7 mm magnum çaplı yeni Blaser R8 ve bu tüfeğin “harp” donanımında bulunan ve ava en çok “yaklaştıran” yeni dürbünü Aimpoint H-12 moa ile ava çıktık. Tetik bloğu ile beraber çıkartılabilen şarjör pratik bir uygulama, “desmodromik” tetik mekanizması ise çok etkili. Polimer dipçiği ve şık görünümüyle son derece “dinamik” bir yivli tüfek.
Aslında hiçbir zaman Blaser tüfeklerin bir tutkunu olmadım. Bana her zaman olduğundan daha değerli gösterilen “kibirli” tüfekler gibi gözüktüler. Yani çok laf az iş deyişine uygun şekilde. Buna rağmen yeni R8 bende beğeni uyandırdı ve bu tarz tüfeklere inanmamı sağladı. Bu belki de yıllardır farklı markaların tüfeklerde uyguladığı sürgülü doldurma sistemine alışmamdan olacak. R8’in beni en fazla etkileyen tarafı güvenliği. Alman malı tüfekler hakkında uzun zamandan beri ortalıkta dolaşan söylentilere bakılacak olursa, güvenlik konusunda mükemmelliği az bir şey sayılmaz. Alman sertifikasyon kurumu Deva tarafından yapılan testlerde R8 modeli 14.500 bar basıncın üzerinde yüklere tabi tutulmuş ve gözle görülebilen herhangi bir dış hasar oluşmamış. Bu değer bugüne kadar Deva tarafından bir ateşli silaha uygulanmış en yüksek gaz basıncı. Bundan başka tüfekte bir de manuel emniyet tertibatları var: Tetik sistemini hiç zorlanmadan anında devre dışı bırakan doldurma sürgüsünden başka, ayrıca tetik mekanizmasını da barındıran şarjörü çıkararak tüfeği tam güvenlik içinde bir yerden bir yere taşıma olanağı da var. Bu sistem tüfeği “kullanılamaz” duruma getiren özgün bir çözüm, ama tabii şarjörü bir yerlerde unutmamak lazım. Her halükârda 100 Euro civarında bir rakam ödeyerek (75 € şarjör, 31 € koruyucu kılıfı) yedeklerinden almak mümkün. Ayrıca ruhsata işletme konusundaki bazı kolaylıkları da bu silahı İtalya’da daha çekici hale getiriyor.
Blaser her tür kolaylıktan bir parça içeren bir tüfek: Solaklar için üretilen versiyonlarından, bir üst sınıfa geçmek veya estetiğini değiştirmek için “upgrade” edilebilen modellerine kadar mevcut. Şarjörüyle birlikte farklı kalibre ve uzunlukta namlularını alabiliyorsunuz. 7 mm kalibreli R8 Blaser Magnum tüfeğin liste fiyatı 2.990 €, Professional modelinin namlusuz fiyatı 2.191 €, namlusuz ve sürgüsüz fiyatı 1.695 €.
Tüfeğin dipçiği gerçekten çok özenli imal edilmiş. Yekpare koyu yeşil sentetik ve kırılmaz malzemeden, ayrıca en yüksek sıcaklıklardan dahi etkilenmiyor. Ön destek bölümü ile kabza kısmı kaymazlık sağlayan pürüzlü elastin malzemeden. Kabza her türlü hava koşulunda iyi ve güvenli bir kavrama sağlayabilmek için son derece ergonomik yapıda dizayn edilmiş. Dipçik 370 mm uzunluğunda, omuzluk kısmı geri tepmeyi absorbe etmek için kademeli salım özelliğine sahip özel kauçuk yastık donanımlı. Bu dipçik gayet verimli olduğundan isteğe bağlı aksesuar olarak satılan ve geri tepmeyi %20 azaltan orijinal Kickstop entegre amortisör ikinci plana düşüyor.
Tüfeğin dizaynı içinde klasik bir şeyler barındırsa da yenilikçi sayılır. Ergonomisi mükemmel, görünümü şık.
ÇİFT NAMLU
Test ettiğimiz model 650 mm uzunluğunda bir namluya sahipti, namlu ağzı çapı 17 mm, 6 yivli, yiv-set kıvrımı sağa doğru ve yiv kıvrım oranı (hatvesi) 1:10″ olan bir namluydu. Ama 580 mm uzunluğunda namlusu da mevcut. Fişek kapasitesi 3+1, ağırlığı 3 kg’nin altında ve bu da bir tüfek için oldukça hafif demek anlamına geliyor. Nitekim imalat aşamasında tüfeği hafif tutabilmek için hafif alaşımlı metal malzeme ve termoplastik kullanımına ağırlık verilmiş.
Genel yapısı itibarıyla tüfek R93 modelinden türetilme. Çalışma sisteminde bazı iyileştirmeler yapılmış. Hafif alaşımlı metalden imal edilmiş olan iskeleti üzerine sürgü kızağı ve “yaprak” sistemiyle namluyu örten bir sürgü var ve buna hafif döner hareketli bir sürgü kolu kumanda ediyor. R93 modeline kıyasla sürgü kilit takozlarının arka kısmı değiştirilmiş ve şimdikiler eğimli değil dikey konumdalar.
