İtalyan ordusu tarafından açılan ve Beretta AR 70/90 modelinin kazandığı ihale için montajı Bernardelli tarafından yapılan 150 örnekten birini tarihin tozlu raflarından çıkardık. Ağır, rustik ve güvenilir bir silah. O zamanlar güvenlik birimlerinin gözdesiydi.
Bazen silahlı kuvvetlerin tarihinde belli olaylar unutulmuş gitmiş, yıllar sonra hiç beklenmedik şekilde tesadüfen ortaya çıkmış ya da gündeme gelmiştir. Bugünkü yazımızın konusu da böyle bir olaydan kaynaklanıyor. Hikayeye sonundan başlayalım, yani günlerden bir gün bir poligonda ateş ederken elimize 5,56 milimetrelik bir “Galil” saldırı tüfeğinin geçtiği günden. Tüfeği incelediğimizde, İsrail menşeli olduğunu tartışılmaz şekilde tespit ettikten sonra, üzerinde İtalyan tarihinden de bir şeyler olduğunu fark ettik. Nitekim bu yazımızın konusunu oluşturan testte kullandığımız tüfek Vincenzo Bernardelli silah fabrkası tarafından seksenli yılların ikinci yarısında montajı yapılan 150 adet örnekten biri. O zamanlar İtalyan orudusu FAL BM 59 saldırı tüfeğinin yerini 5,56 milimetre başka bir tüfekle doldurmak için bir ihale açmış ve bu örnekler de değerlendirmeye alınmak amacıyla orduya sunulmak üzere üretilmişti.
1. |
2. |
1. Gövde üzerinde sadece “VB” işareti var. Tfc tarafından ilave edilen yazı sivil pazarda satışın mümkün olması için yapılan demilitarizasyon işlemlerine ait. Fotoğrafta ana emniyet mandalının bu taraftaki uzantısı görülüyor. Tam otomatik atış modunu gösteren harf kaynakla silinmiş.
2. Döner kafalı sürgü mekanizması tamamen Kalaşnikof tarzı.
Bernardelli firması o zamanlar bu tüfeklerin montajını yapmaktan başka, gövdeleri üzerinde bulunan İsrailli üreticinin (o zamanlar IMI (Israeli Military Industries) markasının olduğu yere kendi “VB-5,56 mm” damgasını vurmuştu. Tabii bu da silahı koleksiyoncular için enteresan bir parça haline getiriyor. Tarihin o zamanlar nasıl geliştiğini hatırlıyoruz: İtalyan ordusu değerlendirme aşamasında kendisine farklı üreticiler tarafından sunulan (Bernardelli “Galil” modelinden başka, ihaleye Heckleramp;Koch lisansı ile Franchi G41 modeli de katılmıştı) örnekler arasından Beretta AR 70/90 saldırı tüfeğini seçmiş, bazı özel birimler haricinde kullanılmayan Galil ise unutulup gitmişti. Bu silahlardan bazıları halen değerlendirme amacıyla teslim edildikleri güvenlik departmanlarının depolarında muhafaza ediliyorlar, bazıları ise sağa sola dağılmış durumda (mesela, birkaç tanesi Orvieto kentindeki Mali Polis eğitim merkezinde bulunuyor). Bu silahın tarihçesi o şekilde sona mı erdi diye sorarsanız, öyle de sayılabilir deriz, çünkü bunların belli bir bölümü Bernardelli’nin savaş silahları numunelerine ayrılmış deposuna girdikten sonra, bazıları da elden ele sahip değiştirerek son durak olarak Villa Carcina (Brescia) şehrinde bulunan TFC silah mağazasına gelmişler. Bu firma da bunlardan birini “pilot-örnek” seçerek demilitarize etmiş ve rafine koleksiyoncularına ayırmış.
