Şimdi Biraz Daha Yankee

CZ katalogunun gözde parçası olan ve Mauser sistemine tarihi bir bağlı olan bu sürgülü tüfeğin de Amerikanlaştığını görüyoruz: Lamel tipi kovan çıkarıcı iptal edilmiş, yerine sivri uçlu kovan fırlatıcı gelmiş. Sürgü mekanizması baştan başa güncellenmiş ve sıradan piyasa işi fişeklerle bile isabet yüzdesi bir moa’nın altında

Mümkün olabileceğini düşünmemiştik, ama oldu. Ceska Zbrojovka da sonunda klasik 550 serisi sürgülü tüfeklerde kullandığı Mauser 98 sürgü sistemine ihanet etti ve tercihini yeni bir sürgüden yana kullandı. Bu yeni sürgü sisteminin eskisiyle ortak noktası sadece öndeki iki adet kilit tırnağı. Geri kalan her şey yeni baştan gözden geçirilmiş ve değiştirilmiş, böylelikle yıllardır ABD’de yaygın şekilde kullanılan teknik çözümlere (örneğin Remington sistemine ve benzerlerine) yönelme gerçekleşmiş. İşte bu devrim niteliğindeki değişimin ortaya çıkardığı yeni ürün “CZ 557 Lux”.

DEĞİŞİMİN ANLAMI

İlk bakışta göze çarpan farklılık, 550 serisinin önemli özelliklerinden biri olan Mauser ekstraktörün (kovan çıkarıcının) uzun lamelinin iptal edilmiş olması. Bunun yerine, fişek tablasına “saat 10” yönünde pimle sabitlenmiş bir yayla kurulan kovan çıkartma tırnağı yerleştirilmiş. Sabit kovan fırlatıcı da ortadan kaldırılmış ve sürgü alnına “saat 5” yönünde son derece “yankee” görünümlü bir yaylı piston konulmuş. Sürgünün alın kısmı derin bir oyukla donatılmış ve bu oyuk fişek dipçiğini tamamen sarıyor. Ayrıca bu modelde, orijinal Mauser 98 sisteminin (ve CZ 550 serisinin) tipik karakteristiği olan arkadaki kilit takozu, yani üçüncü güvenlik kilidi de elimine edilmiş. Peki bütün bu değişikliklerin anlamı ne? En başından başlayalım: Mauser tipi sürgü hiç kuşkusuz bir sağlamlık abidesi, ama aynı zamanda silah imal etme sanatının estetik parçalarından da biri. Buna karşın, kabul etmeliyiz ki, bir silaha uygulanabilecek sürgü sistemlerinin en ekonomiklerinden biri de sayılmaz, özellikle de monte edileceği silahın orta-ekonomik fiyat bandında rekabete soyunacak bir silah olduğu varsayılırsa, maliyet faktörünü daha da ağırlaştıracağı kesin. Sürgünün açılışı ve kapanışında dönüş gerçekleştirmeyen lamel (şerit) tipi kovan çıkarıcının önemli bir avantajı var: Fişek tablasını besleme işleminin en başından itibaren kavramaya başlıyor ve silah hangi pozisyonda olursa olsun (dikey, yatay, hatta tepe taklak) fişeği güvenle yatağa sürüyor.

1.

2.

3.

1. Bu CZ tüfekte yapılan güncellemede Mauser 98 şablonundan uzaklaşma, daha “Amerikanvari” çözümlere yönelme şeklinde gerçekleşmiş.

2. Sürgü alnı içe gömük, kovan çıkarıcının Mauser tipi uzun lameli iptal edilmiş ve yerine resimde görülen tırnak gelmiş. Yaylı kovan fırlatma ucu da yeni tasarım.

3. İri ve kaydırmaz yüzeyli topuza sahip kurma kolu hafif geriye yönelmiş durumda. Fotoğrafta aynı zamanda iki pozisyonlu emniyet ile iğne müşiri görülüyor.

