BERETTA A400 XTREME UNICO

A400 ailesinin bu son bireyi, gazlı sistem yarı otomatik tüfekler kategorisinde en üst düzeylerdeki yenilikçilik ile Beretta deneyimi arasındaki buluşmayı özetliyor. Mega Kick-off darbe emici sistemin özelliklerini keşfetmek için Beretta’nın balistik laboratuarına bir ziyaret yaptık.

16 Ağustos 2011 tarihinde Amerikan NRA (National Rifle Association) kurumunun prestijli web-dergilerinden American hunter şunları yazıyordu: “Beretta firması Realtree Max-4 kamufle kaplamalı yeni A400 Xtreme Unico modelini tanıttı. Sürekli olarak kar, çamur ve yağmur gibi aşırı koşullarda av yapan erkek ve bayan sporculara hitap eden bu tüfek 12 numara ve geri tepmeyi %70 oranında azaltan Kick-off Mega darbe emici sistemin yanı sıra, diğer bütün 12 numaralı tüfeklere oranla %36 daha hızlı olan Blink besleme sistemiyle donatılmış, ayrıca korozyona karşı üstün koruma sağlayan özel Aqua techonolgy işlemine tabi tutulmuş”.

Evet, birçokları tarafından “the ultimate” ifadesiyle, yani Beretta’nın A400 yarı otomatikler ailesinin en gelişmiş versiyonu olarak tanımlanan bu tüfeği Amerikalılar kendilerine has yalın bir anlatımla üstteki şekilde özetliyorlar. Bu tüfeği doğrudan bir av organizasyonunda denedik ve üretiminde yer alan Beretta ekibiyle bütün teknik yönlerini analiz ettik.
ÜSTÜN TEKNOLOJİ
A400 Xtrem Unico bize göre Beretta’nın gaz sistemli yarı otomatik tüfekler konusunda sahip olduğu know-how’ın ulaştığı en üst noktayı temsil ediyor. Blink ateşleme sisteminin hızlı döngüsü, optimize edilmiş döner başlıklı bir kilit sisteminin güvenliği ve amortisörlü dipçik sistemi bile kendi başlarına bu tüfeğin sahip olduğu yenilikçi içeriği tam anlamıyla anlatmak için yeterli değil. A400 serisinde ortaya koyulan estetik ve ergonomik gelişimin de ötesinde, Beretta’nın bu yeni modelinde, supermagnum mühimmatla beslenen bir tüfeği “normal” bir tüfek haline getirebilmek gibi pek fark edilmeyen ama aslında temel önemi olan bir sonuca da ulaşılmış.
Özetle Beretta, silahın teknolojik yönlerini ve ergonomisini en üst düzeyde optimize ederek, kullanımı daha düne kadar yüksek uzmanlık gerektiren bir tüfeğin çok yönlü kullanım amacı sınırlarını da genişletmiş. Ağırlığının 3.447 gramla sınırlı tutulmasına el kundağının daha kompakt şekilde dizayn edilmesi katkı sağlamış. Böylelikle elin destek noktası atıcının gövdesine biraz daha yakınlaştırılmış ve ağırlık merkezi yer değiştirerek kol dengesi elde edilmiş. Bunun yanı sıra, Beretta gaz tutuş sistemine entegre edilmiş Blink kinetik sistemi ile güvenilir döner başlıklı kilit sistemi sayesinde hem ateş etme-kurma döngüsü (üretici firmaya göre %36 oranında) hızlandırılmış, hem de namlu şahlanması ve titreşimler azaltılmış.
