Yeri Göğü İnleten

Adeta bir obüsü andıran kompansatörü etrafında 4 metre yarıçapı içinde yer alan her şeyi sarsıyor, ama geri tepmesindeki yumuşaklık şaşırtıcı. Steyr imzasını taşıyan bu canavar ilk kez geldiği İtalya’da derin iz bıraktı: Ateş ederken açığa çıkan enerji tam 17950 Joule!

Bu yazımızda tanıtacağımız silah, belki de İtalya’daki ulusal silah katalogu uygulaması kalktıktan sonra her şeyin üreticiler, ithalatçılar ve hatta silah tutkunları için nasıl değiştiğini en belirgin şekilde ortaya koyan sembollerden bir olacak. Bilindiği gibi, silahları kategorize eden ulusal silah katalogu uygulaması kaldırıldı ve yerini Ulusal Test Merkezine bıraktı. Bu yeni Merkezin de (sıkça bahsettiğimiz gibi) kendi kusurları ve eksiklikleri olsa bile, daha önceki despot, dediğim dedik zihniyetindeki, bürokratik, kırtasiyeci, ne yapacağı belli olmaz kurum (bazen de her işe karışan İçişleri Bakanlığının iteklemesiyle) artık arkasına merkez danışma kurulunu da alıp her istediğini yapamayacağından, şu an için asla İtalya’da satışı mümkün olamayacak bazı silahların, örneğin 6,8 mm SPC karabinaların, 9 mm Parabellum çaplıların ve bu yazımızın konusu olan silahın ülkemizde satılması mümkün hale geldi. Konu hakkında daha fazla bilgisi olanlar ya da daha dikkatli okurlarımız hatırlayacaklardır, uzun mesafeli sportif atıcılık amaçlı bu tüfeğin İtalya’daki ilk satış teşebbüsü 2007 yılında İçişleri Bakanlığı tarafından engellenmiş ve silahın ulusal satış kataloguna alınması talebi reddedilmişti.

Bundan tam bir yıl sonra, bu kez Bakanlık aynı çaptaki BCM Wizard Extreme modeli karabinanın satışına, Hs 460’a göre muhtemelen gözü “daha az korkutan” bir görünüme sahip olduğu için izin vermişti. Yani anlayacağınız, bakanlığımıza göre insana kötülük silahın mermilerinden değil, estetik görünümünden gelebilirdi!!.. Her nasıl olursa olsun, ulusal katalog sisteminin ve buna bağlı olarak danışma komisyonunun iptal edilmesiyle birlikte, HS 460 modelinin İtalya’ya ithal edilebilmesi için (ithalatçı firma TFC tarafından) yapılan talebe cevap vermek gibi bir “ateşten gömlek” bu kurumların sırtından çıkıp Ulusal Test Merkezinin sırtına bindi ve bu kurum da önce mırın kırın etmesine rağmen, aksini gerektirecek herhangi bir yasal dayanak bulamayınca olumlu yanıt vermek zorunda kalarak bu silahı meraklılarının istediği klasmanda (sportif silah olarak) sınıflandırdı. Bu süreç devam ederken, biz de her zaman yaptığımız gibi, bu silahın henüz piyasaya çıkmasından önce gerçekleştirdiğimiz testlere ilişkin sonuçları yayınlamış bulunduk (Armi e Tiro, Ekim 2010), ama silah İtalya pazarında boy göstermeye başlayınca, ithalatçı firmanın ve özellikle sayın Maurizio Squillantini’nin yardımlarıyla bu silahı yeniden test etme fırsatını kaçırmış olmak istemedik