Sürgü yatağı öne doğru itildiğinde bu takozlar atım yatağının hemen arkasında bulunan yuvarlak bir oyukta kapanıyorlar. Sürgünün arka tarafına etki eden basınç aynı zamanda bu takozların tam bir sızdırmazlık içinde kapanmasını sağlıyor. Sürgü yatağının üst kısmında bulunan paslanmaz çelikten küçük bir pim namlunun kubuzla birleştiği noktaya baskı yaparak çekme işlemini kolaylaştırıyor. Kovanın ilk ayrılma hareketi doldurma kolu döndürüldüğünde gerçekleşiyor ve sürme işleminin geri kalan hareketi sürgüyü tamamen geri çekmeye ve kovanı dışarı atmak için atım yatağından çıkarmaya yarıyor. Sürgü kafası geriye gelen tipte ve pimli kovan fırlatıcısına sahip, ekstraktör (kovan tırnağı) ise tırnak tipinde ve sürgü kafasını saran çelik bir segmanla sabitlenmiş. Sürgü kafası gri renkli, plazmalı bir yüzeysel işlemle güçlendirilmiş ve bu işlem “Black Edition” versiyonunda kullanılan titanyum nitrürden farklı.
R93 modeli ile kıyaslandığında, bir kalibreden farklı bir kalibreye geçmek için R8’de sürgü kafasını değiştirmek daha kolay. Kafanın arkasındaki tutma manivelasını döndürmek ve kafayı 90 dereceden biraz daha az bir turla çevirmek, bunun arka kısmının doldurma kolu hizasındaki kancadan kurtulması için yeterli oluyor.
Kalibre seçme olanakları çok yüksek: Bu modelde 30 seçenek var ve .223 ile 10,3x60R arasında değişen bu seçenekler Mini, Standart ve Medium olarak üç gruba bölünmüş. Kalibre seçenekleri arasında 7 mm’den başka Blaser magnum .300, .338 ve .375 de mevcut.
AKICI SÜRGÜ MEKANİZMASI
İskelete gömülü (ankastre) iki kızak üzerinde gidip gelen sürgü mekanizması gerçekten çok akıcı ve rahat. Tabii 7 mm çaplı Blaser magnum’daki gibi uzun hareket mesafesi olan versiyonlarda benim gibi iri ve uzun burnu olanların, seri ve hızlı şekilde tekrar doldurma işlemi sırasında sürgünün arka kısmına burnuyla dokunma olanağı yüksek, ama deneyimime dayanarak söylüyorum, bunun herhangi bir tehlikesi yok. Modüler bir tüfek olması nedeniyle, Blaser şarjör içine yayla kurulan bir sürgü emniyeti yerleştirmiş ve bu mekanizma sürgünün geriye gitmesine engel oluyor. Dolayısıyla hareket mesafesi fişeğin uzunluğuna adapte oluyor ve dış boyutlarda herhangi bir değişiklik gerçekleşmiyor.
Doldurma mekanizması çok hızlı, hatta o kadar ki insan yaban domuzu sürek avında yarı otomatik tüfek taşımadığına pişman olmuyor.
Bu tüfeği denerken yaban domuzlarına, ala geyiklere ve yaban keçilerine atış yapma olanağı bulduk ve hiç zorlanmadık. Üstelik bu atışlarda işimizi kolaylaştıran Aimpoint dürbünün geçmiş fuarlarda sergilediği Micro H-1 modelini deneme imkânı da bulduk. Bu modelde kırmızı nokta çapı 4 moa’dan 2 moa’ya indirilmiş, diğer özellikleri ise değiştirilmemiş. Boyutları ve ağırlığı da azaltılmış (84 gr ağırlığa ve 62 mm uzunluğa sahip), büyütme fonksiyonu yok, kırmızı nokta yoğunluğu 12 farklı düzeyde ayarlanabiliyor ve 50 bin saat çalışma garantisi var (pil değiştirmeden 5 yıl). Yükseklik ve yatay ayarı ise çok pratik.
Aimpoint H-1 dürbünle İsveç’te Norrköping ile Katrineholm arasındaki (Stavsjö kasabasının yakınında bulunan) shooting cinema elektronik simülasyon merkezinde (www.jaktmarkerna.se) sabit hedefe 100 metreden ve koşan yaban domuzuna 50 metreden atışlar yaptım ve silah-dürbün bütünü beni gerçekten çok tatmin etti. Ayrıca, bundan birkaç gün sonra, Almanya’daki Zeiss Media etkinlikleri sırasında yine 100 metreden güçlü bir objektifle (bu sefer tabii ki Zeiss markaydı) atışlar yaptım ve mükemmel isabetler sağladım. Hedef kartonlarını söküp yanımda getirememiş olsam da, bana güvenmenizi isterim…
DOLDURMA VE TETİK MEKANİZMASI
Bu tüfeğin (bir diğer) avantajı dürbünün doğrudan namlunun üzerine monte edilmiş olması ve namlu yada kalibre değişikliğine gidildiğinde yapılmış olan ayarın dürbünün hafızasında tutabilmesi. Manuel emniyet kilidi Blaser tüfeklerde kullanılan tipik emniyetlerden. Sürgü yatağının arka ucundaki emniyet düğmesi iğne yayını devre dışı bırakarak tüfeğin düşmesi gibi hallerde kazara ateş almasını engelliyor. Emniyet tertibatı devredeyken sürgü ancak emniyet düğmesini hafifçe 3 mm kadar öne doğru itmek suretiyle açılabiliyor. Bu hareket yapıldığında emniyet düğmesinin sürgüyü tutucu mekanizması devre dışı kalsa da, ateşleme iğnesi kurulu duruma gelmiyor, yani silah emniyette kalıyor. Bu mekanizma son derece sessiz ve akıcı.
