Her silahsever silahının bakımını kendi üstlenmek ve buna özel bir zaman ayırmak ister. Bu tutkuyu motosikletçilerin kendi motorlarını kendileri temizlemeye ayırdıkları zamana benzetebiliriz. Peki silah bakımı ile alakalı olarak ne biliyoruz? Bunlardan hangileri doğru? Ya da en basitinden “Ben bunu doğru biliyorum ve doğru yapıyorum fakat neden böyle?” merakını gidermek için!
En küçük milimetrik farkın ciddi bir fark yarattığı, yalnış bir tesfiye darbesinin güzelim kaplamanın katili olduğu ve mekaniğin en hassas ve estetik alanlarından olan silahçılıkta; temizlik işlemini “işte yağı sıkıp harbiyi çekiyorsun bitiyor!” diyerek basite indirgemek, gerçekten bilinçsiz bir hareket. Hangi yağ? Hangi harbi ucu? Neden o? Hangi yağı nerede kullanmalıyız? Tüm bu soruları cevaplandırmak için belli metalleri tanımamız gerekiyor. Ya da en azından hangi metalin diğerinden daha sert olduğunu bilmeliyiz, bu sayede silahımız üzerinde çirkin çizikler bırakmadan onu pırıl pırıl hale getirebiliriz.
Basit bir silah temizlik kitinde 3 parça harbi / harbi ucu bulunur: Bronz Fırça, Misina Fırça ve Pamuklu Bez.
Bronz fırçanın yerine bazen pirinç ya da başka bakır alaşımlı uçlar bulmamız mümkündür. Bu fırçadaki ana mantık şudur: En inatçı kirleri bile kazıyacak kadar sert olmak, fakat bir yandan da namlu iç yüzeyini aşındıracak ya da yiv ve setlere zarar veremeyecek kadar yumuşak olmak. O fırçanın kıllarını tutmakta olan burgulu metal gövdenin namluya temasından çekinip te ellerinizi korkak alıştırmayın, gövde de fırçayla aynı mantığa sahip olup namlu içine zarar veremeyecek kadar yumuşak, fakat sertçe fırçalamaya müsade edecek kadar sağlam bir malzemeden üretilmiştir! Misina Fırça (ya da plastik fırça) isv e bronz fırçanın bir boy yumuşağıdır ve kirler fazlaca inatçı olmadığında boşu boşuna metal ucu berbat etmemek için kullanılır. Pamuklu bez ise ya harbi ucu şeklinde ya da herhangi bir kumaş parçasını takmamıza müsade eden halkalı bir uç şeklinde çıkabilir. Bu parçanın görevi evvelki parçaların atıklarını temizleyerek son dokunuşu yapmaktır.
Peki hangi yağları kullanmamız lazım? Yapılacak 3 işlem mevcut:
Temizlik, Yağlama ve Koruma! Temizlik yağları (ya da temizlik solventleri), yağ ihtiva eden ya da etmeyen yapılarda karşımıza çıkabilirler. Bu solventlerin ana amacı silahta oluşması muhtemel her türlü pisliği (eski yağlar, barut artıkları, toz ve çamur gibi) çözerek sert harbilerin bunları parçalamasını sağlamak. Ola ki silahınızda pas mevcutsa, o zaman özel pas sökücü solventler kullanmanız gerekebilir. Çünkü pas; standart silah bakımının dışında kalan bir durum olduğu için paslı tabancalarınızı ya büyük bir sabırla tamamen sökerek pas çözücü ile temizleyeceksiniz, ya da silahınızı uzman silahçınızın ellerine teslim edecek ve bu durumun bir daha tekrarlanmaması için bu yazıda yer alan maddeleri uygulamaya dikkat edeceksiniz!