SAVAŞÇI KİŞİLİĞİNE UYGUN MEKANİZMA

Hs 460 çok rahatlıkla “etrafında bir şeyler bulunan bir namlu” olarak tanımlanabilir. Nitekim silahın ana unsuru namlusu, zira 13 kilogram toplam ağırlığa sahip olan bu kütlenin sadece namlu bileşenleri 10 kilodan fazla geliyor. Çelik bardan oluşan namlu yaklaşık 90 cm uzunluğunda ve buna bir de devasa namlu freninin uzunluğunu eklemek lazım. Namlu öne doğru sabit şekilde konik yapıda uzanıyor ve soğuk dövme tekniğiyle çelikten imal edilmiş. Steyr Mannlicher silahlarda alışılageldiği gibi, namlunun dış yüzeyinde dövme işlemine ait helezon seyirli çekiç izleri görülüyor ve bu da silahın bütününe gerçekten farklı bir görünüm kazandırıyor. Namluda sağa kıvrımlı altı adet yiv var (halbuki .50 Bmg modelinde genelde sekizli yiv kullanılıyor), hatve ise i4 inç (356 mm).

Şu an için İtalya’da satılan orijinal mühimmat AAA firmasının üretimi ve bunlarda 525 grain ağırlığında çok sivri yekpare bir mermi çekirdeği kullanılıyor.

Namlu arka kısmında prizma şeklinde bir kubuz yüksüğü ile son buluyor. Bu manşon içinde sürgünün iki adet kilit tırnağı yer alıyor, hemen altında (iki alyen vida vasıtasıyla) iskeletle birleşimi sağlayan dişli delikler mevcut, üstünde ise görüş sistemleri ve dürbün montajı için öngörülen Picatinny kızak kaidesi bulunuyor. Örnek göstermek gerekirse bir şekilde Blaser 93 modeli karabinadakine benzeyen bu mekanik yapı, silahın gövdesinin azami ölçüde basitleştirilmesine olanak sağlıyor, zira namlu gövdeye oranla hangi pozisyonda bulunursa bulunsun, dürbünün hep mükemmel şekilde ayarlı kalması söz konusu. Silahın iskeleti hafif alaşımlı alüminyum malzemeden yapılmış ve geri tepmenin dikey bileşenini asgariye indirgemek amacıyla atıcının omzu ile namlunun ekseni arasında maksimum çizgisel hiza sağlanacak şekilde bir tasarım gerçekleştirilmiş. Namlu çıkarıldıktan sonra yatağına ön taraftan yerleştirilen sürgü; ileri geri hareketini, kılavuz görevi yapan tüp şeklinde bir karter içinde gerçekleştiriyor.

Sürgünün kendisi de birkaç santimetre uzunluğunda (yani bir fişekten daha kısa) çelik bir yüksükten oluşan basit bir parçadan ibaret, önde iki adet kilit tırnağının yanı sıra, kovan çıkartıcı tırnak, kovan fırlatıcı, iğne ve konik topuzlu kurma kolu var. Arka kısmında basit bir boru, yani ikinci bir karter ile birleşiyor. Bu ikinci karterin amacı da, sürgü kapanış hareketini tamamlarken besleme/kovan atma penceresinin arkadaki yarısını kapatmak. Altta kalan kısmında bu karter, tetiğin kumanda ettiği iğnenin geçmesini sağlayacak uygun boyutta bir deliğe sahip. Silahta yatay yönde hareket eden bir butondan oluşan manuel emniyetin yanı sıra, bir de sürgü tam kapalı durumda değilse silahın ateş etmesini engelleyen bir otomatik emniyet var. Bu silahta tam anlamıyla bir dipçikten söz etmek mümkün değil. Sadece hafif alaşımlı metalden yapılmış iskeletin yapısal fonksiyonunu tamamlayan polimer bir kundak mevcut ve bunun ön kısmında ayarlanabilen tipte bir bipod (çatal ayak) monte etmeye yarayan bağlantı noktası var (bu sehpaya alternatif olarak kundağın kendisi de kullanılabilir, zira köşeli profili sayesinde kum torbası üzerinde silahın son derece dengede kalmasını sağlıyor).

2.

3.

