Rekabette yeni bir cephe!

    Birçok sektörde olduğu gibi silah sektöründe de kalite, fiyat, servis ve yenilik unsurlarına göre konumlanan piyasa, zorlu rekabet nedeniyle bildik yapıyı zorlamaya başladı. Özellikle köklü markalar, kalite ve sanatsal işçilik üzerine inşa ettikleri pazarlama stratejilerini artık gözden geçirirken; kalite fiyat denklemini sil baştan kuruyorlar.

    Teknolojinin imkanlarıyla kalite çıtasının yukarıya çekilmesi, aynı pazarlardan hammadde kullanımı, geleneksel modellerde replikaların çoğalması fiyat dengelerini alt üst etti. Türkiye gibi silah sektöründe gelişmekte olan ülkelerin rekabetçi fiyat politikaları kimileri için kabus haline geldi. Nürinberg’teki IWA 2015 Uluslararası Outdoor ve Silah fuarında bir kez daha gördük ki, yakın tarihte adından bile söz edilmeyen Türkiye, hem katılımcı sayısı, hem de işgal ettiği alan bakımından büyüdükçe büyüyor. “Bir masa bir sandalye” olarak tanımlayabileceğimiz fuar standları artık ünlü markaların stantlarıyla yarışacak kadar modern ve işlevsel. Türk firmaları ürünlerini dün minör iyileştirmelerle fuara getirirken bugün stantlarını, dünyaya lanse edilen yepyeni modeller süslüyor. Yeni ve farklı modellerin yarattığı ilgi, Türk silah sanayine gönül veren firmaları öylesine etkiledi ki, artık Türk firmaları tekstil sektörü gibi yeni model üretme refleksi kazanmaya başladı. Fuarda konuştuğumuz firma sahipleri, bir iki yıl önce başarı kriteri olarak satış adetlerine ortaya koyarken, bugün yeni modellerinden söz ediyorlar. Daha da önemlisi, dünya silah sektöründe devrim yapacak yeniliklerin müjdesini fısıldıyorlar.
    Silahlı kuvvetlerin ve polis teşkilatının silah ihalelerinde yerli üreticilerimizin zorlu teknik şartları yerine getirip rakiplerini geride bırakması, yabancı markaların Türkiye pazarında pay kaybetmesinin ötesinde prestij kaybetmesine de yol açıyor. Türk ordusuna ve polisine silah verebilen yerli firmalara dünyanın dört bir yanından doğal bir ilgi akışı oluyor. Bu da satış adetlerinin ve rekabet gücünün artmasına yol açıyor. Ancak dikkatinizi çekerim adlarını vermeden söz ettiğimiz firma ve markaların ortak özelliği, kaliteli ve yenilikçi modeller çıkarabilmesidir. Yoksa rekabetçi fiyatları değil.
    Dünya genelinde artan rekabetin piyasayı nasıl etkilediğini göstermek gerekirse, işte size çarpıcı örnek: Echo Breda. Gravür süslemeleri nedeniyle sanat eseri gözüyle bakılan üst düzey kaliteye sahip geleneksel tüfekler üreten Echo Breda, lüks diye tabir ettiği modellerini modern ve geleneksel üretim tekniklerini harmanlayarak rekabetçi bir fiyatla piyasaya sürmeye başladı.
    Böylece pazarda küçük de olsa yeni bir cephe açtı. Sanatçı zanaatçı denklemi kuramayı beceremeyen ve sanata gerekli ilgi ve yatırımı yapmayan Türkiye’nin yeni cephede atacağı kurşunu pek yok gibi. Bu cephedeki kayıp diğer cepheleri etkiler mi, onu da söz konusu pazarlama stratejisinin uzun soluklu olabilme ve yayılma gücü gösterecek!
    Armi e Tiro… Hobiden daha fazlası!

    CEVAP VER

    Please enter your comment!
    Please enter your name here