12 Numara Beretta 486 Parallelo

Beretta firması tarafından “vintage” yani, bir nevi klasik olarak tanımlanan bu tüfeğin zarafeti ve estetik güzelliği hakkında zaten “bombelendirilmiş” çakmakları bir fikir veriyor. Tetik grubuna monte edilmiş yeni zemberek yaylı kenetlenme mekanizması, “Triblock (üç blok)” sistemiyle kaynaklanmış namlular, en üst düzey güvenlik ve teknik yenilikler çok geleneksel bir çifte olsa bile ona yine modern bir çehre kazandırmışlar.

Beretta tarafından çıkarılacak yeni çifte için herkes bekleyişteydi. 471 Silver Hawk modelinin teslimatında yaşanan zorluklar bu bekleyenleri daha da sabırsızlaştırmıştı. Ama 486 Parallelo modeliyle kimsenin beklentisi boşa çıkmadı diyebiliriz. Tüfeğin adı seçilirken süreklilik anlayışına dikkat edildiği belli oluyor: Bir önce üretilen çifte 470 modeli adını taşıyordu, zira 1526 yılında kurulmuş olan Beretta firmasının 470 yıllık geçmişine atıfta bulunulmuştu. 2012 yılına gelindiğinde firma 486. yaşını kutladığından, modele de bu kod atanmış. “Parallelo” adı verilen bu yeni çiftenin en önemli özellikleri çok özen gösterilmiş estetiği, namluların birbirine kaynak edilmesinde kullanılan yenilikçi teknoloji ve tetik sistemi. Sağ çakmağın tam ortada bulunan vida bu tüfekte “droplock” olarak adlandırılan sistemin kullanılmış olduğuna işaret ediyor. Bu sistem bloktan emniyet mekanizmasının mühendisliğini çakmaktan emniyet sisteminin kullanım kolaylığı ile birleştiren melez bir tür: Yani, bataryalar tetik grubunda, tam da tetiklerin üzerinde yer alıyorlar. Bu da bloktan emniyetli çiftenin daha sağlam olması gibi bir avantajın yanı sıra, yandan çakmaklı sisteme daha kolay erişim sağlıyor. Ayrıca, İskoç ekolünün en iyi örneklerinde görüldüğü gibi, çakmak etrafında maksimum oranda yuvarlaklık kazandırılabiliyor.

“Bombelendirilmiş” terimi ile hatların inceltilmesi, yuvarlaklaştırılması, şık ve rafine hale getirilmesi kast ediliyor. Tarihi açıdan baktığımızda, tetik tablasının üzerine yerleştirilmiş uzun ve kıvrımlı yaylara sahip round action (dairesel hareketli) olarak tanımlanan tetik sistemiyle donatılmış çifteleri ilk tasarlayan ve patentini 1880 yılında alan kişi ünlü İskoçyalı John Dickson. Başka bir İskoçyalı olan James MacNaughton bu sisteme beş yıl sonra geçiyor. Boss adlı silah ustası yandan çakmaklı round body çifteleri 1895 yılından itibaren imal etmeye başlıyor. John Dickson ve çocuklarından mesleği öğrenen David McKay Brown ise bugün round action sistemli round body çifteleri İskoçya’da Glasgow yakınlarındaki Bothwell kentinde üretiyor.

Bu tip rafine tüfekler ve round body çiftelerin diğer üreticileri arasında günümüzde Churchill, Watson bros, McNaughton, Purdey, ABD’li Galazan, Avusturyalı Peter Hofer, İspanyol Grulla gibi firmaları görüyoruz. İtalya’da ise, “zarif” tüfek üreticileri arasında Famars ve Bosis firmaları başta olmak üzere, Fausti, Rizzini, Caesar, Guerini gibi firmalar ve küçük çapta üretim yapan bazı sanatkârlar var. Silahın sağlamlığı büyük oranda kasasında saklı denilebilir: yarım çakmak olarak üretilen bloktan emniyet tipi, yani aynen bir Anson-Deeley gibi neredeyse tamamı kubuzun içine sığdırılmış bir çiftede, yan çakmakları da barındırması gereken bir yarım çakmaklı çifteye kıyasla baskülün etrafında daha fazla miktarda ahşap mevcut olduğu malum. Dolayısıyla bir boxlock çifte endüstriyel tipte üretime de daha yatkın oluyor.

