolu namluya paralel ve bunun hemen altında yer alıyor: Kolun kazara yerinden kurtulmasını önlemek için arpacığı taşıyan manşonun üzerinde küçük bir düğme var ve bunu ileri doğru itiyorsunuz.

Ana yay sıkıştırıldıktan sonra, kolu tekrar eski pozisyonuna getirmek için başka bir düğmeye basmanız gerekiyor. Yarım küre şeklindeki bu düğme de kasanın alt kısmında, tetik köprüsünün hemen önünde bulunuyor. Bu aslında otomatik bir emniyet tertibatı ve doldurma hareketinin tamamlanmadan eksik yapılması halinde kolun ani ve sert şekilde atarak kapanmasını (ve parmakların sıkışıp ezilmesini) önlüyor. Silahın güçlü oluşu (ve dolayısıyla yayın sertliği) nazarı dikkate alındığında, bu önlem hiç de yararsız sayılmaz. Nitekim bu tüfekte emniyet konusuna özel itina gösterilmiş olduğunu söylememiz gerekiyor, zira hava tüpünün kuyruk kısmında güçlü elinizin başparmağı ile müdahale edilebilecek noktada bir de otomatik çalıştırma (ve manuel devre dışı bırakma) kumandası öngörülmüş.

Dipçik sağlam bir polimer malzemeden imal edilmiş, mat siyah renkte, tabanca tipi kabzası ve Montecarlo tipi yanak dayama desteği var. Dipçik-kabza düzeneği metalik nişangahlar ile güzel bir bütün oluşturuyor, ama ön kampanası biraz genişçe (50 mm veya daha fazla olan) bir dürbün kullanılırsa kanaatimizce biraz alçak kalabilir, ya da çok kısa bağlantı halkaları kullanmak gerekir. Dipçiğin arkasında hava delikleri olan ve Triopad olarak adlandırılan dipçik yastığı var. Bu eleman ile dipçik arasına paket donanımda verilen desteklerden bir yada daha fazlasını yerleştirebilirsiniz ve bunlardan her biri ile tetik erişim mesafesini (trigger reach) 5 mm uzatabilirsiniz (toplamda 15 mm uzatma olanağı var).

NİŞANGAH VE TETİK MEKANİZMASI

Nişangah düzeni basit ama bütünü halinde sağlam ve işlevsel. Arpacık namlunun uç kısmındaki polimer manşon üzerine yerleştirilmiş, klasik kırmızı fiber optik çubuktan oluşuyor. Bunu tamamlayanlar, gez çentiğinin iki yanında bulunan yeşil renkte iki referans noktası. Gezde mekanik şekilde yatay ve düşey ayarı yapılabiliyor. Silindirin alt yarısında dürbün takmaya yarayan bir Weaver kızak mevcut.

Dürbünlerin mekanik sarsıntısını filtre etmek için de bunların halkalarıyla tandem şeklinde monte edilebilecek bir shock absorber (şok sönümleyici) tüfeğin paket donanımında yer alıyor. Bu açıdan baktığımızda dipçiğin içine gizli yerleştirilmiş SAS sisteminin (Shock Absorber System) daha etkin olduğunu görüyoruz: Bu amortisör sistemi atış anındaki tepkimeyi asgariye indirgeyerek (silahın imalatçısının belirttiğine göre) dürbün için amortisörlü bağlantılara gerek bırakmıyor. SAS sisteminin diğer olumlu etkisi, dipçiği gerçek mekanik gövdeye bağlayan aksamda deformasyon olması veya vida gevşemesi gibi riskleri sınırlaması ve tüfeğin güvenliğini arttırması.