Bir yanda bu kinetik sistem, bir yanda yeni Kick-off mega dipçik amortisörü ile Microcore programlı dipçik tabanı deformasyon sistemi olunca, bunlar arasında yaratılan sinerji atış sırasında tüfeğin verdiği reaksiyonu öyle bir hale getirmiş ki, ateş ederken adeta yanağınızda ve omzunuzda hiçbir his duymuyorsunuz. Bu yumuşaklık daha önce hiçbir supermagnum tüfekte karşımıza çıkmamıştı. Teknik olarak anlatacak olursak, yeni Kick-off Mega darbe emme sistemi ikili sönümleme gerçekleştiren bir amortisör sistem. Bu sistemin tüfeğin dış kısmında kalan (yani atıcının yanağı ile temas eden) bölümü sabit durumda kalırken, iç bölümü ise tüfek gövdesi içinde yer alan yaylar ve hidrolik pistonlar üzerinde ileri geri hareket ediyor. Dipçiğin hareketli kısmı ile kabza arasında pasif darbe emici konumunda poliüretan bir conta var. Microcore dipçik tabanı ise deformasyona son derece yatkın esnek tabanıyla dipçiğin omuza yaslanma yüzeyini büyütüyor ve kusursuz pozisyon alınmadığı hallerde bile bakiye darbe ağırlığı dağılımını daha etkin bir şekilde gerçekleştiriyor. Bütün bu kombine etkiler ger tepmeyi (%70’e varan oranda) azaltıyor ve atıcı adına (yanakta herhangi bir sürtünme ve titreşim bile hissedilmeden) çok üstün bir atış konforu gerçekleşmiş oluyor. Steelium teknolojisiyle (özel Beretta üç alaşımlı çeliğe derin delik açma, soğuk dövme, vakum altında gerginlik alma ve komple iç krom kaplama uygulanarak) üretilen Optimabore Hp namlunun performansı da mükemmel. Namlu 710, 760 ve 810 mm boylarda olabiliyor, namlu şeridi boyutları ise 6×6 mm. Çelik saçmalı Hp fişek kullanımına göre test edilmiş olan namluya Hp Optimachoke şok tüpleri monte edilebiliyor ve bu tüplerin malzemesi de doğal olarak çelik şaçmaya dayanıklı (steel-proof). Tabi tutulduğu özel üretim prosesleri sayesinde bu namlu çok uzun süreli kullanım sonrasında maruz kaldığı termik etkilere ve titreşimlere rağmen stabilite açısından üstün performans sağlayabilecek niteliklere sahip.
2011 yılının son aylarında pazardan çok olumlu tepkiler alarak taçlandırılan Beretta’nın bu yeni yarı otomatik tüfeği, aynı zamanda gazlı sistemle çalışan yarı otomatikler konusunda Beretta’nın üretimsel ve işlevsel anlamda yaptığı sürekli iyileştirmeler sonucu ulaştığı tartışılmaz üstünlüğü de perçinlemiş oluyor.
Çoğu kez bu geliştirme ve iyileştirmeler, gazın sorunsuz aktarımı için (örneğin namlu geometrisinde, deliklerin sayısı ve pozisyonunda) yapılanlar hemen görülebilir türden değişiklikler değil, ama uzun etütler, çalışmalar, testler sonucu gerçekleştirilen bu iyileştirmelerin tüfeğin ortalama ömrünü uzattıkları ve bakım işlemlerini azalttıkları sonunda ortaya çıkıyor. Nitekim Beretta A400 Xtreme Unico atış döngüsü sistemine sadece kinetik hareket için efektif olarak gerekli gaz miktarını transfer ediyor ve gaz fazlasını silahın mekanik yada yapısal aksamını gereksiz yere kirletmemesi için derhal dışarı atıyor.
TÜFEĞİ ELİMİZE ALINCA
Yeni A400 Xterem Unico’nun kompakt yapısı sadece işlevsel olarak değil estetik açıdan da hemen fark ediliyor. Poliüretan parçalar monte edilmiş sentetik malzemeli dipçik ve Microcore etli dipçik tabanı ileri teknoloji ürünü olduğu gibi, tüfeğin dizaynı da son derece kompakt bir karkas içinde güç ve çevikliği harmanlıyor. Kabzadaki siyah kauçuk malzemeler bir yandan sağlam bir kavrama sağlarken, bir yandan da düz satıhlı teknopolimer dipçik ve el kundağı ile göze hoş gelen bir kontrast oluşturuyor.
