Nazi Paraşütleri İçin Özel Bir Tasarım: FG-42

II. Dünya Savaşı modern silah tasarımlarına yol gösterici ürünlerin ortaya çıkmasına sebep olduğu için silah tarihi açısından gerçekten çok büyük bir öneme sahip.

Yaklaşık altı yıl süren bu savaş sürecinde uzun yıllar boyunca kullanılacak bir çok silah üretilirken bazı ilginç tasarımlar da bir kaç yıl içinde unutuldu. İşte bu ilginç tasarımlardan biri yazımızın esas konusunu oluşturacak olan FG-42 (Fallschirmjaegergewehr 42). FG-42 ilerleyen yıllarda yerini bir çoğumuzun yakından tanıdığı MG-42’ye bıraktığı için adını çok fazla duymadığımız bir silah.

İlk olarak 1941 yılında üretimine başlanan FG- 42’lerin üretimi II. Dünya Savaşı ile birlikte sonlandı. Günümüzde yalnızca bazı savaş müzelerinde görebileceğimiz bu silah sivil pazarda koleksiyoncular tarafından ilgi görebileceği göz önüne alınarak Decatur TEXAS’da bulunan SMG Guns Şirketi tarafından az sayıda da olsa tekrar üretilmeye başlanmış durumda. Biz de bu silahın perfomansı hakkındaki bilgileri bu kopya silahlar üzerinde araştırmacılar tarafından yapılan deneylerden öğrenebilmekteyiz.

Arka Plan;

II. Dünya Savaşında askeri havacılık teknolojisi daha önce hiç olmadığı kadar hızlı bir ilerleme kaydetti. Yeni teknolojiler yeni savaş taktiklerini de beraberinde getirdi ve paraşütçü komandolar ilk kez bu savaşta NAZİ Almanya’sı tarafından aktif bir şekilde kullanılmaya başlandı.

NAZİ paraşütçü birlikleri İtalya’nın faşist lideri Mussolini’yi hapisten kurtarma operasyonu sayesinde ilk olarak 1943 yılında geniş çaplı bir şöhrete sahip oldular. Ancak bu onların ilk operasyonları değildi.

II. Dünya Savaşı’nın 3. yılı olan 1941’de NAZİ’ler ve onların müttefikleri neredeyse tüm Avrupa’ya yayılmış durumdaydılar. İşgal ettikleri topraklarda yerel halk tarafından kurulmuş olan direniş örgütleri yeni yeni filizlenmekteydi ve doğal olarak da Müttefik Devletlerinden lojistik destek almak istemekteydiler. Bunun farkında olan NAZİ Almanya’sı da deniz yoluyla sağlanabilecek olası destekleri engellemek amacıyla Girit’i işgal etme kararı aldı.

Girit’e denizden çıkartma yapmak hem yavaş hem de çok dikkat çekici olacağı için bu yöntem NAZİ’lerin taarruz biçimi olan Yıldırım Savaşı (Blitzkrieg) taktiğine engel olmaktaydı. Bu nedenle Alman komutanlar paraşütçü komandoları kullanmanın bu işgal için en mantıklı seçenek olduğuna karar verdiler.

FG-42’nin Doğuşu;

Bu düşünce Alman Hava Kuvvetlerine (Luftwaffe) bildirildi. Ancak Luftwaffe böyle bir operasyonda görev alacak askerlerin uygun techizata sahip olmadıkları yönünde geri bildirimde bulundu. Paraşütçü birliklerinin kullanması gereken otomatik silahlar öncelikle ağır veya fazla uzun olmamalıydı. Ayrıca askerlerin daha pratik kullanabilmesi için bu otomatik silah çıkarılabilir bir şarjörle beslenmeliydi.



Luftwaffe’nın üzerinde durduğu bir diğer nokta da kullanılacak mühimmattı. Dönemin Alman Ordusu otomatik silahlarda genel olarak 8mm Kurz olarak isimlendirilen (aslında 7.92×33 mm) mühimmatı kullanmaktaydı. Ancak bu mühimmatın böyle bir operasyon için yeterli ateş gücünü sağlaması mümkün değildi. Alman ordusu genel piyade techizatı olarak kullanmakta olduğu K98k’larda 7.92×57 mm Mauser mühimmatını kullanmaya başlamıştı ancak bu silah böyle bir operasyon için oldukça hantal bir yapıya sahipti.




İşte tüm bu sebeplerden dolayı gerekli ihtiyaçlara cevap verebilecek olan yeni bir otomatik silah tasarımı için yarışma düzenlendi. Yarışmaya Rheinmetall ve Kreighoff Şirketleri tasarladıkları prototiplerle katıldılar ve Rheinmetall şirketinin prototipi yarışmayı kazandı

Ordunun da desteği ile FG-42’nin ilk prototipi olan Type E Rheinmetall şirketi tarafından tasarlandı. Bu tasarım ihale sürecinde istenilen şekilde hafif ve oldukça da zarif bir yapıya sahipti. Ancak silahın bir çok parçası bu özelliklere sahip olması için inceltilmişti ve bu yüzdende Type E oldukça hassas bir yapıya sahipti ayrıca hiç de kullanışlı değildi. Ağırlığın azaltılması için Type E’nin dipçiği alüminyumdan imal edilmişti ve bu yüzden de çok çabuk bir şekilde hasar alabilmekteydi. Silahta bulunan çatal ayak da oldukça ince bir yapıya sahip olduğu için kolayca eğilebilmekte hatta kırılmaktaydı. Ayrıca namlunun ortasına kadar uzanacak şekilde imal edilmiş olan gaz pistonu da çok çabuk bozulmalara sebep olabilecek bir yapıya sahipti.