Şehir efsavnesi: Balata temizleyici ile silmek bir alternatiftir
Balata temizleyici ucuz fiyatı ve kolayca pislik temizlemesi sebebiyle iyi bir alternatifmiş gibi görünür fakat balata temizleyici uygulandığı yüzeyde var olan her türlü yağı sökerek metali aşınmaya ve paslanmaya müsait bırakır. Balata temizleyiciden başka bir şansını yoksa uyguladığınız bütün yüzeylerün üzerinden az yağlı bir bez ile geçmeniz gerekmektedir ki bu da balata temizleyicinin “efor” ve “kullanışlılık” alanlarındaki üstünlüğünü tekrar sıfıra indirmektedir. Eğer ki silahınız sentetik gövdeli ise solventinizin üzerinde “synthetic applicable” yani “sentetiğe uygulanabilir” ibaresini bulmanız lazım.
|
|
|
Bazı çözücüler (solventler) sentetik parçaları da çözme riski taşırlar. Sentetik gövdeli silahınız ile ilgili bilmeniz gereken diğer bir önemli nokta ise tiner ve aseton gibi kuvvetli organik çözücülerden bu tip silahları her ne olursa olsun uzak tutmanız gerektiğidir! Nedenini merak ediyorsanız sizlerden bir bardak asetonun ya da tinerin içine bir parça plastik atmak suretiyle cevabı kendiniz görmenizi rica edeceğiz! Hiç yoksa bile silahınızın en azından desen bütünlüğü ve estetiğine kesinlikle zarar verecektir. İnanın ki silahçılara, silah “yağlama” konusundaki asılsız şehir efsaneleri dolayısıyla esas fiziki müdahale olan “temizleme”’den daha fazla muzdarip olmuş silahlar gelmektedir. SİLAHINIZI SADECE SİLAH YAĞI İLE YAĞLAYACAKSINIZ! O KADAR!
Şehir efsanesi: Hiç bir şey bulamazsan zeytin yağı sür!
Zeytin yağı bir müddet sonra sakızlaşmak suretiyle temizlemesi en az pas kadar leş ve uğraştırıcı bir bulamaça dönüşmektedir. Eğer silah yağınız yoksa bir an önce almaktan daha iyi bir alternatif söz konusu bile değildir.
Şehir efsanesi: WD-40 ile yağlamak
WD-40 kesinlikle bir “yağlama” yağı değildir. WD-40 genel amaçlı bir pas çözücü ve temizleme solventidir ve çabucak uçan bileşenlere sahiptir. WD-40layarak bıraktığınız bir silahta paslanmanın ve mekanik aşınmanın önünü açmışsınız demektir. Dolayısıyla WD-40’a pek güvenmenizi tavsiye etmiyoruz!
Şehir efsanesi: Bol yağ = Bol koruma
Bu efsanede “Bol koruma” değil de “batmış bir gömlek” yazarsak işte şimdi doğru oldu! Yağlar yüzeylerde gözle göremeyeceğiniz kadar ince katmanlarda koruyucu tabaka oluşturular. Silahlarda belli noktalara sadece “damla” ile uygulanacak olan yağlayıcılar yeter de artar bile. Bol yağ peki hiç mi kullanışlı değil? Bol yağ silahlar uzun süre kullanılmadan rafa kaldırılacağı zamanlarda uygulanması gereken bir yağlama seçeneğidir. Hatta bu sebeple fabrika çıkışlı sıfır silahlar daima vıcık vıcık yağlı bir şekilde çantadan çıkarlar. Peki siz atış yapmadan bu yağları temizlemeli misiniz? Gelin birlikte bu konuyu konuşalım.
Silahlarda yağlanmaması gereken yerler vardır Örneğin iğne ya da namlu. Hatta kısaca mermiye bire bir temas eden hiç bir parçayı yağlamasanız yeridir diyebiliriz, çünkü bunlar muhtemel bir tutukluk senaryosunun kuyusunu kazarlar: Örneğin: namlu içine süreceğiniz bir yağ, daha fazla artığın aynı anda toplanması ve patlama anındaki ısı vesilesiyle bir tortu birikimi yaratmak gibi olumsuz bir sonuç verebilir. Böylesi bir durum ise (hele ki silahınız antika ve metal yorgunluğu fazla bir model ise) namluda mermi sıkışma suretiyle yarılmaya kadar giden ciddi sonuçlar doğurabilir. Ya da iğneyi yağlamanız demek benzer bir şekilde barut gazlarının yapışacağı bir yüzeye neden olmak suretiyle iğnede aşınma ya da ateşlenmenin başarılamaması gibi sonuçlar doğurabilir.
Metal yağsız olmaz biliyoruz! E peki yağlama yapmamamız gereken parçaları korozyondan korumak için ne yapmalıyız?