Ergonomik ve eğik kesimli tetik korkuluğunun malzemesi polimer ve hemen üzerinde emniyet düğmesi yer alıyor. Tüfeğin bütün iç ve dış metal bileşenleri korozyona karşı özel işleme tabi tutulmuş ve tüfeğin tamamı üreticinin Aqua technology adını verdiği ve ıslaklığa karşı adeta bir “şemsiye” görevi yapan koruma sistemi altına alınmış. Beretta yetkililerinin verdiği bilgiye göre, 150 saat süreyle uygulanan tuzlu sis testi sonuçlarına göre, bu tüfek korozyona karşı piyasadaki en etkili ve uzun ömürlü korunma sistemine sahip.
Silahın tercihe bağlı aksesuarları içinde kundağa monte edilebilen “Gun Pod Beretta” adlı çok işlevli elektronik tertibat sayesinde toplam kaç atış yapıldığı, kısmi atış sayısı (7 kere reset yapılabiliyor), dışarıdaki hava sıcaklığının (Celsius ve Fahrenheit olarak) derecesi öğrenilebildiği gibi, ateşlenen mühimmatın gücü hakkında bilgiler de edinilebiliyor. Tüfek iki farklı yüzey kaplaması ile satışa sunulmuş (Camo Realtree kamufle ve opak metalik yeşil yüzeyli). Bu şekilde hem Avrupa hem de Amerikan pazarının farklı zevk ve talepleri dikkate alınmış. Amerikan pazarı bilindiği gibi İtalyadakinin tersine ekstrem dış kamuflajı çok tutuyor.
Daha önce de belirttiğimiz gibi bu modelde ergonomiye çok önem verilmiş ve supermagnum yarı otomatik bir tüfek “normallik” sınırları içine sokulmaya çalışılmış. Nitekim Beretta Grubunun Montefeltro avcılık şirketi tarafından işletilen La Stoppa avlağında köpek eşliğinde yaptığımız avda bu konsepti bilfiil yaşama fırsatı elde ettik.
Tüfeğin ağırlığı 3,5 kilogramın biraz altında ve çok dengeli bir tüfek olduğundan bunu kesinlikle hissettirmiyor. Atış pozisyonu normal bir 12 numaralı olması gerektiği gibi ve dipçik ile el kundağının kauçuk kaplı kısımlarının sağladığı grip nişan pozisyonu alırken atıcının işini kolaylaştırıyor. Av öncesi hedefsiz birkaç atışla denediğimiz ateşleme döngüsü oldukça hızlı ve geri tepme sönümleme sistemi ile omuz “dostu”.
43 yıllık avcı tezkeresi olan ve bu yıllar boyunca tercihini daha ziyade 20 numara av tüfeklerinden yana kullanmış biri olarak, bütün tarafsızlığımla ve objektif olarak yeni A400 Xtreme unico’nun daha önce denediğim super magnumlar ile kıyaslanmasının mümkün olmadığını gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Bunlara Beretta tarafından üretilmiş olanlar da dahil. Gerçekten de atışın omuz üzerindeki etkisi o kadar hafif ki, atışlar sırasında tüfekle içgüdüsel bir şekilde kaynaşıp en hızlı şekilde hedefe kilitleniyorsunuz ve elde ettiğiniz balistik sonuçlar da bunu gösteriyor.
Böyle “uysal” bir supermagnum herkes için bir ilk olsa gerek: A400 Xtreme Unico av sırasında ateş etme-kurma döngüsünün son derece yumuşak, hızlı ve lineer gerçekleşmesi neticesinde avcının işini gerçekten kolaylaştıran bir tüfek. Bu haliyle sınır mesafelere hızlı atışlar yapabilmenizi sağlıyor.
