US SOCOM (ABD Özel Operasyonlar Birimi) tarafından açılan ihaleyi FN SCAR karşısında kaybeden rakiplerden biriydi: Bu silahın replikası VFS sağlam ve aslına sadık bir tüfek, atış menzili ve mükerrer atışları çok iyi, tek (küçük) kusuru dıştan bataryalı oluşu.
Amerika Birleşik Devletlerinde US Special Operations Command (SOCOM) adlı birim birçok yenilikçi karabina projesine yeşil ışık yakmıştı. 2004 yılında açılan ihaleyi FN firması SCAR projesiyle kazandı, ama rakip firmalara arasında Salt Lake City merkezli Robinson Armament firmasının bir projesi de vardı. 1996 yılında kurulmuş olan bu firma Stoner 63 modelinin üreticisi olarak tanınıyor. Bu üretici SCAR modelinin karşısına modüler bir proje olan XCR projesiyle çıkmış, ama SOCOM ihalesini kazanamayınca XCR modelini sivil pazarın emniyet birimlerine pazarlamak istemişti. Bu seri, öncelikle 5,56×45 Nato çapta üretilen, ama 6,8 Remington Spc ve 7,62×39 çaplı versiyonları da olan, AK47 türevi pistonlu gaz geri kazanım sistemiyle çalışan modellerden oluşuyor. Katlanabilir dipçiği ve nispeten kısa namlusuyla XCR oldukça kompakt bir tüfek, hatta öyle ki bu konuda onu Hamp;K MP5 hafif makineli silah ile kıyaslayanlar oluyor.
KÜÇÜK VE KOMPAKT
Önce bu modelin hem orijinalinde, hem de replikasında bulabileceğimiz özelliklerden başlayalım: test ettiğimiz silahın boyutları birebir aynı, boş ağırlığı ise orijinalinin ağırlığına çok yakın (bu silah 2.570 gr, orijinali ise 2.880 gram). Projesi üç fonksiyonel grup üzerine dayanıyor: Gövde, üst çerçeve ve dipçik. Replikada da bu bileşenler metalden yapılmış, daha kesin belirtmek gerekirse hafif alaşımlı alüminyumdan üretilmiş. Birleşim noktaları ve montaj gayet sağlam, ilk zamanlarda çoğu aksamı plastikten, sadece birkaç bileşeni metalden yapılan taklit ürünlerin birleşim noktalarındaki boşluklardan, gıcırtılardan ve titreşimlerden bunda eser yok. Dipçik katlanır tipte ve koltuk değneği olarak tabir edilenlerden. Butonlu bir kilitle bloke ediliyor ve çok da sağlam, ama sağ tarafına katladığınız zaman bloke edici bir sistem öngörülmemiş. Bu durum bizi biraz tereddütte bıraktı: Bir yandan dipçiğin bu şekilde çok hızlı açılabileceğini düşündük, diğer yandan açılmasına gerek olmadığı zamanlarda da açılabileceğini hesaba kattık. Sonunda, dipçiğin genelde açık tutulacağını ve sadece transfer sırasında taşırken kapanması gerekebileceğini düşünerek kendimizce bu tereddüdü giderdik.
Silahı şu anki trendlere uygun olarak Picatinny kızaklarla donatmayı da unutmamışlar. Kızaklardan en uzun olanı çerçevenin üstünde bulunan. Bu kızağa paket donanımda verilen metalik nişan organları monte ediliyor. Nişan düzenekleri silah omuzlandığında tam hizadalar ve göze iyi oturuyorlar. Bunlar Hamp;K tipinde, yani bir adet katlanabilir hayalet gez ve bir de tünel tipi arpacık var. Silahta kullanılan şarjör Colt tipi, ama yuvası farklı şarjörleri de kabul edecek şekilde tasarlanmış. Şarjör çıkarma düğmesi sağ elin işaret parmağının kolayca ulaşabileceği bir noktaya konulmuş, kurma kolu ise Hop-Up sistemini ayarlamak için kovan fırlatma penceresini açabilmek amacıyla sol tarafa yerleştirilmiş. Sahte sürgü açık durumda kilitlendiğinde tetik köprüsünün taban kısmında bulunan sürgü tutma mandalı ile tekrar kapatılıyor. Bu yararsız fonksiyon ise çift taraflı kullanılabilen şekilde tasarlanmış.
BATARYAYI NEREYE KOYALIM?
Bu replika elektrikle çalıştığından bataryaya ihtiyacı var, ama VFC tasarımcıları maalesef bağlantı soketini kundaktaki bir pencereden dışa doğru uzatmışlar. İç kısımda fazla yer olmadığı ve dolayısıyla dışarı bir kutu konulması, örneğin bir flashlight türünden bir çözüm kabul edilebilirdi, ama silahın ambalajı içinde bu amaca yönelik herhangi bir kutu yok ve kullanıcıya sadece iki olanak kalıyor: Bataryayı bir lastikle silaha tutturmak, ya da bu işi halledebilecek bir aksesuar satın almak. Böyle bir eksikliğin hoşumuza gitmediğini belirtelim, çünkü 300 Euro’dan fazla fiyatla satılan dolayısıyla hiç de ucuz olmayan bir replikada bu tip bir eksiklik anlaşılır değil. Bu durumda biz de silahtan sallanır durumdaki batarya ile balistik testleri gerçekleştirdik ve elde ettiğimiz sonuçların orta-yüksek standartta bir ürün sınıfına girdiklerini gördük.
1. VFC tarafından imal edilen replika, XCR modelinin gövde üzerindeki yazılar dahil bütün ayrıntılarını birebir yansıtıyor. Tamamen metalden imal edilmiş olduğu için çok sağlam ve kompakt.
2. Dipçik sağ tarafına katlanıyor, ama katlanmış durumdayken kilitleme mekanizması öngörülmemiş.
3. Silahın sökülmesi kolay ve hızlı. Bunun için şarjör ağzının karşısındaki pimi yuvasından çıkarmanız yeterli.
4. Silahı çok kısa sürede sökmenin getirdiği avantaj namluyu ve Hop-Up sistemini çok hızlı kontrol edebilmenizi sağlıyor.
1.100 mAh ve 7.4 Volt’luk LiPo tipi bir pille dişli kutuları gereken yanıtı gecikmeksizin veriyor, otomatik atışı da uygun hızda (elde edilebilen minimum seviye üç atışlık). Silahın isabet hassasiyeti de çok iyi, buna bir de iyi bir menzil ekleyin. Menzilin uzunluğunda gayet hassas çalışan Hop-Up sisteminin de katkısı var ve bu sayede XCR balistik açıdan etkili bir replika. Nitekim namlu ağzında yaptığımız hız ölçümleri de bunu kanıtladı.
Elektrikli bir replika olduğunu düşünürsek, tetik mekanizmasını da beğendik diyebiliriz. Aslında bu tam “tetik” sayılmaz, ama bastığınızda sanki gerçek tetiğe basma hissi veriyor ve adeta merminin namludan hareket ettiğini hissediyorsunuz. Sonuç olarak bu taklit silahın orijinalinin bir kopyası olarak değerlendirmesini yaparsanız, ayrıntılara dikkat edilmiş başarılı bir çalışma olduğunu kabul etmeniz gerekir. Hem sağlam, hem de orijinali gibi son derece ergonomik. Hamp;K tarzı nişan düzenekleri zayıf ışık koşullarında bile görevlerini fazlasıyla yapıyorlar. Tek kusuru dışta sarkık durumda kullanılmak zorunda olan bataryası…