Ama buna karşın, fişeği direkt olarak yatağa sürmek sonra da sürgüyü kapatmak istendiğinde, Mauser tipi kovan çıkarıcı önemli bir gerilme etkisine maruz kalıyor ve zamansız şekilde kırılabiliyor (öyle bir durumda da silah kullanılamaz hale geliyor). Sürgünün kafasına yerleştirilen tırnak tipi kovan çıkarıcı ile karşılaştırma yaparsak: Bu sistemde imalar maliyeti oldukça düşük olduğu gibi, ayrıca fişek yatağa nasıl sürülmek istenirse istensin sorun olmuyor, zira fişek tablasının kavranması sadece sürgünün kapanış hareketinin son evresinde gerçekleşiyor. Tabii bu arada silah 180 derece baş aşağı durumda ise bu tip bir kovan çıkarıcıyla silahın tutukluk yapma riski var. Ama doğruyu söylemek gerekirse, aramızda kaç kişi av sırasında elindeki karabinayı baş aşağı durumdayken doldurmaya kalkışmıştır ki? İşte o nedenle Mauser lamelin farkı belli bir anlam kazanıyor. Aynı mantığı yeni kovan fırlatıcıyı incelerken de yürütebiliriz: “Saf” Mauser sürgü sisteminde kovan fırlatıcı sabit tipte bir lamelden oluşuyor ve bu lamel sadece sürgü tamamen açıldığında ve sürgünün alın kısmından dışarı taşıyor ve kovanın dipçiğini sürgü çekilirken uygulanan kuvvete denk gelen bir kuvvetle itiyor.

Buna bağlı olarak, geriye doğru hareket zayıf olduğunda, kovanın fırlatılmasının da zayıf olacağı kaçınılmaz olacak, hatta bazen kovanı sürgüden dışarı atmak için yetersiz kalacaktır. Poligonda ateş edildiği zaman bu sistem çok rahat çünkü kovan atma işleminin şiddetini istediğiniz gibi ayarlayabiliyorsunuz. Bu şekilde geri dönüşümlü olarak tekrar kullanabileceğiniz kovanların çok uzağa fırlatılmasına engel olabilirsiniz. Poligonda, av ortamındaki gibi telaş ve hızlı hareket etme ihtiyacı yok elbette. Ama av sırasında iş bittiğinde yerlerde kovan aramaktan kurtulmak mı, yoksa kurma kolunu geriye çekme kuvvetine bağlı olmaksızın kovanların yeterince sert ve güvenli şekilde fırlatılması mı daha iyi derseniz, belki de ikinci seçenek daha akla yatkın? Bu modeldeki diğer bir fark, yine orijinal Mauser sisteminin tipik özelliklerinden biri olan üçüncü emniyet tırnağı. Kurma kolunun yakınına konumlandırılmış olan prizma şeklindeki bu bloğun yüzey direnci, öndeki üç ana kilit tırnağının yüzeylerinin toplam direncinin yaklaşık dörtte biri kadar. Dolayısıyla şu soruyu sorabiliriz: Öndeki üç ana kilit tırnağı direnemeyip kilit yuvalarından kurtulsalar, arkada fazladan yer alan küçük çelik bir bloğun işe yarayacağı kesin mi?

1.


2.

3.

4.

1. Geri tepme bloğu bölgesi tamamen yeni baştan tasarlanmış, uzunlamasına giden boşluk kısaltılırken, ahşapla temas halindeki yüzey genişletilmiş.

2. Sabit tipte çift sıralı fişek haznensin altında silahı hızlı boşaltmak için öngörülmüş bir kapak var.

3. Sürgünün dış kısmı bir 550 serisi ile ortak noktalara sahip. Fotoğrafta dürbün takmaya yarayan kırlangıç kuyruğu tipi geçmeli kılavuz kızaklar görülüyor.

4. Kasanın iç kısımlarındaki işçilikler ham, ama fonksiyonel. Resimde geri tepme bloğunun dayandığı çelik plaka görülüyor.