Böyle parçaları üstlerinde film gibi incecik bir tabaka yağ bırakacak şekilde yağlı bir bez parçasıyla silmemiz ve ne “hiç” ne de “yağlı” bir şekilde yerlerine takmamız gerekir. Yani gördüğünüz üzere silah mekaniğinde “hiç” yağlama ile “yanlış” yağlama benzer sonuçlar doğurabilmektedir.
Silahımızı Aldık ve Atışa Gidiyoruz. Ne Yapmalıyız?
Gel gelelim bunca zaman sırf temizlik parçalarının özelliklerinden ve silah mekaniğinin özelliklerinden bahsettik. O halde bir de sıfırdan nasıl uygulanır ondan bahsedelim! Diyelim silahınız var ve düzenli olarak bakım yapmıyorsunuz ya da daha yeni aldınız! Eğer ki bu iki ender duruma mensup değilseniz standartta “atış öncesi bakım” diye birşey yoktur. Sıfır silahınızı fazla yağlarından (özellikle de namlu içini) arındırmanız gerekmektedir. Uzun süredir kullanılmayan silahınızı ise varsa önce paslarından arındırmanız, akabininde güzelce temizleyerek yağlamanız gerekmektedir. Aksi taktirde yapacağınız atışlar mekanik zorlanmalara sebep olacakları ya da evvelde bahsettiğimiz üzere pislik toplamanın önünü açacakları dolayısı ile silahınızın ömründen ve ikinci el değerinden önemli törpülemelerde bulunacaklardır.
Doldurduk fişekleri ve bir güzel yaktık. Sonra ne yapmalıyız?
Namlu elle müdahale edecek kadar ılıdığı zaman kirli parçalara bir fıs solvent ve pamuklu harbi yeterli! Nitekim temiz bir silahla atış yaptınız ve kirler henüz yüzeye fırçalama gerektirecek kadar sıkı yapışmamış bir halde olduğu için bu seferlik işinizi sadece solvent ve pamuk uç gördü. Diyelim ki vaktiniz pek yoktu ve bu işi bir kaç gün ötelemek zorunda kaldınız. O zaman silahınızı söktüğünüzde misina fırça ile kirlere fiziksel müdahalade bulunmak ve akabininde pamuklu uç ile bu tortuları silmek gerekir. Bronz fırçayı ise bu işi aylarca ötelemediğiniz müddet böyle bir durumda kullanmanız gerekmez! Silahları söktüğümüz zaman genellikle 2 parça olarak düşünüyoruz. Çünkü silah modelinize göre basit sökme işlemi neticesinde elinizde 4,6 belki de 8 ayrı parça bile kalabilir.
Bir şimdilik sadece üst kızak ve gövde (toplu tabancalar için ise top ve gövde) olarak değerlendirelim! Toplu tabancalarda zaten namlu, top, top kelepçesi ve fişek tablası gibi parçaları sildiğiniz zaman işlem hızla bitmiş oluyor. Nitekim sizin silahınızın mekanizması barut gazları ile değil de sizin tetik çekme kuvvetiniz ile devinimini sağlıyor. Bu da çok az kirlenen parça demek. Otomatik tabancalara gelecek olursak: Buraya genel bir temizlik formülü yazmanın çok da anlamlı olacağınız sanmıyoruz, Örneğin “üst kızağı aç namluyu çıkar!” şeklinde bir adım yazmamız takdirinde bir Walther PP ya da kırıkkale sahibi okurumuzun “Benim namlum gövdeye sabit!?” demesi çok muhtemel!
|
|
|
|
Peki hangi parçaları temizlemeliyiz?
Namlunun zaten akla ilk gelen parça olduğu aşikar! Onu zaten tamamen silmeyi düşünmüyorsanız bile en az 3 yerine dikkat etmeniz lazım: Yiv ve setler, fişek rampası, gövde/kızak kenetlenme çıkıntıları. Ki zaten bu kadarına el değmişken bütün namluyu parıl parıl silmekten daha pratik ne var?
