Punt Gun: Daha da büyüğü yok muydu?

Gelmiş geçmiş en büyük silahlardan bir tanesi, devasa yivsiz av tüfekleri olan “punt gun” silahları idi. “Punt” kelimesi; “sırıkla yürütülen tekne” anlamına gelmektedir. 1800’ler ile 1900’ler arasında kullanılmış bu tüfekler; av amacı ile kullanılmış olan en büyük çaplı silahlar olmuşlardır.

Çakmaklı modelleri ile meşhur olan bu tüfeklere son zamanlarına doğru karton fişekler üretildiğini de biliyoruz. Tek atışında 2 inçlik(200 kalibre!) çapa sahip olan namlusundan tam tamına yarım kilo saçma atabilen bu tüfekler; kullanım için alçak sığı su sallarına bağlanır ve namluları teknenin burnundan dışarı doğrultulurdu. Su kuşlarının avlarında kullanılmış olan bu tüfekler, koloni halindeki sürülerden tek atışta 50 kadarını vurabiliyorlardı.

Kısacası bu silah, bilinen en eski “toplu av yakalama” silahlarından birisiydi. Bu sayede tek atışta bütün sürüyü yakalayabilen bir avcı, bu avları lokantalara pazarlayabiliyor ve bu sayede geçimini sağlayabiliyordu. Normal çaplı bir tüfek ile tek atışta bu kadar avı yakalamanın imkansız olacağı gibi tek atış sonrasında bütün sürünün kaçışacağını da hesaba katarsak belki de tarihin “ekmek teknesi” konumundaki en eski silahı da olabilir!

Kuşların ürkmemesi amacıyla mesafenin normal av mesafesinden daha uzun olması ve silahların saçmalar ile doldurulan yivsiz namlulara sahip olması sebebiyle ilk başta herhangi bir avı küçük parçalara ayırabilecek gibi duran bu silah aslında hiç de sanıldığı gibi “gereksiz fazlalıkta güçlü” değildi! Ki zaten kullanım çağı dumansız barutun keşfinden önce olması da güç/mesafe ve çap oranını destekleyen faktörlerden. Yine de atıldığı zaman salın bütün rotasını değiştirmeye yeterli bir geri tepme oluşturuyordu ki bu sebeple adını da almasına neden olan sallara sabitlenerek kullanıldı.

Av yasalarının modern çevre bilimi ile düzenlenmesinin sonucunda yasaklanarak amaçlarını yitiren bu silahlardan günümüzde İngiltere’de aktif olarak çalışan 50’den az kaldığı belirtiliyor. Bu silahların da çoğunu Kraliçe Viktorya’nın 1897’deki Elmas Jübilesi’nden bu yana geleneksel olarak yapılan elam atışlarında görmek mümkün!