ENDÜSTRİYEL İŞBİRLİĞİ

Silahın tamamının projesi, namluların üretimi ve dizaynı Beretta’ya ait, ama 486 Parallelo modelinin gerçekleştirilmesinde çifte tüfekler konusunda büyük uzmanlık kazanan ve önemli teknolojik yatırımlar yapan İtalyan Fausti firmasının da işbirliği var. İmalat aşamasında Beretta firmasından Emanuele Saleri ve Ferdinando Belleri projenin son iki yılını baştan sona izlemişler. Şimdilik bu tüfek sadece 12 çaplı olarak üretiliyor, ama yakında 20’lik de üretilecek ve seriyi tamamlamak için bir de lüks serisi piyasaya sürülecek deniyor. Bu çiftenin tek veya çift tetikli, sabit veya Optimachoke şoklu, tabanca tipi veya İngiliz tipi kabzalı versiyonlarının yanı sıra, bir de iki farklı kundaklı, yani ince el kundağı ya da yarım kunduz kuyruğu tabir edilen tipte el kundağı olan versiyonları mevcut. Yuvarlak hatlı baskül çok şık bir dizayna sahip ve hafif. NiCrMo (nikel, krom, molibden) alaşımlı çelikten imal edilmiş ve mekanik işlemlerden geçtikten sonra önce temperlenmiş, sonra da yüzeyi mat gümüş renge dönüştürülmüş. Genişliği 41 mm, yarım küre kapakları 57 mm, yüksekliği ise tablasınınki gibi 56 mm. İleride üretilecek olan 20 çaplı tüfeğin baskülü 4 mm daha dar olacakmış. Baskül tablasının yüzeyi hareli, üzerindek, rose amp; scroll işlemeler ise Dec.or di Marcheno firması tarafından lazerle işlenmiş. Baskülün bir “S” harfini andıran dış profilindeki çizgiler ahşap kısımlarla birleşiyor (ahşap bolca kullanılmış). İkili kilit sistemi Purdey tipi, üç tur dönerek kapanıyor.

Baskül ve kilit sistemi çok iyi tasarlanmış, hassas çalışıyor ve boşluktan kaynaklanan sarsıntı hiç yok. Bu grup fazla ağır olmamakla beraber gayet sağlam bir yapıda. Tüfek kırıldığında görünen tablası üzerinde yekpare gövdenin iki adet kilit tırnağının geçtiği yuvalar göze çarpıyor. Baskül ve kilit takozları (tırnaklar) büyük özenle imal edilmiş oldukların terazileme mükemmel, en ufak oynama söz konusu değil.

Baskülün oturduğu tablanın ön tarafında bulunan ve istavrozla çalışan iki kumanda horozları kurmaya yarıyor. Kovan çıkartıcı tırnaklar (ekstaktörler) uzun saplı ve otomatik tipte, verimli ve uzun ömürlü olmaları için dönmez tipte yapılmışlar.

“V” TİPİ YAYLAR

Test sırasında ben tek tetikli versiyonu kullanma şansı buldum. Bu versiyonun tetik düşürme ağırlığı 1.800 ile 2.100 gram arasında değişiyor. Bataryalar direkt olarak tetik tablasının yan plakaları üzerine monte edilmiş, bu sayede tüfeği temizlik ve genel kontrol amaçlı sökme işlemi daha kolay ve hızlı oluyor. Tetik grubunun baskülden bağımsız olması olası arızaların da önüne geçmiş oluyor. Kurma kolları kubuz yüzeyinin altında hareket ediyorlar ve kundağın içindeki istavroz tarafından çalıştırılıyorlar. Bataryalar “V” şeklinde telden yapılmış bir yayla donatılmış ve ateş edildikten sonra dikilen horozlar sayesinde iğnenin tekrar yerine girmesini sağlıyorlar.

1. İç bataryalar tetik tablasına monte edilmiş. “V” tipi lamel yay donanımlı bataryalarda, ateş ettikten sonra iğne yuvasına kendiliğinden geri gelen horozlar sayesinde giriyor.


2. 486 modelinin silueti öne doğru incelen yapıda. bloğun topuzları 57 mm eninde, açma anahtarı ve horoz dönüştürücülü emniyet butonu klasik çizgilerde

3. Baskül tablası yüzeyi hareli. Yekpare gövdenin sağlam kilit takozları için iki derin yuva açılmış, dikey tutuşlu takozlar (tırnaklar) bunların içine giriyor.


4. İkili kilit sistemi İngiliz tarzı Purdey tipi, üç kumpas turu olarak tanımlanan sistemle kilitleniyor.

5. İnce el kundağının “ekolojik” selektör düğmesiyle ejektörlü otomatik kovan atma modu veya manuel kovan çıkartma sistemini seçebiliyorsunuz. düğmeli sökme sisteminin gerginlik ayarı yapılabiliyor.


6. Parallelo sabit ya da Optimachoke içten şoklu olarak satın alınabiliyor. Arpacık alpakadan yapılmış, namlu şeridi ise içbükey ve düz yüzeyli.