1. Silah son derece basit bir yapıya sahip, tek fişek beslemeli, döner tipte sürgülü mekanizma ile donatılmış.

2. Dürbün montajı için silaha uygulanmış olan Picatinny kızak doğrudan namluya sabitlenmiş. Görüntüde .460 Steyr fişek (solda) ile .223 Remington arasındaki belirgin fark.

3. Namlu şasiye iki adet alyen vida ile raptedilmiş.

Ayrıca AR15 tipi bir kabza ile bir de omuza destek sağlayan kauçuk dipçik yastığı var. İskeletin arka tarafının üst kısmında ise yanak dayamaya yarayan polimer bir yastık daha bulunuyor. Bu bölümün alt kısmında yer alan köşeli bir profil ise atıcının zayıf eli için, ya da buna alternatif olarak tek ayaklı bir sehpa montajı için destek oluşturuyor. Fark ettiğiniz gibi silahın temel yapısı oldukça “ham”, sadece az ve özden ibaret. Bununla birlikte rasyonel, sağlam ve uzun ömürlü olmasına dikkat edilmiş, o nedenle de Steyr karmaşık çözümler yerine nesnel olarak sağlamlığı ve işlevselliği ön plana çıkarmış. Bilindiği gibi .460 Steyr çaplı fişek uzun ve hatta çok uzun menzilli sportif atıcılık amaçları doğrultusunda Avusturyalı Horst Grillmayer tarafından (2002 yılında) tasarlandı ve 12,7 milimetrelik Browning’in siviller tarafından kullanılmasına izin verilmeyen ülkelerde Steyr Hs modeli karabinanın kullanılabilmesine olanak sağladı (Steyr Hs 2004 yılında hem .50 BMG, hem HS 50, hem .460 Steyr ve hem de HS 460 çaplı versiyonlarda tanıtıldı).

FİŞEĞİ

En basit kelimelerle özetlemek gerekirse, özgün 99 mm kovanların toplam uzunluğunda kısaltmaya gidildi ve boyları 90 milimetreye indirildi diyebiliriz. Ayrıca .458 inç nominal çapa sahip mermi çekirdekleri konulabilmesini sağlamak için fişek boynu daraltılmış ve barutun yanma verimini arttırmak amacıyla da fişek omuz açısı arttırılmış. Fişekteki diğer ölçüler .50 BMG ölçüleriyle aynı, hatta bugüne kadar piyasada bulunan .460 kovanların büyük çoğunluğunun da zaten direkt olarak .50 fişeklerin kovanları kısaltılarak, boyunları tornadan geçirilerek, boyun ve omuz şekilleri değiştirilerek elde edilmiş olduklarını biliyoruz. Bu fişeğin en başta gelen özelliklerinden biri de tabii ki performansı: Bu silah için .460 gibi bir çap seçilmesi sayesinde 525 ile 600 grain arasında değişen mermi çekirdeklerini saniyede 900 metrenin üzerinde hızla rahatça kullanabilme olanağı sağlanmış. Test atışlarımızda kullandığımız özel dolum fişeklerin ABD’li AAA firması (AAA – “Arms and ammo”– www.aaa.ammo.com) tarafından üretilen 525 grs ağırlıktaki yekpare gövdeli boat tail mermi çekirdeklerinin balistik katsayısı .95. Bu uygulamada ne anlama geliyor?

1.

2.

3.

1. Atış testlerinin başrol oyuncusu namlu freniydi. Alev saçan bir boruyu kontrol ederken geri tepmeyi son derece yumuşak bir seviyeye indiriyor.

2. Sürgü kafasında ön tarafa yerleştirilmiş iki adet kilit takozu, giyotin tipi klasik kovan çıkarıcı tırnak ve yaylı tipte sivri kovan fırlatma ucu var.

3. Sürgü gerçek anlamda bir gövdeden oluşuyor, oldukça kısa olan bu gövdeden başka bir de silindir ileri pozisyondayken besleme penceresini kapatan uzatma borusu var. Altta kalan yarık dahili horozun geçişini sağlamak için açılmış.