Blaser teknik özelliklerinin yoğunlaştığı tetik paketine gelince, bu mekanizma “desmodromik” olarak adlandırılıyor. Bu terim, hareket sistemi bir kumanda mekanizmasına bağlı olan bir parçanın alternatif hareketini tanımlamakta kullanılıyor. Aynen Ducati motorlarındaki ünlü supap zamanlama sisteminde olduğu gibi. Bu sistemde bilindiği gibi supaplar sadece aşağı indirilirken değil, yukarı yükseltilirken de yay yerine mekanik bir eleman tarafından hareket ettiriliyorlar. İşte tetik mekanizmasındaki dişi kurma sistemi de iki yanında dikey hareket eden kamlar bulunan bir kaide üzerine oturtulmuş durumda. Şarjör-tetik bütünü çıkarıldığında bu iki kam (eksantrik) mili iğneyi devre dışı pozisyonda tutarak silahın ateş almasını önlüyor. Bu şekilde silahı doldurma işlemi son derece güvenli olarak yapılabiliyor. Tetik mekanizması dişinin yanlarında bulunan ve kam milleri tarafından kumanda edilen iki küçük piston, şarjör-tetik kutusu çıkarılmış durumda iken iğnenin köstek pimini istirahat pozisyonuna alarak silahın ateş almasını önlüyorlar. Tetik mekanizması tetik düşürme ağırlığının ayarlanmasına olanak veriyor ve ayar vidası dipçiğin (omuz kundağının) arkasında bulunduğu için bu ayarın yapılması dipçiğin sökülmesini gerektiriyor.
Şarjör cam elyafıyla güçlendirilmiş polimerlerden imal edilmiş ve esnek dudakları ile fişeklerin çok kolay yerleştirilmesine olanak veriyor. Şarjör her iki yanda bulunan manivelalar vasıtasıyla silaha kilitleniyor. El kundağı gövdesine yerleştikten sonra şarjör plaka yapısında iri bir yaya dayanıyor ve bu yay şarjörü yukarı itmekten başka, dengede de tutuyor ve fişeklerin bütün besleme aşamalarında eksende kalmalarına yardımcı oluyor. Sürgü açıldıktan sonra ileri geri giden bir düğme vasıtasıyla şarjörün yuvasından çıkma mekanizması kilitlenebiliyor.
BALİSTİK KONFOR
Daha önce de belirttiğimiz gibi, bu tüfek hassas ve kullanışlı. Ele iyi oturuyor, ergonomik ve ağırlık dağılımı iyi hesaplanmış. Geri tepme doğrusal bir eksende gelişiyor ve sürgünün hareketi hedeften sapma yaratmıyor.
.30-06 uzunluğa getirilmiş .404 kalibre Jeffrey türevi olan Blaser magnum tüfeklerde, yeni tasarım kovan geometrisi şarjör tipiyle birleşince hassasiyette belirgin bir iyileşme görülmüş. Namlu şekli ve yiv uzunluğu kombinasyonu aynı zamanda diğer magnum kalibrelere kıyasla geri tepmeyi de azaltmış.
7 mm Blaser magnum 7 mm Remington magnum’un avantajlarına sahip olmakla birlikte daha hassas diyebiliriz, zira kovan Rm 7’deki gibi düz değil 30° derece açıyla omuza yöneliyor. Enerji ve hız değerleri de güçlendirilmiş olduğundan, Magnum Blaser serisinin diğer örnekleri gibi bu karabina da hem dağ avcılıklarında, özellikle geyik ve dağ keçisi avı için, hem de Afrika tarzı iri antilop ve benzeri av türleri için ideal.
Satın almayı düşünenler için:
Kimlere yönelik: Toynaklı avına meraklı olanlara.
Neyi gerektiriyor: Fabrika çıkışı ayarları iyi olsa da, namluyla temas noktalarını kişiye göre ayarlamak uygun olur.
Neden satın alınır: Çünkü kompakt, çok yönlü, dengeli, geri tepme yumuşak. Geleneksel tipte sürgülü bir karabina bir çokları tarafından yarı otomatik bir tüfeğe tercih edilmektedir.
Hangi silahla kıyaslanabilir: Piyasadaki en yeni ve inovatif silahlar olan Chapuis Challenger, Fabarm Iris, Krieghoff Semprio ve Merkel Rx. Helix ile.