Anson paralel çiftelerde de iğneler normalde ateş edildikten sonra kubuz yüzeyinden hafifçe dışarı çıkık durumda kalırlar. “V” tipi yaylar buna ilaveten enerjilerini çok hızlı şekilde boşaltma özelliğine sahipler. Tetik korkuluğu üst klas çiftelerde olması gerektiği gibi oldukça uzun tutulmuş. Korkuluk kasaya iki pirinç burç ve iki vidayla raptedilmiş. İleri geri hareket eden tipte ve ilk namlu seçme selektörlü emniyet düğmesi kubuzun sırt kısmında bulunuyor ve tetik mekanizmasını bloke ediyor. Ayrıca bir de otomatik emniyet tertibatı var ve Beretta firmasındakiler buna “yerçekimsel” emniyet adını takmışlar. Hareketli kütle sistemiyle çalışan bu mekanizma, tüfeğin anormal bir pozisyona gelmesi, örneğin 90º derecelik dikey veya yatay konumdan 20º sapması ya da ters dönmesi gibi durumlarda ateş etmesini önlüyor. Ama bu emniyet sisteminin kullanılıp kullanılmayacağı henüz karar aşamasında, zira özellikle av parklarında ani şekilde gelişen ve dikine yapılan atışları sınırlandırması söz konusu. Silahın projesindeki dinamik emniyet sistemi hareketli aksamın ağırlık merkezlerinin hassas şekilde etüt edilmesiyle oluşturulmuş. Açık anahtarlı emniyet tertibatı, silahın tam anlamıyla kapanmaması (kilitlenmemesi) halinde ateş almasına engel oluyor, horozlar üzerindeki emniyet tertibatı ise horozların şiddetli bir darbe, çarpma neticesinde kazara düşmesi halinde devreye giriyor. Yani silahta üç tane emniyet düzeneği mevcut. Açma (kırma) anahtarı da yeni dizayn ve dilinin yüzeyi eskiye oranla biraz daha geniş. Daha önceki 470 ya da 471 modellerine kıyasla, 486 modelinde manuel ve otomatik kovan atma selektör (seçici) butonu el kundağının iç kısmında yer alıyor. Bu “ekolojik” selektör buton sayesinde, ejektör mekanizmalı otomatik kovan atma sistemine alternatif olarak, daha pratik olan mekanik kovan çıkartma sistemini ve kovanları çevreci bir şekilde elle toplama yöntemini seçebiliyorsunuz.

TRIBLOCK BİRLEŞİM SİSTEMİ

Sağdaki atım yatağının dış kısmına damgayla vurulmuş “Excelsior-HSA” yazısı var ve anlamı High Strength Alloy, yani yüksek dirençli çelik alaşımı. Beretta firması 2004 yılından beri yüksek esneklik, sağlamlık ve anti-korozyon özelliklerinden beri bu yeni çelik tipini kullanıyor. Firma bu çeliği yeni bir ticari isimle adlandırmak istememiş ve Steelium kavramını üretim aşamalarına sokup, bütün av ve atıcılık silahlarına uygulamakla yetinmiş.

Steelium boruların normalden derin (uzun) şekilde delinmesi, soğuk çekiçleme işleminden geçirilmesi, vakum altında gerdirilmesi gibi aşamalar için kullanılıyor ve bu süreçlerden geçen çelik, günümüzde elde edilebilen en yüksek balistik performansları sunabilecek hale geliyor.

Excelsior namlular (ki kimileri bunların ünlü Poldi Anticorro namluların direkt türevi olduklarını iddia ediyor) 18,4 mm iç çapa sahip, iç kısımları krom kaplama. Birbirine mükemmel bir teknikle kaynatılan namlular, silaha monte edildikten sonra da terazileme, geri tepme ve şahlanma etkilerinin azaltılması gibi ayar işlemlerine tabi tutuluyorlar.

486 Parallelo modelindeki diğer önemli değişikliklerden biri de namlulara Triblock kaynak sisteminin uygulanmış olması: İçinde kilit tırnakları ve temas yüzeylerini de barındıran tek bir çelik blok, namlu borularına lazer ve Castolin kaynakla, yani çift kaynak sistemi kullanılarak sabitlenmiş. Namluların yüzeyi tamamen düz, pürüzsüz ve dıştan en ufak bir kaynak izi yok. İki namlunun atış hizasının aynı noktaya ayarlanması (yakınsama ayarı) firmanın deneyimlerine dayalı olarak 30 metre mesafeye göre yapılmış.

