Pedersoli firmasının yeni revolveri Colt Lightning modelinden esinlenmiş: Daha küçük ebatları sayesinde eli küçük atıcıların beğenisini kazanan silahta orijinal tetik mekanizması (iyi ki) basit 1873 tipi “Single action” tetik grubuyla değiştirilmiş.
Ünlü silahşör John Henry “Doc” Holliday adına ithaf edilen revolveri ile, İtalya-Gardona’da üretim yapan Davide Pedersoli Western üçlüsünü tamamlamış oluyor. Bu üçlü “Lightning” modeli pompalı tüfek ile başlamış ve “Wyatt Earp” çifte ile devam etmişti. Bugün vardığı nokta ise bizleri acaba bu bir başlangıç mı sorusuna yöneltiyor. Nedeni mi? Zira bu silah gerçekten çok zengin bir potansiyele sahip.
Pedersoli Doc Holliday olarak adlandırılan bu revolverin esinlendiği silah Amerikalıların ünlü tabancası Colt’un 1877 tarihini taşıyan Lightning (kalibre .38) veya Thunderer (kalibre .41) modeli. Bu silahı ünlü yapan şey ise, Amerikan sinema tarihinde Şerif Patrick “Pat” Garrett ile Billy “The Kid” lakabıyla tanınan haydut arasında geçen olaylar. Bununla birlikte, efsaneleri ve filmleri bir kenara koyarsak, o zamanlar için yenilikçi bir buluş olan ve bazıları tarafından fazla karmaşık ve hassas olarak nitelendirilen Tek ve Çift hareketli tetik mekanizması nedeniyle Amerika dışında kalan diğer ülkelerde fazla ün kazanamamıştı. O revolver o zamanlar hem gizli taşıyabilme amacına hizmet etmek, hem de Çift Hareketli tetik mekanizmasının sağladığı hızdan yararlanabilmek amacıyla tasarlanmıştı. Ama karmaşık bir tetik mekanizmasıyla, Colt’un “Single action” (tek hareketli) modelinin fazla kullanışlı olmayan yapısı bir araya getirildiğinde mutlu bir evlilik ortaya çıkmamıştı. Ama Colt’un 1877 modeli için başarılı olamadı demek yanlış olur, zira kullanım amacı ve o devirdeki atıcıların alışkanlıkları ve durumları dikkate alındığında belli bir başarı yakalamış olduğu görülür (bu silahtan .38 kalibre olarak 166 bin adet, .41 kalibre olarak da 51 bin adet üretilmişti).
GETİRİLEN ÇÖZÜMLER
Pedersoli Doc Holliday revolver hiç kuşkusuz Colt 1877 modeline çok benziyor: Kasası (tetik grubu hariç), topu, namlusu, kabzası ve nişangah sistemi Amerikalı kardeşi ile birebir aynı. Ama temelde bu iki model arasında her halükarda bazı farklılıklar var: Kullanılan malzemelerden başlayacak olursak, replikanın (kopya olanın) parçaları modern çelikten pres-baskı sistemiyle elde edilen yarı mamullerden üretiliyor (yani dövme tekniğinden bahsedebiliriz). Bunlar önce talaş alma işlemine tabi tutuluyor ve sonra da yüzeyleri özel işlemlerle rektifiye ediliyor. Ayrıca üretici firma bu replikada Colt 1873 modelinin tetik ve top döndürme sistemini kullanmayı uygun görmüş. Yani oturmuş bir gövdeye, yine defalarca denenmiş ve neredeyse Tek Hareketli tetik mekanizmasına sahip bütün revolver tabancalar için bir referans haline gelmiş olan bir mekanizma uygulanmış. Tarihi orijinal silaha nispeten diğer farklılıklar ateşleme sisteminde. Bu sistem orijinalindeki gibi horoza entegre değil. Tabii bir de .38 kalibreye uyarlama işlemi var. Silahta iki farklı uzunlukta namlu kullanılmış, 4 ve 5 inç nominal (107 ve 127 mm efektif) uzunluğa sahip namlular ile gövdeye uygulanan yüzey işçiliği de iki farklı tipte: Silah siyahlaştırılmış (Blued model) ile nikel kaplanmış (Nickel model) yüzeylere sahip.