SİLAHIN MENŞEİ
Bilindiği gibi Galil modeli İsrail ordusunun “FAL” modelinin yerini alacak 5,56 mm fişek yataklı bir silaha ihtiyaç duyması neticesinde altmışlı yılların ikinci yarısında üretiliyor. İsrail ordusu,o zamanlar sınır birlikleri tarafından çatışmalarda sıkça kullanılan AK 47 modelinin rustik yapısı ve güvenilir bir silah olmasından çok memnun kalmıştı. Daha sonraları, Akdeniz’in Güney-Doğu tarafında kalan bölgelerdeki bitmez tükenmez çatışma ortamının gerekli kıldığı güvenilirlik özelliğine FAL modelinin pek sahip olmadığı görülmüştü. Ünlü “Altı gün savaşlarında” (1967) FAL modelinin bölgenin kumlu iklimine pek uygun olmadığı yönündeki eleştiriler zirve yapmıştı. Bunun üzerine Yisrael Balaşnikov (sonradan soyadı Galili oldu) ve Yaacov Lior orduyu Kalaşnikof ayarında bir tüfekle donatma kararı aldılar. İlk başlarda savaş sırasında Mısır ordusunda ele geçirdikleri “AK” modelleri üzerinde çalışıp bazı modifikasyonlar yapmak istediler, ama daha sonra Kalaşnikof projesinin o devirde Finliler tarafından geliştirilen en iyi versiyonlarından biri olan Valmet M62 modeline yöneldiler.
1. |
2. |
3. |
4. |
1. M16 tipi şarjör kullanımını mümkün kılmak için şarjör yuvasına takılacak çıkartılır tipte özel bir ağız imal edilmiş.
2. Ana emniyet mandalı aynen Kalaşnikof gibi sağ tarafta. Tetiğe müdahale ettiği gibi kurma kolunun gidip geldiği kanalı da kapatıyor ve içine yabancı cisimlerin girmesine engel oluyor.
3. Demilitarizasyon nedeniyle şarjör budanmış, ama özellikle dudakların olduğu bölgesiyle sağlam bir görüntü çiziyor. Fotoğrafta manivelalı tutma kolu da görülüyor. Sağ taraftaki uzantısı kuvvetli elin işaret parmağı ile çalıştırmak için.
4. Kurma kolu yukarı doğru uzanıyor, bunun nedeni kabzayı bırakmadan zayıf elle buna kolay şekilde müdahale edebilmek.
Galil modelinin ilk örnekleri Finlilerin yaptığı silahın kasası kullanılarak üretildi, daha sonra kasa’ da İsrail’de yapılmaya başlandı. AK 47 modeline kıyasla Valmet-Galil bazı avantajlara sahip: İlk başta gaz silindiri bağlantı sisteminin daha kolay sökülmesi ve temizlenmesi geliyor. Nitekim AK 47 modelinde gaz silindiri arka kısmında şasiye (iskelete) aynen SKS’de olduğu gibi bir kol vasıtasıyla bağlı ve çoğu kez bu kolu hareket ettirmek çok zor. Valmet (sonraları Galil) modelinde ise, gaz silindiri şasiye basit bir “T” dirsek bağlantısıyla sabitlenmiş ve arka kapak sayesinde yerinde tutuluyor. Kapağı söküp sürgü yatağını çıkardığınızda gaz silindirini elinizle kolayca çekip alıyorsunuz. Silahın çalışma sistemi ise AKmodeli ile aşağı yukarı aynı; önde iki adet takozu olan döner kafalı sürgü ve gazla çalışan uzun stroklu atış tekrarlama sistemi. Basit bir tarifini yapmak gerekirse, ateşleme sonrası açığa çıkan gazların bir kısmı namlunun ortalarında bulunan bir tahliye deliğinden çıkarak silindire doğru yönlendiriliyor ve burada pistonu sert şekilde geriye doğru itiyor. Piston sürgü yatağına sabitlenmiş olduğundan bunu da geriye çekiyor ve namludaki basıncı sıfırlamak için gerekli olan boşta kısa bir hareket sonrasında, piston, eksantrikli bir profil vasıtasıyla sürgü kafasını döndürüyor ve öndeki takozların iskelet gövde içindeki yuvalarından kurtulmalarını sağlıyor. Bu noktada sürgü ve sürgü yatağı birlikte arkadaki ölü noktaya kadar geri geliyorlar ve boş kovanı çıkartıp atıyorlar.
1. |
2. |
3. |
4. |
1. Gaz tüpü tamamen Valmet M62 modelinden türetilme: Namludan çıkan gazlar pistonu itiyor ve bunu birkaç milim ilerlettikten sonra silindirin yan taraflarındaki bir dizi delikten dışarı atılıyorlar.