Bir de bu arka emniyet tırnağını tezgahta şekillendirmek, yuvasını da sürgü alnına açmak için yine ilave işçilikle uğraşmak hem zor hem de maliyetli olduğundan, CZ firması teknik ekibinin bu güvenlik kilidini elimine etme düşüncelerini anlayışla karşılayabiliriz. Çünkü maliyeti fazla, yararı az. Sürgüdeki mekanik basitleştirmenin hem fonksiyonellik, hem de maliyetten tasarruf sağlayıcı sonucu bir yana, CZ teknik ekibi sürgüyü imal ederken ayrıca klasik yöntemlere başvurmuş ve dövme masif çelik bir parça sayısal kontrollü tezgahlarda tıraşlanarak sürgü elde edilmiş. Silahın dış hatları kaçınılmaz olarak 550 serisinin estetiğini andırıyor, üst kısımda dürbün bağlantı halkalarının takılması için açılmış kırlangıç kuyruğu tipinde geçmeli kılavuz raylar mevcut. Alt kısımda da, hafifçe dışa taşan geri tepme bloğu yakınında kasaya derin oyuklar açılmış. Bunun hemen arkasında kalan kısımda mekanizma kasaya tam otursun diye yeniden şekillendirilmiş. Burada geri tepme bloğuna dayanan çelik bir plaka var, amacı geri tepmeden kaynaklanan zorlamanın ahşap yüzeye dağılımını sağlamak. Emniyet mandalı iki pozisyonlu, sürgünün sağ tarafında kurma kolunun hemen arkasında bulunuyor.

Üzerindeki kaymazlık sağlayıcı derin yatay kanal sayesinde eldivenli ellerle bile rahat müdahale edilebiliyor. Diğer bir güvenlik sistemi, sürgü topuzundan dışarı taşan iğne müşirinden oluşuyor. Karabinanın besleme sisteminde değişiklik yapılmamış, klasik sabit tipte çift sıralı fişek haznesi dönüşümlü mermi sunuyor ve hızlı boşaltma sağlayabilmek amacıyla dip kısmında menteşeli kapak mevcut. Dipçik de kendisinden birkaç kelimeyle bahsedilmeyi hak ediyor. Türkiye’den ithal ceviz ağacından yapılmış, Avrupa tarzını yansıtan çizgilere sahip, palası yaban domuzu sırtı olarak tabir edilen tipte, kundak ise önde ördek gagası tipinde tasarlanmış. Yanak desteği ise Montecarlo değil Bavyera tipinde. Dipçik-kundak grubu yüzeyi yağ işçiliği görmüş, tabanında ise üzeri kaymaz dokulu siyah kauçuk bir omuzluk var. Namlu 550 serisindekilere benziyor, ama biraz daha kısa (600 yerine 520 mm uzunlukta tasarlanmış). Bu da silahın daha kolay kullanışlı olmasına yardım ediyor, atıcının hareket kabiliyetini artırıyor. Namlu dövme tekniğiyle üretilmiş ve şimdilik sadece .30-06 çapında olanı mevcut; yivlerin hatve oranı 10 inç (250 mm), namlu çapı iç çapı ise 15,5 mm, yani tipik yivli av tüfeği namlusu denilebilir.

1.

2.

3.

4.

1. Sürgüyü yerinden çıkarmak için iç kısmında sol tarafta bulunan manivelayı aşağı indirmek gerekiyor, ama bu işlem görüldüğü kadar kolay değil.

2. Tetik yolu ve ağırlığı ayarlanabiliyor, Tüy tetik mekanizması yok ve bu da silahın yankee özelliklerinden bir başkası.

3. Silahın paket donanımında metalik nişan düzenekleri de var. Gez sağ-sol ayarı yapılabiliyor ve refleks nişan almayı kolaylaştırmak için pencere yanlarında beyaz noktalar mevcut.

4. Yüksek görünürlük sağlayan kırmızı fiber optik arpacık yükseklik ayarı yapılabiliyor ve etrafı ışığı kesmemek için pencerelerle donatılmış bir tünel içinde korunaklı pozisyonda.

NİŞANGAHLAR VE TETİK MEKANİZMASI

Nişan düzenekleri çok amaçlı kullanım sağlayacak şeklide tasarlanmış. Dürbün takmak için düşünülmüş kılavuzlardan başka, paket donanımda metalik nişangahlar da yer alıyor. Bunlar, yanal yönde ayarlanabilen ve insiyaki atış amacıyla iki adet beyaz noktayla donatılmış “U” şeklinde bir gez ile, kırmızı renkli fiberden yapılmış ve yanal ayarlı rampa üzerine yerleştirilmiş bir arpacıktan oluşuyor. Arpacığı darbelerden korumak için etrafını komple saran sac malzemeden yapılmış bir tünel var, fiber optik arpacığın ışığını kesmesin diye yan taraflarına pencereler konulmuş.