Örneğin .408 Chey-tac ve .406 Barrett fişeklerle aşağı yukarı aynı hızda hedefe fırlatılan bir mermi çekirdeği uzun mesafede hızını daha fazla süre koruyabiliyor, bu şekilde daha düz bir mermi yolu çizmesi ve 2.350-2.400 metrelere kadar ses hızında kalması mümkün olabiliyor (örneğin .416 Barrett fişek, 450 grain çekirdekle 2.200-2.250 metrelerde ses hızının altına düşüyor, .408 Chey-tac ise 419 grain çekirdekle 1.900-2.000 metrelerde ses hızının altına iniyor). Bugün itibarıyla İtalya’da uygulanan en uzun mesafeli atışlarda (genelde 500-1.000 metre arasında) .460 Steyr çaplı fişekler doğal olarak .300 WinMag veya .338 Lapua ya da 7 mm Rsaum vs gibi çaplara kıyasla böyle belirgin avantajlara sahip olamazlar. Ama son yıllarda çok uzun mesafeli atıcılık alanında gerçekleşen gelişmeler dikkate alındığında, yakın bir gelecekte İtalya’da da 1.500 ve hatta 2.000 metrelik atış alanlarının tesis edilmesi hayal sayılmamalı. İşte o zaman .460 Steyr için gerçek potansiyelini gösterme fırsatı da doğmuş olacaktır. Yine de biz hali hazırdaki duruma bakacak olursak, şu an için İtalyan poligonlarında kullanılabilen en güçlü sportif kalibrenin .460 Steyr olduğunu söyleyebiliriz ve bunu zaten atışı yaptığınız anda çıkan gök gürültüsüyle hemen fark ediyorsunuz.

TEST ATIŞLARIMIZ

Bu tip bir silahın normal bir atış poligonunda test edilemeyeceği malum. Çünkü sonuçların gerçeği yansıtmayacağı bir yana, böyle bir “top mermisi” için saygısızlık anlamına geleceği de kesin. Bu nedenle kullanabileceğimiz “asgari yaşam alanını” bulabilmek amacıyla bir maden sahasına gittik ve telemetre cihazı ile yaptığımız ölçümde atış pozisyonumuz (yatarak ve önden çatal ayak destekli) ile hedefler arasında 865 metre olarak tespit ettiğimiz mesafeyi yeterli görerek, 300 metreden atışlarla silahta gerekli ayarları yaptıktan sonra yerimize konuşlandık. Silah müşteriye darbeye dayanıklı sert plastikten, sağlam ve fonksiyonel bir çanta içinde teslim ediliyor. Rahat taşınabilir olması için silah çantaya demonte vaziyette yerleştiriliyor. Çantanın içi köpük kaplı ve farklı bileşenler için özel yuvalar açılmış: Namlu, sürgü, iskelet, sehpa ve dürbün kendilerine ait yuvalar içine konuluyor. Dürbün konusuna gelince, atış denemeleri sırasında ihtiyaca uygun bir dürbünden yararlandık: Multistadia MCZ 2 iç taksimatlı Delta 4,5-30×50; İtalya’daki distribütörü Barbuio di San Martino al Tagliamento olan bu dürbün hem gereken aydınlığı sağladı, hem de bu tip uzun mesafeli atışlarda büyük önem kazanan ayar düğmelerinin klikleri son derece hassastı. Dürbün bağlantı halkaları da bu tip kullanımlarda daha fazla önem kazandığından, tercihimizi Recknagel firmasının Military (askeri) serisinden yana kullandık.

