Silah bir savunma aracı olduğu kadar saldırı aracıdır da. Silahın canlılara zarar verme amaçlı kullanılan tehlikeli bir alet oluşu önemini daha da artırmaktadır.
Çeşitli meslek sahiplerinin mesleği ile ilgili olarak bilgilerinin eksik ve yetersiz olması, ilk bakışta hoş görülebilir. Bu konulardaki tecrübe eksikliği zaman içersinde gecikmeli de olsa giderilebilir. Bu tecrübe eksikliğinden dolayı yapacakları hataları telafi etmeleri mümkün olabilir.
Fakat silahlarla ilgili bilgi eksikliğinden dolayı yapılacak hataların sonradan düzeltilmesi mümkün olmamaktadır. Çünkü sonuçları ya yaralanmalarla ya da ölümle bitmektedir. Ölen bir insanın tekrar diriltilmesi mümkün olmayacağına göre silahla ilgili yapılan hataların sonradan düzeltilmesi ve giderilmesi de mümkün değildir. Silah üzerindeki mekanik bilgi noksanlığı ve basit emniyet kurallarına uymamak yüzünden her yıl yüzlerce resmi görevli ve sivil kişiler bir yakınını veya ailesinden birini veya masum bir kişiyi yaralayıp öldürebilmektedir. Bu türden olaylarla her gün karşılaşmak mümkündür.
Güncel olaylar içinde ateşli silahlara ait mekanik bilgi ve kullanım tekniği yönündeki bilinçsizlik nedeni ile elinde silah bulunduran birçok kişinin hatalı bir hareketle yukarıda belirtildiği gibi en yakınının anne baba v.b. kişilerin yaralanmasına ve hatta ölümlerine neden olduğu hepimizce bilinen gerçeklerdir.
Silahın tüm tehlikelerine karşın yıllar boyunca insanlar, bu tehlikeli aleti kullanmak taşımak ve bulundurmaktan vazgeçmemişlerdir. Tarih boyunca vazgeçilmez bir araç durumuna gelmiş olan silahın amacına en uygun şekilde kullanılması taşınması ve gerekli bilgi ve becerilerin kazanılması kaçınılamaz bir zorunluluktur.
Bizim amacımız silah kullanıcılarının iyi bir atıcı olmalarını temin etmek taşıma bulundurma ve kendini korumak için kullanma gibi silah kullanıcılarının ayrılamaz parçası olan silahın mevzuat teori ve pratiğini öğretmektir. Bunu yaparken de ilk etapta onların emniyetli bir atıcı olmalarını sağlamaktır. Onun için İYİ ATICININ EN EMNİYETLİ ATICI OLDUĞU prensibini hiçbir zaman unutmamalıyız. Yasal olarak silah bulunduran ve taşıyan bütün şahısların çevreleri ve toplum için bir tehlike olmaktan kurtulmalarının özü burada bulunmaktadır. Tabiiki bu da yeterli olmamakta tecrübe ve becerinin yanında yasaların çizmiş olduğu yetkiler dahilinde silah kullanmak da zincirin diğer halkalarını teşkil etmektedir. Kanunlar çerçevesinde kişilere verilen silah taşıma ve bulundurma hakkı hiçbir zaman sınırsız ve sorumsuz kullanmayı kapsamaz.
Yasaların tanıdığı sınırlar içerisinde SİLAH TAŞIMA veya SİLAH BULUNDURMA hakkı tanınan her resmi görevlinin veya vatandaşın elindeki silahını en iyi şekilde tanıması ve kullanma tekniğini bilinçli şekilde öğrenmesi gerekmektedir. Önemle üzerinde durulması gereken husus kanunen silah taşıma ve kullanma yetkisine sahip olanların bu hak ve yetkiyi, hiçbir zaman keyfi hissi ve kanunun çizmiş olduğu sınırların dışına çıkarak kullanmaması gerekir. Silah taşıma ve kullanma yetkisi hiçbir zaman imtiyaz olmamalıdır. Bunun için gerek güvenlik kuvvetleri mensuplarının gerekse diğer kişilerin silahını nerede ne zaman kullanabileceğini çok iyi bilmesi ve gerektiğinde tereddüt etmeksizin en iyi şekilde kullanması zorunludur.