2. Gaz sistemi pistonunun kafası sürgü yatağına raptedilmiş, hemen arkasında ise silindire geçerken merkezlemeye yarayan dairesel tırnaklar görülüyor.
3. Dipçik çelik iskelet tipinde ve sağ tarafa katlanıyor (ama demilitarizasyon işlemi sonucu bloke edilmiş). İlk bakışta FAL modeline olan benzerliği dikkat çekici.
4. Tetik mekanizması. Fotoğrafta horozun yanlarında tipik AK 47 modeli örgülü yay görülüyor.
Daha önce sıkıştırılmış olan icra yayının açılması bu grubu tekrar öne itiyor ve bir sonraki fişek şarjörden alınarak namluya sürülüyor. Sürgü yatağının ileri hareketinin son bölümünde sürgü tekrar dönmeye zorlanıyor ve kilitlenme gerçekleşiyor. Atış tipi seçme mandalı (selektör) gövdenin sağ tarafında yer alan iri bir koldan oluşuyor ve tamamen yukarı kalkık durumda bulunuyor (emniyet pozisyonu); aynı zamanda sürgü tutma kolunun gidip geldiği ızgaraya kapak görevi de görüyor ve mekanizma içine yabancı cisimler girmesini engelliyor. Bu emniyet mandalını bir kademe (klik) aşağı indirdiğinizde tam otomatik fonksiyonunu seçmiş oluyorsunuz, bir kademe daha aşağı indirirseniz yarı otomatik atış modu devreye giriyor. Orijinal AK ve Valmet modellerine kıyasla, Galil’de sağ taraftaki mandala ilaveten bir de sol tarafta daha küçük bir mandal öngörülmüş. Kabzanın yakınında gövdeden hafifçe dışarı taşıyor ve sağ elinizin başparmağı ile atış şeklini seçmenizi sağlıyor. Galil’deki ergonomik güncellemelerden bir diğeri kurma konunun yukarı yöndeki uzantısı.
Nocs Operasyon Biriminin silah deposunda muhafaza edilen iki Galil. Soldaki kısa namlulu SAR versiyonu, sağdaki uzun namlulu ve destek sehpalı ARM modeli. Bunların hem 30 hem 50 fişek kapasiteli şarjörleri vardı. Bugün Nocs tarafından saklanan örnekler resmi olarak IMI (Israeli Military Industries) üretimi olanlar.
Bunun sayesinde sağ elinizi kabzadan kaldırmaya gerek kalmadan sol elinizle sürgüyü rahatça geri çekebiliyorsunuz. Şarjör eğri tipte, çift sıralı ve dönüşümlü fişek sunumlu, 35 veya 50 fişek kapasiteli (Bernardelli versiyonunda 30 ya da 50). Silaha önden bir dişle, arkadan ise manivelalı bir mandal vasıtasıyla tutturulmuş. Bu manivelalı mandalın tüfeğin sağ tarafında adeta bir “kulak” şeklinde uzantısı mevcut ve bunun sayesinde sağ elin işaret parmağı ile rahatça müdahale edilebiliyor (şarjörün ağırlığı ve ağırlık merkezinin hafifçe önde olması, mandala dokunmanızla birlikte şarjörün öne doğru dönmesine ve kendiliğinden düşmesine yol açıyor). İsraillilerin getirdiği bir başka yenilik ise bir tünel içine yerleştirilmiş çubuk tipi arpacık. Küçük çubuk vidalı olduğundan, gevşetmek ya da sıkmak suretiyle dikey yönde arpacık ayarı yapılabildiği gibi, iki vida aracılığıyla yanal yönde ayar yapmak da mümkün.
Silahın demonte edilmiş hali. AK 47 modelinden farklı olarak ve aynen Valmet M62 modelinde olduğu gibi, gaz silindiri “T” şeklinde geçme sistemli ve herhangi bir tutucu alet, levye gerektirmeden sökülebiliyor.