Fişek dolumu için gereken malzemeleri piyasada bulmak hali hazırda zor olduğundan, test sırasında TFC firmasının bize sunduğu orijinal AAA fişekleri kullandık. Silahın ön ayarlarını 300 metre mesafeden yaptık ve akıllı telefon üzerinden eriştiğimiz bir balistik programdan yararlandık. Milimetrik hassasiyete sahip olmasa da, her halükarda belli bir ayar yapmamıza yardımcı oldu. Silahı yerine yerleştirirken paket donanımda yer alan bipod sehpanın hafif alaşımlı metalden yapılmış gövdesi ve klikli düğmelerle ayarlanabilir ayaklarıyla iyi kalitede bir işçilik ürünü ve fonksiyonel bir sehpa olduğunu gördük. Atıcı isterse bu sehpayı yanal ayar mekanizmasıyla donatabiliyor ve hem yerdeki hafif eğimleri kompanse edebiliyor hem de atış pozisyonu seçiminde daha fazla esnekliğe sahip olabiliyor. Bu mekanizmaya alternatif olarak sehpayı belli bir pozisyona kilitleyen kavrama kolu donanımına sahip olabilirsiniz. Atış pozisyonunu bulduktan sonra sürgü kolunu yukarı kaldırdık ve öndeki kilit tırnaklarını kubuz içindeki yuvalarından çıkarmış olduk.

1.

2.

3.

4.

1. Hava delikleri olan omuzluk yumuşak ve kaydırmaz yüzeyli, ama yine de fazla bir işe yaradığını söyleyemeyiz zira bu silahta işin yüzde 90’ını namlu freni yapıyor.

2. Düz ve yassı tipteki kundak bipod monte edebilmek için bağlantı aparatıyla donatılmış.

3. Hafif alaşımlı metalden yapılmış olan bipodun ayakları ayarlanabiliyor, uçlarındaki plaketlerle engebeli zeminlerde bile silahın dengede kalmasına katkı sağlıyor.

4. Tetik köşeli hatlara sahip, emniyet butonu ise yatay yönde hareket ediyor.

Sürgünün açılması için belli miktarda bir kuvvet uygulamak gerekiyor. Bu da ilk anlarda hareketli iğne donanımlı geleneksel karabinalara alışmış atıcıları biraz şaşırtabilir, ama şunu hatırlamakta yarar var ki, bu karabina dahili horoz donanımlı ve sürgünün geriye doğru ilk hareketi horozu kurmaya yarıyor. Nitekim açılma sürecinin ilk yarısının son kısmı çok daha akıcı gerçekleşiyor. Teorik olarak ateş etme işlemi sırasında fişeğin yatağa elle sürülmesi lazım, ama biz silahın iri fişeğini besleme havzasına düşürmenin yeterli olduğunu gördük, zira fişek namluya sürgünün ileriye hareketiyle rahatça sürülüyordu. Mermi çekirdeğinin son derece sivri olan burnu ve kubuz ağzının alt köşesinin beslemeyi kolaylaştırıcı yapısı besleme işleminin son derece akıcı gerçekleşmesini sağlıyor. Sadece atıcının sürgüyü sert ve güçlü şekilde kapatmayı aklından çıkarmaması lazım, zira ancak bu şekilde kovan çıkarıcı hareket ettiği alanın son milimetresinde fişek tırnağının (rim) üzerinden atlayabilir ve kovanı gereken şekilde yakalayabilir. Silahı doldurduktan sonra parmağımızın küçük bir hareketiyle emniyeti devreden çıkardık ve hedefe nişan alarak parmağımızı tetiğe yasladık. İki kademeli hareketi temiz ve pürüzsüz olsa da tetikte bir tuhaflık olduğunu belirtelim. İlk kademe çok uzun, ikinci kademe ise artık sadece tetikteki parmak korkuluğun arka kısmının yanlarına dayandığında devreye giriyor.