Bizim test ettiğimiz tüfeğin namluları 710 mm uzunluğundaydı, ama 660 ve 760 mm uzunlukta namlularda mevcut. Arpacık alpakadan yapılmış ve nokta şeklinde, 10×5,5 mm ebatlı namlu şeridi ise iç kısmı konik, dışı ise düz olarak tasarlanmış. Şok tüpleri sabit ***/* olarak tedarik ediliyor, ama istenirse ****/*** şoklar veya çelik saçma kullanımına uygun çelikten yapılmış ve nikel kaplanmış High performance Optimachoke şok tüpleri monte etmek de mümkün.

Dipçik Tavana firması tarafından üretilmiş ve İngiliz stili (ama özel istek üzerine kabzalı, hatta Prens dö Gal tipte kabzalı dipçikler monte edilebiliyor); 2,5 numara standart cevizden yapılmış ve yağlı yüzey işçiliği görmüş, aynı şekilde seçme cevizden yapılmış el kundağı da dipçikle güzel bir birleşim oluşturuyor. Dipçik 365 mm, nişan yüksekliği ise 37-59 mm (istenirse müşteriye özel ayarlanabiliyor).

İnce hatlara sahip el kundağı (252 gram ağırlığında), uç kısmında çelikten yapılmış pompalı sökme kapakçığı mevcut. Kundağın iç kısmında bulunan bir saplama vida vasıtasıyla bu kapak gerdirilerek olası boşlukları alma olanağı var.

1. Üzerine marka kazınmış namlu şeridinin yakından görünümü. Yekpare gövdede kaynak görünmüyor, zira kilit takozları ve tabla borulara Triblock kaynak sistemiyle tutturularak tek bir gövde oluşturmuşlar.


2. Krom kaplı tek tetikli korkuluk arkaya doğru uzanıyor.


3. Ahşap kasada tetik korkuluğunu sabitlemekte kullanılan delikler ve burçlar görülüyor.

4. El kundağı ve sökme kapakçığı genelde üst düzey kaliteye sahip silahlarda kullanılıyor.


5. Bu fotoğraf da silahın çizgilerindeki çarpıcı güzelliği ve namluların işçilik kalitesini ortaya koyuyor.


6. Dipçik pedi de ceviz ağacından yapılmış, dipçiğin renk tonları ve damar yapısına uyum sağlanarak seçilmiş.

KİŞİYE ÖZEL TERAZİLEME

Benim test sırasında kullandığım Parallelo modeli 3.234 gram ağırlığındaydı (firma tarafından deklare edilen artı eksi 100 gram toleransla 3.250 gram). Tüfeğin toplam uzunluğu 710 mm namlularla 1.145 mm. Dipçiğin de yapısı itibarıyla omuza çok güzel oturan tüfeğin terazisinin daha sonra kişiye özel yapılabildiğini öğrendim. Dipçik ve gövde 1.622 gram ağırlığında, kundak ve namlular ise 1.612 gram. Beretta yetkilileri tüfeğin ağırlık merkezinin fabrika ayarı olarak baskül (kırma) piminin olduğu noktaya en fazla 2 mm sapma ile oturtulmuş olduğunu ifade ettiler. Kısaca dipçik, ağacının kompakt yapısına, damarlarına ve tipine göre seçildikten sonra, gerektiğinde küçük kurşun ağırlıklar yerleştirilmek suretiyle istenen ağırlığa ve dengeye oturtulmuş. Böylelikle avcı için hedef takibi son derece kolay ve hızlı gerçekleştiriliyor. Ben şahsen ahşap dipçik tercih edenlerden değilim, daha “teknik” olanlar benim favorim. Örneğin poliüretan malzemeden kırmızı renkte imal edilen bazı dipçikler, bu tip klas çiftelerde bile çok şık duruyor. Nitekim isteyen böyle bir tercihe yönelerek dipçiği değiştirebilir. Atışlar sırasında sadece belli gramajda fişeklerle geri tepme hafifçe kendini hissettirdi, o da asla omuzu rahatsız etmeden. Ben gerek avda gerek plaklara ateş ederken bu tip tüfeklerle genelde 28 gramlık fişekler kullanıyorum. Bu tüfekle de tatminkâr sonuçlar elde ettim: İlk namluyla hedefteki saçma oranı %76,7 oldu, ikinci namluyla %83,3 ve üstelik saçmaların yarısından fazlası (%54) hedef kağıdındaki daha küçük dairenin içinde toplandı.

“Beretta hastaları” bu yeni çifteye sahip olma fırsatını kaçırmayacaklardır, çünkü bir önceki modelin üzerinden neredeyse yirmi yıl geçti. Ama güzel tüfek tutkunu avcılar da böyle bir tüfeğe sahip olmak ya da en azından dokunmak ister. Önce fuarda, sonra da satış mağazasında tabii. Herkes bu modeli uzun süre beklemişti, beklediklerine deydi diye düşünüyorum.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here