Arkadaki gez vazifesi gören referans nokta gövde kapağının ucuna yerleştirilmiş (Vallet modelindeki gibi), ama tipik gez şeklinde değil, 300 ve 500 metrelik için iki diyoptru olan “L” şeklinde basit bir lamelden oluşuyor. Yakın mesafeli çarpışmalar ve alacakaranlıkta/ karanlıkta yapılan atışlar için inip kalkan (katlanır) tipte trityum referanslı gezler de mevcut. Galil bir saldırı tüfeğinden çok bir silah sistemi olarak tanımlanabilir. “AR” olarak adlandırılan temel versiyonundan başka, o devirde 460 mm dışında bir de 332 mm uzunlukta namlusu olan tipi (SAR) mevcuttu. Bir de mitralyöz tipinde olan 460 mm namlulu modeli (ARM) üretilmişti. Bunun katlanabilir bipod (iki ayaklı) destek sehpası bulunuyordu. Bernardelli firmasının o devirdeki belgelerini incelediğinizde, firma teorik olarak bu silahın sadece ARve SAR versiyonlarının pazarlanmasıyla ilgileniyor (bunları sırasıyla Vb-Std ve Vb-Sr olarak adlandırarak). Ama gövdesi üzerinde Bernardelli damgasını taşıyan ARM modelleri de biliniyor. Silahın hangi tipte olduğuna bakılmaksızın çelik profilden oluşan ve FAL modelininkini anımsatan bir dipçiği var ve bu dipçik silahın sağ tarafına katlanabiliyor. Bizim test ettiğimiz modelin dipçiği, 2002 tarihli demilitarizasyon (sivilleştirme) genelgesine uygun olarak, açılırken kilitlendi.
1. |
2. |
3. |
4. |
5. |
1, 2 ve 3. Diyoptri, Kalaşnikofa kıyasla daha uzun bir nişan hattı elde etmek için kapak üzerine monte edilmiş. 300 ve 500 metre atışlar için “L” şeklinde lamel gez var, kısa mesafeli atışlar için de katlanır tipte trityumlu bir gez konulmuş. Bunu kullanabilmek için diyoptrinin “L” lamelini ara pozisyona getirmek lazım.
4 ve 5. Arpacık silindir çubuk şeklinde, vidasını gevşetip sıkarak yükseklik ayarı, veya mesnedine müdahale ederek yatay düzlemde ayar yapılabiliyor. Zayıf ışık koşullarında içgüdüsel atışlar için trityumlu katlanır tipte referans gezi var.
Namluyu örten kundak ise siyah polimer malzemeden ve içinde alimünyumdan bir kaplama (karter) mevcut. Teorik olarak ARM versiyonu uzun süreli ateş etme durumunda ısıya karşı korunaklı olması için ahşap kundaklı olmalı, ama bazı örneklerde AR ve SAR versiyonlarında olduğu gibi polimer kundak var. AR ve SAR modelleri için Bernardelli polimer bir kundak denemiş ve buna esas kabzaya benzer tipte dikey bir kabza takmış. İki ayaklı destek sehpası da çelikten ve oldukça sağlam; namlunun altına doğru katlanıyor ve ayakları kundağın arka tarafında bulunan iki kanca vasıtasıyla tutturuluyor. Sehpayı atış pozisyonuna getirmek için, iki ayağı yaklaştıracak şekilde çekerek aşağı doğru döndürmek gerekiyor, bu şekilde yayın itişiyle kendiliğinden açılıyorlar. Bir şehir efsanesine göre sehpanın ayaklarını tutan iki kancanın formu, askerlerin bunları gazoz kapağı açacağı olarak da kullanacakları şekilde dizayn edilmiş, zira anlatılanlara göre askerler bu işi şarjörün dudaklarını kullanarak yapıyor ve bu kritik parça için risk oluşturuyorlarmış.
TEST ATIŞLARIMIZ
Daha önce de belirttiğimiz gibi bu silah üstte adı geçen kanuni genelge kapsamında “demilitarizasyon”, yani askeri özelliklerinden arındırılma işlemine tabi tutulmuş bir tüfek, dolayısıyla tam otomatik türü atış özelliği bertaraf edildiği gibi, bu tip ateş etme modunu seçmeye yarayan selektör mandalların yerleri de elimine edilmiş. Bunu yapmak için gövdenin her iki yanına kaynakla parçalar tutturulmuş ve daha sonra yüzey tesviye edilerek mat siyah fosfat kaplama üzerine mat siyah boya görmüş. Bunların işçilik izleri maalesef belirgin şekilde görülüyor, ama yasa gereği olduğundan yapacak bir şey yok. Bunun sonucunda atış modu seçme mandalı ara pozisyon kaldırıldığından sadece iki pozisyonlu kalmış (emniyet pozisyonu ve yarı otomatik atış pozisyonu). Dipçik geri dönüşsüz şekilde açık pozisyonda kilitli, bomba atar monte edilmemesi için alev gizleyen tornadan geçirilmiş, şarjör de bu işlemlerden nasibini alarak 5 fişek kapasiteli hale getirilmiş (halbuki 2002 tarihli genelge buna zorlayıcı hüküm içermiyor).