Silahın topunu ve kilitleme dişinin çevresindeki kanalları incelediğinizde, Colt 1873 modelinin mekanik şemasının kullanıldığını görüyorsunuz
ATIŞ TESTLERİMİZ
Silahı elimize aldığımızda, bir yandan gözle inceleme sırasında fark ettiğimiz bir takım noktalar bizi haklı çıkardı, diğer yandan bu özel silahla poligonda ilk denemeleri yapmak için tanımamız gereken bazı özellikleri yakından gördük. İster uzun namlulu ister kısa namlulu modelin ağırlığı ve boyutları eli nispeten küçük olan atıcıları cesaretlendiriyor ise, yanıldıklarını belirtmemizde yarar var, çünkü nişan alarak yapılan atışlarda hiç de kolay kullanılabilen bir tabanca değil. Silahın mimarisi ilk üretildiği yıllardaki kullanım amacına uygun ve mekanik aksamına büyük özen gösterilmiş olmasına rağmen, yine de tamamıyla farklı bir silah olması gerçeğinden hareketle belli bir antrenman programı yapılmasını gerekli görüyoruz. Örneğin kuş gagası stilindeki kabzası tabancayı kılıftan hızlı çekme amacına son derece uygun, ama kavradığınızda elinizde bir takım “boş alanlar” bırakıyor. Bu nedenle sıkı bir tutuş, sağlam kavrama ve hedefe hızlı yönelme gibi eylemleri ancak antrenman sonucu kabzanın elle temas noktalarını ezberledikten sonra gerektiği gibi yapabilirsiniz.
Tetik tablasını söktüğünüzde “Colt Single action army” mekanik şemasını yansıtan tetik sistemi rahatça görülebiliyor.
Hızlı hareket eden bir hedefe yönelmek için sabit nişan organları hiç kuşkusuz çok uygun, ama akademik atış sırasında bu tip silaha alışık olmayan bir gözü yanıltabilirler. Öncelikle ışığı yansıtan parlak yüzeylerin belli ışık yoğunlukları söz konusu olduğunda gez ve arpacık hizalamasını zora sokacaklarını belirtelim. Bu nedenle nişan bandı üzerine matlaştırma uygulanması yararlı olacaktır. Işık yansıması sorunu çözüldükten sonra, lafı fazla çevirmeden gez çentiğinin de göreceli olarak biraz fazla açık kenarları olduğunu ve bu nedenle ancak antrenman sonucu alışılabileceğini belirtelim.
Tetik mekanizmasına gelince, “geleneksel olarak” silahın en önemli ve güçlü noktalarından biri olduğunun altını çizdikten sonra, tetiğe hükmetmek için tetik boşluğuna alışılması gerektiğini de hatırlatalım. Ateş ederken dikkat edilmesi gereken son nokta ise, horozun düştüğü an üretilen enerjiden dolayı kabzanın çok sıkı kavranması gerektiği. Bu nedenle, kabzanın ergonomik özelliklerine da alışkanlık kazanılması ve dolayısıyla bir hazırlık safhası geçirilmesi gerekiyor. Yani aynen bisiklet kullanır gibi: Denge sorununu bir kez hallettiniz mi, geriye sadece rahatça pedal çevirmek ve gezintinin tadını çıkarmak kalır. Bu silaha da alışkanlık kazandığınızda aynı şey geçerli.
Silah, kullanılan hazır fabrikasyon mühimmatın hepsiyle (Fiocchi Lrn 158 grs, wad cutter 148 grs ve Fmjrn 110 ve 158 grs) hiç sorunsuz ateş etti, ancak test atışlarımız silahın balistik potansiyeli açısından olası bazı performans farklılıklarını saptamamıza olanak verecek türden değildi. Bizim niyetimiz de zaten mevut koşullar ve elimizdeki süre içerisinde hedef kağıdı üzerinde kabul edilebilir grupmanlar oluşturmaktı (yandaki resimde görülen grupman 25 metre mesafeden yapılan atışlarla ve mermiler hedefin 9 numaralı bölgesinde toplanarak elde edildi). Şundan büyük ölçü de eminiz ki, bu silahla antrenman yapma olanağı yakalayanlar isabet yüzdesini çok daha yukarıya çekeceklerdir.
Sonuç olarak, Davide Pedersoli firmasının gayet esnek yapıda, üstelik hem deneyimli hem de daha az deneyime sahip atıcılara keyif verecek, bu arada “tarihten” esintiler getiren bir silah üreterek hedefe tam isabet sağladıklarını rahatça söyleyebiliriz.
Yazımızı son bir konuya değinerek tamamlayalım: Bu tip bir silaha balistik potansiyelini arttırabilecek bazı aksesuarlar ilave etmek harika olurdu diye düşünüyoruz. Bizim aklımıza ilk gelen aksesuarlar ise yarıanatomik bir kabza, ayarlanabilir tipte bir gez, tetik boşluğunu ayarlama sistemine sahip üzeri tırtıklı bir tetik ve bütün bu aksesuarları da içerecek şekilde dizayn edilmiş ve ahşaptan yapılmış şık bir saklama kutusu.