Pek fazla tanınmayan Mauser 96 modeli 16 takozlu sürgü kafasıyla yeniden piyasada: Hızlı ve akıcı çalışan sürgü, hızlı namlu değiştirme olanağı (Lothar Walter), ayarlanabilir tetik mekanizması, kaliteli Bavyera dipçik. İsabet oranı da fena değil. “Meraklı” avcılar için büyük bir potansiyele sahip.
Manuel mekanizmalı, kurma hareketi doğrusal olan ve seri atış yapabilme özelliğine sahip bazı tüfekler için “straight-pull” terimi kullanılıyor. Bu felsefeyi yansıtan en ünlü örnekler içinde Mannlicher M1895 modelini görüyoruz. Bu modelde düz bir hat üzerinde gidip gelen klasik kurma kolu ile hareket ettirilen döner kafalı sürgü mekanizması kullanılmıştı ve bu çözüm operasyon sırasında silahı kurma eylemini hızlandırmak amacıyla yapılmıştı. İsviçre güvenlik birimleri tarafından kullanılan Schmidt Rubin 1911 ve K31 modelleri de bu mekanizmaya sahip silahlardı. Daha sonra günümüzde daha modern uygulamalarla üretilen Blaser R93 ve R8 modelleri ile Mauser 96 ve bir sonraki 97 modeli hep bu felsefeyi yansıttılar. İşte Avusturyalı üretici Rössler, 1996 yılında ürettiği 96 modelinden esinlenerek bu yazımızın konusu Titan 16 modelini gerçekleştirmiş bulunuyor.
Sürgü kafasının üzerindeki kilit takozların sayısı dikkat çekici: Tam 16 adet ve bu bir rekor.
Ancak burada bir esinlenmeden çok bir revizyondan bahsedebiliriz, zira Titan 16 artık belli bir yer edinmiş olan ve lisansı kısa süre önce Avusturya firmasına devredilen Mauser projesinden türetilmiş bir silah. Bu modelin lisans devriyle birlikte diğer bazı bolt-action tüfeklerin lisansları da devredilmiş ve bunlardan da Titan 3 ile Titan 6 serisi silahlar üretilmişti. Peki ama Straight-pull silahlar ne işe yarıyor? Bunlar av sırasında isabet yüzdeleri açısından klasik bolt-action (mavzer mekanizmalı) tüfeklerin yerine konulabilir; ama kurma hızı açısından, diğerleriyle kıyaslanmayacak kadar hızlıdırlar. Atışı tekrarlama hızı bir yana, başka avantajları da vardır. Bunları ayırt eden temel özelliklerden biri Titan 16 modelinde mevcut. Bu model de, diğer straight-pull modellerde olduğu gibi, sürgü mekanizmasının kapanması ve açılması için kurma kolunun dikey yönde dönmesini gerektirmiyor, zira elle yapılan hareketin tamamı namlu ile aynı doğrultuda gerçekleşiyor. Bu da atıcının atışları tekrarlarken pozisyonunu hiç bozmadan nişan hattında kalmasını ve dürbünle belki de yaralanmış olan ve durdurulması için ikinci ve son atışın yapılmasını gerektiren avını izlemesini kolaylaştırıyor.
Sürgünün doğrusal hareketi uzun bir kurma kolu ile sağlanıyor, kolun ucunda iri bir topuz mevcut. Sürgünün ileriye uzanmış pozisyonu biraz alışkanlık gerektiriyor.
Bu özellik güvenlik operasyonlarında da olumlu etkisini gösterdiğinden, Mauser hemen 96 modelinin polis güçlerinin seçkin atıcılarına yönelik bir versiyonunu devreye almış. Günümüzde bu tip amaçlar için en tercih edilen modellerden biri Blaser R93 tactical. Halen Avrupa’da bir çok polis ve güvenlik birimi tarafından kullanıldığı gibi, bazı eyaletlerde Amerikan polisi tarafından da kullanılıyor. Olayın bir de yasal yönünü incelemek gerekirse, bilindiği gibi birçok ülkede bazı av türlerinde yarı otomatik silahların kullanılması yasak ve bu nedenle straight-pull mekanizmalı tüfekler, tam olarak yerlerini dolduramasalar bile, normal yarı otomatik tüfeklerin bazı fonksiyonlarını üstlenebilirler.
