ister sportif ister avcılık olsun, bu amaçla kullanılacak silahların insan anatomisi ve fonksiyonlarını destekler nitelikte üretilmesi gerekir. Silah üreten ülkelerdeki şirketlere baktığımızda bazılarının bu beklentiyi yerine getirdiklerini görüyoruz. Ama çoğunluğunda bu durum sıkıntı yaratıyor.
Silahların kullanımında üst ekstremite kasları ve uzunlukları doğrudan atış performansını etkilemektedir. Savunma amaçlı ve yakın mesafe menzilli tabancalarda el bileği, tarak ve parmak kemikleri uzunluğu, bu kemikleri hareket ettiren kaslar ve kasların yapışma yerlerindeki ligamentlerin önemi büyüktür. Tetik için kullanılan parmağın kemik yapısı, eklem yapısı nişan alma ve hedefe odaklanma sonrasında atışın gerçekleşmesindeki prezisyon, isabetin geçekleşmesinde farklı bir yapıdır. Buradan yola çıktığımızda acaba kişiye özel bir silah tasarımı yapılmalı mıdır sorusu ortaya çıkmaktadır? Bunun şu an için istisnalar hariç, mümkün olmadığını bildirmek zorundayım. Ancak, çeşitli ülkelerde insan yapısı yani antropometrik özellikler aşağı yukarı bilinmektedir. Bu yüzden eğer yapılmadı ise ülkemizde ciddi biçimde somatotip araştırmaları gerçekleşmeli ve buradan çıkacak sonuçlara göre üretilecek tabanca ve tüfeklerin ölçüleri için önerilerde bulunulmalıdır.
Kuşkusuz silah üreticileri bazı bilgilere ulaşıyorlar. Ancak ekstrem ölçüler ortaya çıktığında bu defa mekanik sorunlarla karşılaşıyorlar. Kabza boyu, tetik mesafesi, namlu, ateşleme mekanizması, şarjör yatağı, mermi yuvası, namlu içyapısı diye bir kısım mekanik yapıların ölçüleri silahın maksimum performansını gerçekleştirmesi üzerine tasarlanmaktadır. Verilen ölçüm sonuçlarına göre yeni bir silah üzerine çalışıldığında onun beklenen sonucu yaratması mümkün değilse o zaman karşımıza başka sorunlar çıkacaktır. Hangi tür silah olursa olsun bazılarında küçük de olsa bazı değişikliklerin yapılabilmesi mümkündür. Yıllara uzanan deneyimler aslında çoğu silahta söz konusu sorunların giderilmesini sağlanmıştır. Ama yeni bir silah, bu tabanca ya da tüfek olabilir, alternatif özellikli olanları bulunabilmektedir. Burada anatomik ve ergonomik özelliklerin dikkat edilmesi gereklidir. Dipçiğin omuza yerleşimi, tabancada elin kavrama genişliği ve esnekliği gibi konular atışın verimliliğini doğrudan etkilemektedir.
Bir örnek vermek gerekirse, sportif atıcılıkta, 22 kalibre havalı tüfeklerde elin kavraması, omuza dipçiğin daha iyi konumlanması için kullanılan ağaç malzeme üzerinde işleme yapılabilir özelliktedir. Yıllar öncesinde bir uluslararası kurs esnasında ordumuzdan temin ettiğimiz silahlarda böyle düzeltmeler yapmıştık. Ertesi sabah silahların halini gören bir abimiz “Arkadaşlar bugün benim için birlikteki son görev günüm olabilir” demişti. Çünkü silahların yapısı epey değişmişti. Bu da silahın zarar görmesi anlamına geliyordu. Ama akşamında cam ve zımpara ile kazınan malzemeler özel bir kalıpla tekrar eski haline getirilebiliyordu. Böylelikle adı geçen ağabeyimizin ordudaki görevi devam etmişti! Performans amaçlı silah atışlarında silahın boyutları kadar başta sözünü ettiğimiz gibi üst ekstremite kaslarının kondisyonları önemlidir. Bu bölgede kollar, omuz, dirsek, göğüs ve boyun kasları bulunmaktadır. Yalnız omuzda 3 farklı bölüm varken kollarımızdaki kaslar, fleksiyon ve ekstensiyon görevlerini yerine getirmektedir. Dirsek, omuz ve el bileği eklemleri kolay ve etkili isabet için uyumlu bir hareketlilik becerisine sahip olmak zorundadırlar. Bunları antrene etmemizde çeşitli faydalar bulunmaktadır. Bu kas ve kas gruplarını nasıl antrene edeceğimizi bir başka yazımızda inceleyeceğiz.