Tetik mekanizması da birkaç olumlu cümleyi hak ediyor: Ekonomik fiyat aralığında yer alan bir silah söz konusu olmasına rağmen, tetik mekanizması komple metalden imal edilmiş. Dört tane koldan oluştuğu için buna (İtalyanca “dörtlü tetik” demek olan) “Quattro Trigger” adı vermişler. Bu kollar bir yandan tetik boşluğu ayarı, ikinci süreyi ve tetik düşürme ağırlığı ayarında kullanılıyor, diğer yandan emniyet tertibatı devre dışıyken silahın kazara düşmesi halinde güvenliği sağlıyorlar. Fabrika ayarı ile tetik düşürme ağırlığını 2.900 gram olarak saptadık (Lyman dinamometre ile ölçerek).

TEST ATIŞLARIMIZ

Atış denemelerini ithalatçı firmaya ait Bignami Poligonunda metalik nişangah düzeniyle 25 metre mesafeden yaptık. Atışlarda kullanmak üzere iki farklı saçma seçtik ve bunların her ikisi de Haendler amp; Netermann yapımıydı: Normal ağırlıktaki “Field target” saçmaları elde edilebilir maksimum hızı saptamak için, ağır çekirdek tipindeki “Baracuda match” saçmaları ise iyi grupmanlar elde etmek için seçtik. Maalesef dürbün takmamız mümkün olmadığından atışları önden destekli olarak sadece metalik nişangahlarla nişan almak suretiyle yaptık. Field target saçmalarla tahmin ettiğimiz gibi “bang” sesini aldık ve ses hızını aştık. Beş atışın ortalaması son derece istikrarlı oldu ve saniyede 1,6 mm içinde kalan standart bir sapma görüldü. Ama hedefler üzerindeki isabet sonuçları ise pek olumlu değildi ve iyi grupmanlar elde edemedik.

Silahın boyutları ve ağırlığı az sayılmaz, aynı şekilde doldurmak için gereken güç de öyle.

Bu pek şaşırtıcı sayılmaz, zira saçmaların bombeli uçlu ve etekli yapıları stabilizasyonu sadece saniyede 160-180 metre gibi hızların altında sağlayabiliyor. Bu hız seviyelerinin üzerine çıkıldığında isabet hassasiyeti ancak kalibreye oranla ağırlıkları fazla olan ucu kubbe formundaki saçma, yani Baracuda match tipi saçmalarla elde edilebiliyor. Bu saçmalarla yaptığımız atışlarda, tetik ağırlığı ve mekanik gez -arpacığı dikkate aldığımızda, dört atışı 40 mm çapında bir grupman içinde topladık ve bunun silahın potansiyeline uygun bir sonuç olarak görüyoruz. Gerektiği gibi bir dürbün monte edilerek atış yapılması halinde, 50 metre veya biraz üzerinde mesafelerden yapılacak atışlarda Torpedo 150 bu çapı yarıya indirebilecek kapasitede bir silah. Baracuda match saçmalarla elde edttiğimiz hız doğal olarak ses hızının altında kaldı, ama 50 metreden atışlarda Baracuda saçmalarla Field target saçmalara oranla daha yüksek bir nihai hız değeri elde ettik. Zira Field target saçmalar namlu ağzından çok hızlı çıksalar da, mesafe uzadıkça hız kayıpları daha fazla oluyor.

Paket donanımda yer alan aksesuarlar hiç fena sayılmaz: Dürbün için anti-şok blok, dipçik uzatma parçaları, plastik katlanabilir tipte iki ayaklı sehpa.

Saçma yükleme işlemi hem ana yayın sert olması, hem de alışmamış bir doldurma sistemi söz konusu olduğundan, hem de devre dışı bırakılması gereken emniyet tertibatları nedeniyle biraz uğraştırıcı diyebiliriz. Bunun yanı sıra, manşon içine geçirilmiş namlu sistemi de bütünü halinde tüfeğe belli bir ağırlık yüklüyor (yaklaşık 4.300 gram). Ağırlık merkezi hafifçe öne kaydırılmış ve bu da destekli atışlarda olduğu gibi, omuza dayalı atışlarda da silaha mükemmel denge kazandırıyor. Madalyanın diğer tarafı ise, bütün bunları yapmak için biraz kas gücü gerekli!

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here