Titan 16 modelinin mekanizmasının sahip olduğu birçok özellik, teknolojik açıdan daha ileri olsa da, klasik bir av tüfeğinin bazı özellikleriyle çelişmiyor.
Kilit takozları doğrudan namlu kuyruğu (barrel extention) içinde kapanıyor ve kasayı zorlanmalara karşı koruyor.
RAFİNE MEKANİK ÖZELLİKLER
Bu silahta ilk bakışta insanı etkileyen şey, silahın zarif bir incelikteki klasik yapısı ve kanaatimizce bu haliyle hoş bir estetiğe sahip. Diğer etkileyici tarafı, aynen yarı otomatik tüfeklerdeki gibi kurma kolunun nispeten ileride bulunan pozisyonu. Sürgüsü de, özellikle sürgü yatağından ayrılmış kafasıyla bazı yarı otomatiklerdeki sürgü mekanizmalarını andırıyor. Sürgü kafasında radyal şekilde dizilmiş 16 adet kilit takozu var ve bunlar her biri sekizerlik iki sıra halinde dizilmişler.
Sürgünün yüzü fişek tablasını desteklemek için gömme şekilde dizayn edilmiş, iç kısmında ise pimli kovan fırlatıcı ile, dokuzuncu dişin olduğu yere karşılık gelen tırnaklı tipte kovan çıkartıcı (ekstraktör) mevcut. Bu dizayn, sürgü kafasının serbest kaldığında sadece 20 derecelik bir dönüş yapmasına göre tasarlanmış, bu da sürgü hareketini son derece akıcı hale getiriyor.
Tek sıralı şarjör 3 fişek kapasiteli, silahın her iki yanındaki bağlantılarla yerinde tutuluyor. Şarjörün kazara düşmesi zor, çünkü her iki düşürme düğmesine aynı anda basmak gerekiyor.
Nitekim silahın mekanizması, kafanın klasik eksantrikli bir sistemle döndürülmesini ve buna bir pimle kumanda edilmesini öngörüyor. Bu pimin iç kısmında birbirine birleşik iki küçük yönlendirici kol var ve dışarıdan da görülen bu küçük kollar, sürgü yatağının üst kısmına takılarak bir yandan bir yana uzanan pimi geriletmek için yeterli bir manivela işlevi görüyorlar. Bu zekice tasarlanmış proje uygulaması hareketli kütleyi ve dolayısıyla kurma eylemini daha akıcı hale getirmek için düşünülmüş, çünkü kafayı döndürmek için yararlanılan pim burada boylu boyunca uzanan geleneksel tipte bir iğne kullanılmasına izin vermemiş. Aslında Titan 16 modelinin mekanizmasında geleneksel olarak ne var diye sorarsanız, pek bir şey yok deriz, zira ateşleme sisteminin tamamı çok karmaşık bir iç mekanizmaya emanet edilmiş ve bunu sökmenizi kesinlikle tavsiye etmeyiz.
Silahın mekanizmasını sökmek için bir alyen anahtara ihtiyaç var ve bununla kurma kolunu tutan vidayı söküyorsunuz.
Sürgü iç mekanizması çıkarıldıktan sonra buradaki kolun ve vidanın hemen yerlerine takılmasını öneririz, çünkü kurma kolu olmadan sürgünün “kapanma” hareketiyle geriye atması halinde, iç mekanizmayı tekrar yerine yerleştirmek için bu grubu kurmak imkânsız hale gelir. Böyle bir durumda her halükârda kurma kolunu arka tarafa doğru döndürmek ve aynı anda (sürgünün yüzüne bakar durumdayken) kafaya saat ibresi yönünde bir dönüş hareketi yaptırmak gerekecektir.
