Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu’nun sonunda çıkarttığı ve uzun süredir beklenen Milli Piyade Tüfeği (MPT), tam da askerimizin ihtiyacı olan koşullara uygun tasarlanmış!
Bir dönem haberlerde yankılanan fakat sonra üretimi yapılmayan Mehmetçik-1; tüfeği Alman Heckler amp; Koch silah firmasının tasarladığı ve ürettiği HK 416’nın üzerinde MKEK’in üzerinde teknik ve üretim sistemi hakkında değişiklikler yapması ile ürettiği versiyonu idi. O nedenle HK 416 sürümleri kategorisi içinde sayılmaktaydı. Ülkemizin ilk tam otomatik yerli piyade tüfeği olmaya hazırlanan Mehmetçik-1 tüfeği; Heckler amp; Koch 416’ya çok benzemesi sebebiyle Heckler amp; Koch’un itirazları ile üretimden kaldırılmıştı. Bunun üzerine Türk mühendis ve teknisyenler, hem askerimizin yıllardır alıştığı ve canları pahasına güvendikleri tasarımın dışına çıkmayacak kadar benzer hem de HK’un patent sorunlarından sıyrılacak kadar özgün bir tasarıma sahip olan bu tüfeği geliştirdiler.
Silahın ilk göze çarpan parçalarından olan taşıma kulpu, uzun mesafe yürüyüşlerinde silahın yükünü daha az hissettirmek ve her an saldırı pozisyonuna geçmeyi daha hızlı hale getirmek için eklenmiş. Elbette ki bu kulp çok rahat bir şekilde sökülerek yerine herhangi bir aksesuarın takılmasına imkan veren Picatinny kızağına sahip.
Piyasaya son 20 yılda sürülen çoğu modern piyade tüfeğinin 5.56mm olarak tasarlandığını biliyoruz. Bunun en büyük gerekçelerinden biri, yaralamanın, öldürmekten daha iyi bir savaş taktiği olmasıdır. Çünkü yaralanan kişi savaş alanından çekilemez ise cephedeki diğer askerlerin de psikolojik durumunu etkileyecektir, ayrıca daha çok yaralı demek, yaralı taşıyacak ve onlar ile ilgilenecek daha fazla personelin meşgul tutulması ve böylece düşman saflarında daha fazla karmaşaya neden olması demektir. İkinci en büyük sebebi ise silah endüstrisine sahip birçok ülkede düzenli yerleşim olmasıdır. Dolayısıyla bütün olası çatışma ortamları kısa-orta menzil arasında kalmakta olup kontrolü daha kolay olan küçük ve kullanışlı mermileri gerektirmesidir.
Türk yapımı bir piyade tüfeği olup da süngü kulpu taşımıyor olması gerçekten MPT-76’ya yakışmazdı! Bazen bir askerin silahında tek aradığı küçük bir geleneksel dokunuş olamaz mı? Burada da silahın göz alıcı bir grafik canlandırmasını görüyoruz.
Bizim ülkemizde ise çatışmalar dağlık araziler ve geniş ovaların coğrafi etkisi dolayısıyla orta menzil ile uzun menzil arasında gerçekleşir. Dolayısıyla askeri birimlerimizin ana muharebe tüfeği bu beklentiyi karşılayacak güçlü fişekler kullanabilmelidir. Silahın dengesi ve tutuşu ülkemizce yine çok sevilen G3’e yakın tasarlanmış olup G3’ün yeni kardeşi G36’dan ve meşhur M4 platformundan da izler taşımaktadır. Bu tasarımdaki amaç; kontrol edilmesi rahat, alışılageldik ve dengeli bir 7.62’lik platformun modern savaş gereçleri ve modern harekat tüfeklerinin yedek parçaları ile uyumlu olan bir taktiksel platform ile buluşmasını sağlamaktır. Tüm bunların birleşimi vesilesi ile de ortaya çıkan silah neredeyse tamamen “özgün” olarak nitelendirilebilecek bir mühendislik harikası olmuş! Bu başarıya ulaşmamızı sağlayan bütün mühendis ve teknisyenlerimizi gönülden tebrik ediyoruz!