Son kademe yolu ise çok kısa ve üretici firmanın deklare ettiği 2.500 gram (yaklaşık 5 libre) tetik düşürme ağırlığı bize daha az gibi geldi. Ateş anı ise çok etkileyici: Daha önce birkaç kez “ağır” silah (.50 dahil) deneyimi yaşamış ve HS 460 modelindeki gibi namlu frenleri görmüş olduğumuzdan, kendimizi bu ana hazırlamıştık. Nispeten aşırı sayılmayacak bir geri tepmeye müthiş ve kulakları sağır edici bir patlamanın yanı sıra, tropikal tayfunları andıran türden bir hava hareketi eşlik ediyor. Dolayısıyla bir bakıma beklentilerimiz karşılandı ve hazırlığımız boşa gitmedi diyebiliriz! Böyle bir gürültü ve havanın yer değiştirme etkisine karşın, geri tepmenin omuzdaki şiddeti adeta namlu ağzı takılmamış bir .243 Winchester karabina ile ateş ediyormuşuz gibi zayıf oldu. Bununla birlikte (devasa) namlu freninin hava deliklerinden gerçekten müthiş bir gürültü ve hava püskürtülüyor. Açığa çıkan gaz miktarı (mermi çekirdeğinin namludan dışarı fırlatılması için 200 grain barut kullanıldığını hatırlatalım) o denli fazla ki, tüfeği kurduğumuz zeminin taşla parçacıklarıyla kaplı yüzeyinin altındaki tozları havaya kaldırdı (satıh 20 cm derinlikte iri çakıl tabakasıyla kaplıydı dersek gazların açığa çıkardığı enerji daha iyi anlaşılır).

Namluyu tespit eden iki adet alyen vidayı çıkardığınızda silah bir dakikada parçalarına ayrılabiliyor. Sürgüyü sadece ön taraftan çıkarabiliyorsunuz.



Silahın dürbün monte edilmemiş haldeki bütünü görülüyor. Çizgileri son derece net ve rasyonel. Bu ateş püsküren canavar 1.370 mm uzunluğunda ve sadece namlu uzunluğu 833 mm.

Nitekim havaya kalkan toz bulutu bir an için atıcının görüş alanını kapatıyor. Buna bir de ayaklarınızın altında titreşen zemini ekleyin. Bu yüzden tüfeğe yakınlığınız üç metreden daha az bir mesafede ise atış anında koruyucu gözlük ve kulaklık takmanız gerekli. Kısaca bir tornado jet uçağı gibi ses çıkaran ve hava kaldıran bu silahla bir de kapalı alanda ateş etmek gerekirse nelerle karşılaşılabileceğini tahmin etmek pek zor değil. Evet, bu etkileyici görünümü altında, ateş ederken de gerektiği gibi davranan bir silah olduğunu belirtelim. Ayarı 300 metreye yapmış olmamıza, mermi düşüş noktasının ise 865 metre olmasına rağmen, grupman çapları 3 metrenin altında gerçekleşti. Silahla tanışıklığımızın olmaması ve sınırlı sayıda fişeğe sahip olmanın yarattığı strese rağmen, daha ilk atıştan itibaren hedef kartonunu vurmakta zorluk yaşamadık.

Smartphone üzerinden yüklenen balistik programla mermi düşüş noktası analiz edilebiliyor. Solda Fabrizio Pesce, ortada test atışlarını yapan arkadaşımız ve sağda ise poligon sorumlusu Christian Bonomi.

SONUÇ

Bu silah konusunda daha önceki itirazlarınızı hatırlıyoruz: “Bir kamyon gibi ağır”…Evet, ağır olduğu doğru; “mühimmatı ateş pahası”…Evet, doğru, fişeklerinin her biri 30 Euro (ABD’de 10’lu kutusunu 110 dolar gibi bir fiyata bulabileceğiniz gibi karşılaştırma açısından .338 Lapua fişeklerin tanesinin MKE’de 8.29 dolar olduğunu da belirtelim!) ve mühimmatınızı kendiniz doldursanız da tasarruf yapıp yapmayacağınız belli değil; “Buna uygun poligon olmadıkça ne işime yarar ki”….Bu da doğru, Hs 460 ile ateş etmek için en az 500 metrelik atış sahası lazım (hatta 1.000 metre ya da daha uzun bir atış alanı daha uygundur).

