Dergimizin Türkiye’de yayınlanmasından bu yana edindiğim izlenim Türk Silah Sanayiinin üzerine düşen her görevi yerine getirmek için hazır olduğu imajını yaratmış olmasıdır.
Dergimizin Türkiye’de yayınlanmasından bu yana edindiğim izlenim Türk Silah Sanayiinin üzerine düşen her görevi yerine getirmek için hazır olduğu imajını yaratmış olmasıdır. Reklamlarını veren şirketlerin ürettiklerine bakınca da müthiş bir gelişme trendini hissediyor olmak işin başka bir yanı.
Silah üretimi ve satışı gelişmiş ülkelerin işiymiş gibi görünüyor olsa da artık durum farklılaşmalıdır. Mekanik yapılarla birlikte elektronik destekli hatta daha hafif ve elektromekanik özellikte yapılandırılmış araçlara yönelmek bu sanayii kesimine daha yüksek gelirler sağlayabilir. Bu tarz gelişim silah ticaretini arttıracaktır. Her ne kadar bazı kesimler silahsızlanma yanlısı olup, ‘bunlara ne gerek var’ deseler de işin ekonomik boyutu göz ardı edilmemelidir.
Silah, caydırıcı araçtır. Kişisel olarak güvenliğimiz, huzurumuz, geleceğimiz gibi konularda karşı tarafa mesaj verir. Sizin güçlülüğünüz, sabrınız, karakterinizle eşdeğer bir yapıdır silahlı olmak. Ordular savaşmak yerine çeşitli özellikleri ile karşı tarafın sakin durmasına sağlayacak özelliklere sahiptir. Bu davranışların perde arkasında sizin mekanik ve stratejik yapınızla birlikte silah ve silahlanma yapınız önemli rol oynamaktadır.
Buradan çıkaracağımız dersler arasında ince ve ciddi bir planla yaratılmış silah sanayii yapılanması bulunmaktadır. Üretilen silahların kalite ve sayısı bu sektörü güçlü bir yapıya kavuşturacaktır. Savunma amaçlı yapılan bu girişimler ticaretle birlikte üst düzeylere taşınacaktır. Bunun gerçekleşmesinde çok farklı kesimlerin desteği de gerekli olmaktadır. Sanayii için nasıl enerji, hammadde, teknoloji, planlama önemli ise insan kaynakları konusu daha farklı derecede değerlendirilmelidir.
Bu sektörde çalışacak elemanların bulunması, eğitilmesi, yetiştirilmesi işin başka bir çalışma konusudur. Henüz yakından incelemedim ama yakın bir zaman dilimi için bu sektöre Üniversite eğitimli gençlerin girmesini beklenmektedir. Konuya ilişkin girişimleri bizzat başlatanlardan biri olarak gerekli çalışma planlarını yapmış bulunmaktayım. Kısa sürede bir proje hazırlayıp, konuyu Üniversitelere taşıyacağım. Bunun için 2 yıllık Meslek Yüksekokulu kurma hazırlıklarının başlaması gereklidir. Çünkü giderek büyüyen sektörün disipline edilmiş eğitimden geçmiş elemanlara ihtiyaç duyduğu açıktır. Bunu sağlamanın yolu sanayii ile Üniversite birlikteliğini bir eğitim kurumu ile taçlandırmaktır.
Kuşkusuz bu işbirliğini sağlamada iki tarafa da ciddi sorumluluklar yükleyecektir. Bir tarafta teknolojik destek, çeşitli makine parkları, lojistik noktalar önem kazanırken, diğer tarafta iyi ve usta eğiticilerin temin edilmesi gereklidir. Bu durumda aslında herkesin bildiği fakat görmezden gelinen bir ustalık boyutu hemen yanı başımızda duruyor olmasıdır. İç Anadolu, Karadeniz ve Marmara bölgesinin ustalarına ulaştığımızda onların derin ve engin deneyimlerinden faydalanabileceğimiz mümkündür diye düşünüyorum.
Yeni teknoloji ve gelişmeler, silah üretimi ve bu üretimdeki insan kaynaklarına olan ilgiyi arttırmıştır. Deneyimler yanında teknoloji uyumluluğu önemlidir. Bir prototip silahın üretilmesinde, teknoloji ve deneyimi sağlamış olsanız bile onu kullanacak insanın kinantropometrik yapısı farklı bir çalışma alanıdır. Bakın, baştan beri bu yazıyı rahat rahat okurken birden bir terimle karşılaştık ve belki onu okurken zorlandık. Bir silahı tutan elin yapısı, parmakların uzunluğu, tarak kemiklerinin yapısı, el parmak kasları, elin kavrama kuvveti, vb. bir sürü özellik karşımıza çıkıverir…
Ellerimizi mi yoksa silahı mı değiştireceğiz? İşte orada bilim gizlenmiş, bizi beklemektedir…