2000 adetlik Type E üretiminden sonra bu sorunlar masaya yatırıldı ve silahta çeşitli düzeltmeler yapıldı. Bu düzeltmelerin ardından yeniden tasarlanan modele Type G ismi verildi. Type G önceki FG-42 versiyonuna göre biraz daha ağırdı ancak önceki versiyona kıyasla oldukça dayanıklı bir yapıya sahipti. Çatal ayağın yeri biraz daha öne kaydırılarak namlu ağzının altına yerleştirildi ve daha sağlam bir şekilde sabitlendi. Dipçik ahşaptan imal edildi ve şarjör de tozlanmadan korunma amacıyla yeniden tasarlandı.

Bu ikinci versiyon öncekine göre daha ağır bir yapıya sahip olsa da daha başarılıydı ve yapılan yeniliklerle bu silah tam otomatik atışta daha rahat kontrol edilebilen bir yapı kazandı. II. Dünya Savaşı’nın sona ermesine kadar bu silahtan yaklaşık olarak 6000 adet üretildi.

Günümüzde FG-42 100.000 $’lık fiyatı ile ABD’de satılan II. Dünya Savaşı silahları arasında en pahalı olanı. İşte bu yüzden SMG Guns Şirketi bu silahın kopyalarını üretmeye başlamış durumda.

SMG Tarafından Üretilen FG-42’ler;

Texas’ta bulunan SMG Guns Şirketi yeniden üretimine başladığı FG-42’lerde işlevselliği ön planda tutmakta. Bu yüzden silahın parçalarında orijinaline kıyasla büyük bir kalite artışı gözle görülebilmekte. Silahın tüm metal aksamları modern yöntemler kullanılarak CNC tezgahlarında yüksek kaliteli çelik malzemeden imal edilmekte.




Geri Tepme;


FG-42’nin geri tepmesi bu ölçülerde mühimmat kullanan bir silah için beklenenin oldukça altında. Bunun üç önemli nedeni var.




Birincisi silahta bulunan namlu ağzı baskısının (kompansatör) mükemmel tasarımı. Bu parçanın dış görünüşü oldukça kötü olsa da silahın şahlanmasını azaltmada oldukça etkili.




İkinci neden silahın ağırlığının başarılı bir şekilde dengelenmiş olması. 5,7 kg’lık bir ağırlık taşıma sırasında yorgunluğa neden olsa da silah üzerinde oldukça iyi bir şekilde dağıtılmış olduğu için atış esnasında yararlı bir özelliğe dönüşmekte.




Üçüncü neden ise silahta bulunan dipçiğin yapısı. FG- 42’nin dipçiği sahip olduğu özel eğimli yapısı sayesinde daha stabil atışların yapılmasına yardımcı olmakta.





Dayanıklılık;


Orijinal ikinci nesil FG-42 dayanıklılık konusunda tam bir Alman güvencesi vermekte. Her türlü sert savaş ortamına uygun olarak tasarlanmış olan bu silahı kullanan askerlerin silahlarına ne kadar çok güvendiklerini tahmin etmek hiç de zor değil.




Ancak SMG Guns tarafından üretilen kopya FG- 42’lerde ender de olsa tutukluk yaşandığından bahsetmekte yarar var. Şirket yetkilileri Federal, Winchester veya Remington’un mühimmatlarını kullandığımız tahdirde böyle bir sorunun yaşanmayacağını ileri sürmekteler.





Bazı Detaylar;



Tekrar belirtmeliyim ki; oldukça değerli olan bu silahın orijinali ile atış yapmak çok da mantıklı değil. Bu yüzden yapılan testler SMG Guns’ın ürettiği kopya FG-42’lerle yapılmakta.




FG-42’de bulunan 20 mermilik kapasiteye sahip olan şarjör silahın sol tarafına takılmakta. Bu yüzden bu silah yalnızca sağ elle kullanılabilinmekte. FG- 42’nin mekanik aksamı doğrudan tetik mekanizmasının üzerinde yer aldığı için oldukça dar bir alan kaplamakta. Ayrıca silahın deflektörü kovan atma boşluğunun hemen arkasına yerleştirilmiş durumda.




Silah yaklaşık 5,7 kg (12.5 pound) ağırlığında. Bu ağırlık aslında biraz fazla olsa da silah üzerinde iyi bir şekilde dengelenmiş durumda. Gövdenin arka kısmına yükseltilmiş bir şekilde yerleştirilmiş olan diopter nişangah (delikli gez) atış sırasında çevre kontrolü sağlamada oldukça yararlı.




CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here