FAL modelinden miras kalan diğer bir özellik üste konulmuş merkezi pozisyondaki taşıma kulpu. Bu kulp sadece Galil ARM modelinde mevcut.
Bütün bu işlemlere rağmen Galil yine de “kendisi” olmaya devam etmiş ve agresif görnümünden pek fazla bir şey kaybetmemiş. Daha elinize alır almaz İsrail silahlı kuvvetlerinin neden M16 projesine yöneldiklerini anlıyorsunuz. Özellikle (AKM modelinde olduğu gibi) sac malzemeden değil de masif çelikten elde edilmiş olan gövdesiyle, AR ve ARM modelleri tartının ibresini 4 kilogramın üzerine çıkarıyor ve hatta destek sehpasını da işin içine katarsanız bu ağırlığı oldukça geçiyor. Dolayısıyla silahı elinize aldığınızda, taburun bunu sırt çantasında taşımayacağını da düşünürseniz, masif çeliğin verdiği sağlamlık hissi hemen dikkatinizi çekiyor. Ayrıca son derece stabil bir yapıya sahip olduğundan, askeri tipteki sert tetiğe de daha kolay hükmetmenize katkı sağlıyor. Arkadaki kapağın montajı son derece kolay ve hassas gerçekleşiyor, boşluk ve sarsıntı kesinlikle yok. Gez bu kapak üzerinde bulunduğundan titreşimsizlik önemli bir unsur, çünkü Galil isabet hassasiyeti hakkında zamanında eleştiri almış bir model. Halbuki bizim test ettiğimiz örnek üzerindeki parçaların sarsılma ve titreşimlere yol açacak en ufak boşluk içermediklerini tespit ettik. Atış denemelerimizi 100 metre mesafeden önden destekli olarak gerçekleştirdik ve 62 grain SP çekirdekli hazır dolu Igman fişekler ile, 69 grain Lapua Scenar çekirdekle doldurduğumuz özel dolum fişekleri kullandık.
Daha hafif mermi kullanmayı bilhassa istemedik, zira Galil’in ilk serilerinden farklı olarak Bernardelli tarafından monte edilen bu modelin kısa hatveli (1:7 inç) namlusu eski tip M193 (55 grain) mühimmata değil, SS109 (62 grain) askeri mühimmata uygun. Elde ettiğimiz sonuçlar her iki fişekte de aşağı yukarı aynıydı, yine de kendi doldurduğumuz Lapua Scenar çekirdekli fişekler biraz daha iyi sonuç verdi. Üstelik nişan tertibatının sportif değil askeri tipte olmasına rağmen. Söylememize gerek yok (ama gene de söyleyelim!), silahın mekanizması mükemmel çalıştı, kurma işlemi gayet akıcıydı (icra yayı ve horoz çok sert olmasına rağmen), kovanların atılmasında ise en ufak sorun yaşanmadı. Boş kovanları incelediğimizde önemli deformasyonlar izlemedik, sadece kovan gövdesinin orta kısmında aynen AKM modelinde olduğu gibi kapağın ön kenarından alınan darbe neticesinde oluşmuş çentik vardı. Silahın atışa verdiği tepki, sürgü, sürgü yatağı ve pistonun meydana getirdiği önemli kütleye rağmen oldukça yumuşaktı. Rahatsızlık veren tek tepme, horozun tetik mekanizması dişini kavradığı anda bunun tetiğe ve dolayısıyla tetik parmağına yansıttığı vuruş. Nitekim atış süresi uzarsa parmağınızın üzerinde dikdörtgen şeklinde ve hafif ağrı veren bir kızarıklık oluşuyor.
İki ayaklı katlanır sehpa ARM versiyonunun bir başka özelliği. Namlunun altındaki mafsal silahı eğimli arazide düz tutmak için sağa sola kaydırılabiliyor.