Kurma kolunun ilk hareketi sürgü kafasının dönmesini sağlıyor ve kilit takozlarını namlu kuyruğu içindeki yuvalarından kurtarıyor.
Sürgü yatağının son kısmında ise yumuşak lastikten yapılmış oldukça kalın bir tampon mevcut ve bunun hem kapsülün delinmesi neticesinde olası gaz kaçaklarına “tapa” olarak müdahale etme görevi var, hem de sürgü yatağı ile dipçiğe yanağını fazla ileri pozisyonda dayayan atıcının elmacık kemiğine gelebilecek darbeyi sönümlemek gibi önemli bir fonksiyonu var.
Sürgü (bolt) hafif alaşımlı metalden yapılmış yatağın içinde gayet yumuşak ve akıcı şekilde hareket ediyor, kafanın kapanması ise namlu kuyruğu (barrel extention) içinde gerçekleşiyor.
Silahın göze çarpan diğer bir yanı, namlusunun çok hızlı şekilde sökülebilmesi. Bu şekilde namluyu farklı kalibrede başka namlularla değiştirebiliyorsunuz. Bunun için üretilmiş kalibreler .243 Winchester’den başlayarak .375 Ruger’e kadar gidiyor. İtalya’da şu an için satışta olanlar .243 Winchester, 7 mm Remington magnum, .25-06, .270 Winchester, 7×64 mm, .308 Winchester ve .30-06; zaten bunlar da Avrupa’da yapılabilen av türlerinin bir çoğu için uygun kalibreler.
Namluya, yüksek dayanıklılığa sahip çelikten yapılmış bir kuyruk, vidalanmak suretiyle sabitlenmiş, içerisinde sürgü kilit takozlarının yuvaları var ve imalat özellikleri açısından AR 15’lerde kullanılan namlu kuyruklarını (barrel extention) andırıyor. Namluyu sürgüye sabitlemek için kuyruğu kundak içine açılmış bir yuvaya yerleştiriyorsunuz ve sürgünün alt kısmına takılı iki bloktan geçen vidalarını sıkıyorsunuz. Bunlar bir mengene misali sıkıştırma uygulayarak namlu ve sürgüyü birbirine çok sağlam bir şekilde raptediyor. Özetle, eğer namluyu değiştirmek isterseniz, dipçik-kundak grubunu çıkartmak, fişek yatağının altında yatay konumdaki bu iki vidayı gevşetmek ve namluyu çekip çıkarmak yeterli. Tekrar monte etme işleminin hatasız olmasını sağlamak için bir kılavuz pim düşünülmüş; bunu kundak içindeki yuvasına sokarak yivli namlunun tam yerine konumlandırılmasını sağlamış oluyorsunuz.
Gezde yatay ayar yapılabiliyor. Fotoğrafta aynı zamanda ördek gagası şeklindeki siyah kundak burnu görülüyor.
Değiştirilebilen tipte namlu uygulaması en çok Alman malı tüfeklerde görülen ve Alp bölgelerinde sıkça kullanılan bir çözüm, zira yasalar açısından değerlendirdiğimizde, bazı ülkelerde vatandaşların av silahı bulundurma kontenjanında daraltmalara gidildiğini biliyoruz, dolayısıyla karabina üreticileri hızlı namlu değiştirme sistemlerine yönelmiş bulunuyorlar ve nitekim Blaser R93, Sauer 202, Mauser 66, 96 ve 97 ile Erma SR 100 gibi modellerde bu uygulamayı görüyoruz.