Bu açıdan baktığımızda aynı karede (telemetrik ölçümle) 865 metredeki hedef ve atıcı görülüyor. Silahın menzili gerçekten müthiş.

Bu itirazların hepsi doğru ve haklı gerekçelere dayanıyor. Ama bu test sırasında daha ilk el ateşten sonra yanımızdakilerin yüzlerini görebilseydiniz, bu silahla ateş etmenin tutkunları için ne anlama geldiğini anlayabilirdiniz…Zaten hayatta her zaman yararsız bir şeyin gereksiz de olması gerekmiyor değil mi!

Solda büyük çaplı normal bir kapsül, sağda ise .460 Steyr fişeğin kapsülü görülüyor. Aradaki fark çarpıcı…

FİŞEĞİNİ KENDİN DOLDUR: DEMESİ KOLAY…

Teorik açıdan bakıldığında, .460 Steyr çaplı fişeklerin hazırlanması kavramsal olarak farklı çapta herhangi diğer bir karabinanın şişe boyunlu fişeklerini doldurmaktan pek farklı değil ve dolayısıyla, Vihtavuori N170, Hodgdon H100 ve benzeri türden ultra-kademeli tipte barut gerektiren bu mühimmatın “yakıt oburluğu” hariç, sorun çıkarmaz gibi görünüyor. Ama işe başlar başlamaz fişek boyutlarının sorun oluşturduğunu fark ediyorsunuz: Hem toplam uzunluk açısından (bu fişeğin kabul edilebilir maksimum uzunluğu toplamda 116,3 mm), hem de kovan ve kapsül çapı bakımından işiniz pek de kolay değil. Bu kovan .50 Bmg mühimmat kovanından türetildiği için, normal karabina tipi büyük tüfek kapsüllerden çok daha iri kapsüle sahip. Daha büyük kapsül de daha büyük ya da daha uygun tipte kapsül takma aleti gerektiriyor. Bu sadece çap meselesi değil, aynı zamanda kapsülün kovan tablası cebine yerleştirilmesi için gerekli kuvvetin sağlanması lazım. Böyle cüsseli kovanlar ayrıca normalin üzerinde ebatta kalıpları gerekli kılıyorlar ve hem fişek ebatlarını kontrol edebilmek hem çapta ayarlamalar yapabilmek için bu kalıpların da normalin üzerinde boyutta preslere yerleştirilmesi gerekli. Nitekim doğrudan .50 kovanlardan başlayarak şekil vermek gerektiği zaman buna uygun kalıp ve presleriniz olması lazım. Yine de böyle bir işe kalkışanlar için Bignami silah mağazasını tavsiye debiliriz (www.bignami.it) . Bu firma katalogunda .50 çapa (dolayısıyla .460 Steyr’e) uygun RBSC Ammomaster .50 BMG pres mevcut. Sipariş üzerine istenilen tipte RBSC kalıplar da getirtiyorlar. Önceden hazırlanmış-şekil verilmiş kovan bulmak da o kadar kolay değil, böyle bir durumda tabii ki AAA fişeklerden yararlanmak mümkün. Northwest (Carasco) firması (www.northwestbuullets.com) 550 grain yekpare gövdeli çekirdekler ve bunlara uygun tipte kovanları, ayrıca 600 grain De Gaulle HPBT geleneksel tipte (kurşun çekirdekli- gömlekli) mermi çekirdeklerini kısa bir süre sonra piyasaya süreceğini duyurdu. Yine Northwest firmasınca üretilen bunlara uygun kapsüller (Ginex) Bersaglio Mobile di Reggio Emilia silah mağazasında satışa çıkacak (www. bersagliomobile.com).

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here