Bütünü halinde en yüksek beklentilerimizi dahi aştığını söyleyebiliriz: Zihinsel olarak bir “supermagnum” olarak sınıflandırdığımız bu tüfek, aslında çok kullanışlı, çok amaçlı ve modern konsept ürünü bir yarı otomatik olarak karşımıza çıktı. Güçlü olmasının yanı sıra her sezona uygun rafine bir tüfek: Çevik, uysal ve dengeli. Bunlar aynı silahta bir arada bulunması gerçekten zor olan üç nitelik.
BLINK KİNETİK SİSTEM
Beretta A400 Xtreme unico’nun üretimine gösterilen özeni ve kinetik sisteminin özelliklerini ayrıntılı olarak bir de firmanın üretim müdürü olan mühendis Riccardo Zanardelli’nin ağzından dinledik:
“Blink terimi ile kast edilen, Beretta yarı otomatik tüfeklerinin son jenerasyon kinetik sistemidir. Bu terimi seçerken dünya pazarlarında gazlı sistemler hakkında süregelen kafa karışıklığından uzak durmak istedik. Blink aslında 3 anahtar unsurun bir araya gelmiş bir bütünü: Delikler ve pistonlu silindir donanımlı gaz geri kazanım sistemi, döner başlıklı kapanma sistemi ve besleme sistemi. Daha önceki modellerden farklı olarak, oynak (salınımlı) blok sisteminden, daha önce Xtrema 2 modelinde denediğimiz döner başlık sistemine geçildi. A400 serisi ile bu tür bir kilit sistemi yönünde yapılan tercih nihai olarak konsolide edilmiş oldu. Besleme sistemi mekanik açıdan bir takım iyileştirilmelere tabi tutuldu, ama ergonomik iyileştirmeler daha fazla.
Örneğin tüfeğin karkası önceki modellere oranla daha kısa ve tüfeği kavrarken kolunuzu daha az uzatmak zorunda kalıyorsunuz, bu da atıcıya fazladan bir denge sağlıyor. Bir A400’ün kabzası 89 mm ve normal bir 12/76 numaranınki kadar. Dizayn geometrisi üzerinde oynayarak tetik grubunu da optimize ettik. Blink sisteminin gerçek avantajı gazı sızdırma sisteminde saklı. Diğer aksamı öylesine az kirleten bir gaz sistemi yaratalım ki, rakiplerimizin ürünleriyle gerçek bir fark ortaya çıksın istedik. Bu sonuca nasıl ulaşacağımıza kafa yorduk ve birden fazla elemana müdahale etmemiz gerektiğini düşündük. Sürtünmeye tabi parçaları azaltmak suretiyle hareket sisteminin ihtiyacı olan gaz miktarını da önemli ölçüde azalttık, kinetiği iyileştirdik, sürgü sistemlerini optimize ettik. Esas itibarıyla şu an hareketli aksam daha düşük miktarda gaz kullanıyor, bunun karşılığında daha iyi performans elde ediyor.
Öndeki el kundağının baş tarafındaki gaz çıkışı (purjör) ve dengeleme supabına dokunmadık; ama bunlar asgari oranda ve nadiren devreye giriyorlar, çünkü ateşleme döngüsü içine sadece gereken minimum miktarda gaz gidiyor ve böylelikle gereksiz kirlilik önlenmiş oluyor. Kavramsal olarak Blink sisteminin özeti budur. Döner kafa yeni bir konsept sayılmaz, ama daha mükemmel hale getirilebilirdi. Şimdi bunun iş görme hassasiyetini arttırarak güvenli ve daha operatif bir kilit mekanizması elde ettik. A400 Xtreme Unico Beretta’nın araştırma-geliştirme platformunun bir ürünü ve verimliliğinin büyük kısmını kullanan komponentlerin ve malzemenin kalitesi ile şirketin know-how birikimine borçlu. Önceleri tercihe bağlı aksesuarlar olarak talep edilen Kick-off ve Gun pod türü teknik çözümler, bu yeni modelle çok önemli unsurlar olduklarını teyit etmiş oldular.”

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here