Bizi ilgilendiren tarafı ise, bu çözümün ekonomik açıdan bir avantaj getirmesi, çünkü silahı belli bir kalibrede satın alma ve sonra ihtiyaca göre namlu değiştirme yoluna gidebilmek gibi bir seçenek söz konusu. Bu şekilde sadece silah bakımından değil, dürbün, bağlantılar ve sair aksesuarlar açısından da tasarruf sağlama şansı var.
Namlu Lothar Walter marka, 4 adet yivli ve 220 mm (1:8,7”) hatve oranına sahip. Bu belirttiklerimiz elbette testte kullandığımız 7×64’lük silaha ait veriler. Bizim test ettiğimiz tüfeğin namlu uzunluğu 560 mm, ama magnum kalibreler için 610 ve 650 mm namlular da mevcut. Fişek yatağının olduğu noktada namlu çapı 29 mm, namlu ağzında ise 15,2 mm, bu da elimizdeki tüfeği tam av tipi bir tüfek haline getiriyor.
KALİTELİ NAMLU
Silahın üstte bahsettiğimiz ve doğal olarak çok uzun süreli ve fazla sayıda atışlara yönelik olmayan profili kendini hemen belli ediyor ve üst üste birkaç atıştan sonra hemen “ısınma” belirtileri gösteriyor. Fakat buna rağmen Lothar Walter marka kaliteli namlu mermilerin hedef üzerinde en ufak sapmalara bile uğramasına izin vermeyerek isabet hassasiyetini yüksek tutuyor. Buna silahın yapısı ve namluyu tamamen serbest bırakan kundak-dipçik grubunun katkısı da var. Dipçik ve kundak kaliteli ceviz ağacından yapılmış, kalitesi gayet iyi ve ayrıca önde namlu kilitleme bloklarının olduğu yerde glass bedding uygulaması var (kundak-sürgü arası sürtünme yüzeyine epoksi bazlı malzeme uygulama; aynı zamanda recoil lug olarak da görev yapıyor), ayrıca arkadaki vidaya ise hafif alaşımlı metalden pillar bedding (kolon yataklama) uygulanmış.
Gerek Bavyera tipi dipçiğin nişan yüksekliği, gerek kabza açısı, silahın son derece ergonomik olmasını hedefleyerek hesaplanmış ve bunu daha tüfeği elinize alır almaz fark ediyorsunuz. Tüfeğe alışkanlık kazanmadan önce biraz antrenman yapmanızı gerektirecek yegane eleman kurma kolu, zira bunun nispeten ileride olan pozisyonu bir yandan kurma eylemini bilhassa kışın kalın giysilerle daha kolay hale getiriyorsa da, diğer yandan elinizin bu harekete alışkanlık kazanması gerekiyor.
Kabze dipçiğinde Rössler tüfeklerin model adlarını gösteren madalyonlardan bulunuyor. Yerine iki adet çirkin yıldız vidayla sabitlenmiş.
Dipçiğin doğru uzunluğu da silahın kullanışlılığını arttırırken, kauçuk dipçik pedi de hem geri tepmeyi gereken şekilde sönümlendiriyor, hem de omuzda kaymazlığı arttırarak iyi bir tutuş sağlıyor. Kundağın arka, tetik köprüsünün de hemen ön tarafında tek sıralı ve 3 mermi kapasiteli kompakt şarjörün yuvası var. Şarjör silaha her iki yanda bulunan iki şarjör düşürme düğmesinin kumanda ettiği bağlantı sistemiyle sabitleniyor. İkili bağlantı sistemi şarjörün taşıma sırasında farkına varmadan alınan darbeler neticesinde düşme olasılığını ortadan kaldırıyor, zira şarjörü düşürmek için iki kumanda düğmesine aynı anda basmanız lazım. Şarjör, CIP tarafından öngörülen ölçülerin üzerinde boya sahip fişekleri de alabilecek şekilde boyutlandırılmış. Test atışlarımız sırasında ucu çıplak kurşunlu fişeklerle bile besleme sorunu yaşamadığımızı belirtebiliriz. Atışlar sırasında kullandığım mühimmatın hepsi piyasa işi fişeklerden oluşuyordu: 123 grain KS çekirdekli RWS; 140 grain Sierra Game King çekirdekli Hirtenberger; 150 grain Power Point çekirdekli Winchester ve 175 grain Nosler Partition çekirdekli Hirtenberger.