Akabininde silahın kızaklarını silmemiz lazım. Yani silahı geri taktığımızda sürgü ile gövdenin biribirine geçen o raylarının pislikten arı ve tazece yağlanmış olması lazım. Ama buranın yağını fazla kaçırmayın, yoksa namlu ya da horoz bölümünden taşma yapıp sevdiğiniz gömlek ya da pantolonunuzu batırabilir.
Genellikle sürgüde bulunan parçalardan olan fişek tablası ve tırnakları da silmemiz lazım fakat onlara baktığınız zaman farklı bir renk göreceksiniz. Bu sarımtrak renk, baruttan alakasız olup yüksek basınç altında pirinç kovanların ezilerek bu noktalarda bıraktığı izlerdir. Evvelden bahsettiğimiz gibi pirinç yumuşak bir malzeme olduğu için sürgüde bıraktığı iz parmakla ovuşturarak rahatça giderebilecek bir lekedir bu.Hatta bu konu ile alakalı bizden size pratik bir tavsiye:
Diyelim atış yaptınız ve gez / arpacık sıfırlamanız lazım. Sizin gez ve arpacığınız çekiç ile hafif dokunuşlar sonucu yerinden oynuyor (tıpkı bir CZ 75 ya da Browning 14’lü gibi.) ama orada nerede pirinç çekiç! Bu durumda boş kovanlarınızdan birini vurmak istediğiniz noktaya dayamak ve herhangi bir ağır cisim ile bu kovana vurmak suretiyle silahınızı hiç bir şekilde çizmeden bu işlemi yapmanız mümkün. Kalan sarı lekeleri de parmağınızla ovuşturarak silin ve sanki atolye aletleri ile sıfırlanmış gibi duran tabancanızla hava atın!
Temizlik işlemine geri dönecek olursak eğer çoğu silahta sabit parçaları ya da alet müdahalesi ile sökülmeleri gereken parçaları alt gövdenin bulundurduğunu biliyoruz. Bu gövdeyi temizlerken fırçanızın her yere ulaştığına emin olun, adeta diş fırçalar titizliği ile her yeri sildikten sonra pamuklu bir beziniz ile de bütün tortuları toplayın ve yağlama işlemine geçin: Silahta yağlanması gereken parçalar yaylar ve diğer oynar parçalardır. Kısacası metale metal değen her yere birer damla yağ sürün. Fakat sakın “oynar parça” diyerek bir parçayı vıcık vıcık yağ içerisinde bırakmayın. Dokunduğu yer ve sallandığı / döndüğü eksen noktalarına sadece küçücük birer damla yağ yeterli olacaktırEn çok unutulan yerlerden biri olan horozun, dönme ekseni etrafında kalan kısımlarının gövdeye temas eden noktalarına da el atmayı unutmayın. Horoz aslında tüm patlamadan uzak ve dışarıdan ayan beyan belli bir parça olduğu için ona temizlik ve yağ müdahalesi sanki gerekmiyor gibi algılanır. Fakat unutulmamalıdır ki horoz en fazla oynayan parçalardan biridir ve bu sebeple yağsız kalmadığına emin olmamız lazım.
Silahımızı da güzelce toplarken icra yayına da biraz yağ damlatıyoruz ve silah toplandıktan sonra sürgüyü geriye doğru 3-5 kere çekerek bütün yağın mili sıvayarak kapladığına emin oluyor ve gövdeden eğer varsa taşan yağları da siliyorsunuz ve silahınızı kılıfına / çantasına yerleştiriyorsunuz!
Diğer bir unutmamanız gereken kısım ise harbi uçlarınızı pis bırakmamanız gerektiği. Resim yapmadan önce fırçayı temizlememiz lazım değil mi? O halde madem elinize değmiş, harbi uçlarınızı da çantaya kaldırmadan evvel birer fıs solvent sürerek bir bez ile temizleyin (fakat bronz fırçanın sert kıllarının bezi delerek elinize zarar vermemesi için dikkat edin!) ve böylece hem temizlik kitiniz daha uzun süre dayansın, hem de siz saha sonraki sefere daha az zahmet ile temizlik işleminizi gerçekleştirin!
Size bütün özverisi ve estetiği ile hizmet eden silahınızdan 20 dakikalık bir bakım zamanını çok görmeyin, ki o da gerçekten ihtiyaç duymanız halinde ikinci fişeği tutukluk olarak görmesin!