Bu testlerimiz sırasında Ra Sport firması Titan 16 için bize av tipi dürbünlerin en iyi olanlarından birini verdi: Bir inç çapında borusu olan ve kategorisinin zirvesinde olan 4D-Dot aydınlatmalı retikül (iç taksimat) donanımlı Kahles Kxi 3,5-10×50.
Test atışlarımızı Brescia kentindeki Tsn di Bagnolo Mella firmasının poligonunda gerçekleştirdik ve 100 metreden sadece önden destekli üç atışlık seriler yaptık.
Luxus dipçik Bavyera tarzında, üstten bombeli, yanak dayama desteği ise daha köşeli dizayna sahip.
TEST ATIŞLARIMIZ
İlk denediğim fişek dürbünün ince ayarını yapmak için Winchester oldu: İlk atışı yaptıktan sonra, fişek yatağında ya da kovanda yağ olması nedeniyle sürgüyü açmakta biraz zorlandım. Sorunu çözdükten ve yirmi el kadar ateş edip namluyu “temizledikten” sonra, silahı soğumaya bıraktım ve Winchester mermilerle ilk serimizi gerçekleştirdim.
Şarjördeki üç mermiyi ardı ardına ateşleyince silahın kalitesi hemen ortaya çıkmaya başladı ve bu ilk atışlarda sadece 22 mm çapında bir grupman elde ettim. Bunları aynı fişeklerle ve aynı isabet oranıyla diğer atışlar izledi ve en iyi grupman hedefin merkezinin hemen 19,5 mm çapında gerçekleşti. Daha sonra 140 grain HP çekirdekli mermilere geçtim ve bunlarla grupman çapını daha da küçülttüm: 18.5 mm. Grubun en hafif çekirdekli mermileri olan 140 grain RWS KS fişeklerle silahın kısa hatveli yiv yapısına sahip namlusu nedeniyle 34 mm çapın altına inemedim.
175 grain HP çekirdekli fişeklerle işler yine normale döndü ve 21 mm çapındaki grupman bu silahın ağır çekirdekli mühimmata daha uygun olduğunu kanıtladı.
Atışlar sırasında seri atışlar sırasında silahın son derece akıcı şekilde kurulduğunu, dolayısıyla hızlı seri atışlar yapabildiğini, kullanılan mühimmatın hiç biriyle sorun yaşatmadığını test etmiş oldum. İğne vuruşları gereken şiddette ve merkeziydi, kovandaki yanmış barut izleri ise Rössler tarafından mükemmel bir fişek yatağı gerçekleştirilmiş olduğundan sıfırdı. Titan 16 gerçekten de ilginç bir silah, önemli teknolojik ayrıntılara sahip, en önemlileri de güvenilirliği ve yüksek isabet hassasiyeti ile estetiği. İstediğiniz gibi kalibre değişikliği yapabilmeniz ise bir başka artısı; bu sayede daha kullanışlı hale getirilmiş. Straight-pull mekanizma piyasaya ilk çıktığında tam anlaşılamamış olsa da, avcılıkta sağladığı avantajlarla yüksek bir potansiyele sahip olduğunu gelişerek göstermeye devam ediyor.
Rössler Titan 16 elit bir pazara hitap ediyor, yani doğrusal hareketli sürgü mekanizmanın tutkunları ilk müşterileri, ama oldukça “rekabetçi” bir fiyata sahip olması da bu tüfeği deneyimli avcılar için aranan bir silah haline getirebilir.