Tetik grubu bu karabinanın diğer bir “Amerikanvari” parçası; tetik sisteminde tüy tetik mekanizması öngörülmemiş, ama hem tetik yolu hem de tetik düşürme ağırlığı ayarlanabiliyor. Denediğimiz silahtaki fabrika ayarlı tetiğin tek kademeli tetik yolu biraz pürüzlü çalışıyordu, ama tetik net şekilde düştüğü gibi ağırlık da sadece 1.200 gramdı (ölçümü Lyman dinamometre ile gerçekleştirdik).

TEST ATIŞLARIMIZ

Atış testlerini CZ ürünlerini ithal eden Bignami firmasının kendi atış sahasında gerçekleştirdik ve birbirinden farklı iki tip fişek kullandık: Hafif olan, 150 grs Alman malı RWS KS ile, orta-ağır tipte 180 grs Amerikan malı Hornady SST. Bunların her ikisiyle de 100 metre mesafeden önden destekli olarak yaptığımız atışlarda Meopta Meopro 4-12×50 dürbün kullandık. İsabet hassasiyeti bakımından erişilmesi bir hayli zor olan açı dakikasının altına düşmeyi başardık ve SST fişekler, avcılık sektörünün müsabık mühimmatı sayılabilecek balistik özellikleri nedeniyle diğerine oranla hafif bir avantaj yakaladı. Bu da CZ mühendislerinin sürgü mekanizmasını 550 serisine göre değiştirerek yeniden projelendirirken ev ödevlerini iyi yaptıklarını gösteriyor. Kullanışlılık açısından bakarsak, kabzanın ele iyi oturduğunu, kurma kolunun rahat çalıştığını, sürgünün ileri geri hareketinde biraz tutuk olmakla birlikte işini güvenli şekilde yaptığını belirtebiliriz (bunda çok iyi polisajla akıcı hale getirilen besleme rampasının da rolü var).

1.

2.

1. İthalatçı Bignami firmasının kendi poligonunda atış testleri yapılırken.

2. Yaban domuzu sırtı olarak tabir edilen dipçik formu Avrupa tarzında ve yanak desteği var.

Kovan fırlatma mekanizması da beklentilere cevap verdi ve sürgünün geriye hareketinden bağımsız olarak boş kovanlar gereken şiddetle ve düzenli şekilde dışarı fırlatıldı. Kovan çıkarıcı ekstraktör de, boyutsal anlamda biraz küçük olsa bile, görevini mükemmel yerine getiren bileşenlerden. Gerek fişek haznesinden besleme sırasında, gerek fişeği yatağa direkt sürerken çok iyi çalıştı. Atıcının yapması gereken tek şey, fişek dipçiğinin gerektiği gibi kavranabilmesi için sürgüyü kapatırken biraz sertçe ve kararlı şekilde hareket ettirmesi. Hoşumuza fazla gitmeyen bir parçadan da bahsetmek isteriz: Silahı kontrol etmek ya da temizlemek için sürgüyü çıkarmak zorunda kaldığınızda, bu işi yapan manivela çok sert olduğundan bir alet kullanmadan, ya da bir fişeğin sivri ucundan yararlanmadan elle hareket ettirilmesi çok zor. Neticede bu sadece bir ayrıntı ama, yine de belirtmemiz lazım. Tüfek (biraz da tamamı çelikten yapılmış olduğundan) pek hafif sıklet sayılmaz ama kullanışlı ve 550 Lux serisine göre namlusunun kısaltılmış olması sayesinde daha kolay çekip çevirebiliyorsunuz.

Tüfeğin namlusu 520 mm uzunluğunda, namlu ağzı iç çapı ise 15,5 mm

Namlu performansına gelince, Hornady SST 180 grs fişeklerle yaptığımız atışlarda, Chrony kronograf cihazıyla ölçtüğümüz değer ile firmanın (daha uzun olan manometrik namluyla yaptığı ölçüm sonucu) verdiği değer arasındaki sapma sadece saniyede 2 metre kadar oldu. 150 grs ağırlıktaki Rws Kegelspitz ile yapılan atışlarda ise bizim saptadığımız değerle (881,7) firmanın manometrik namluyla saptadığı değer (910 m/saniye) arasında saniyede 29 metrelik bir sapma oldu. Bu da son derece normal. Bavyera tipi dipçik çok ergonomik, özellikle dürbünle göz hizası çok iyi ayarlanmış; tutuş noktalarının tırtıklı kaydırmaz yüzeyleri de gayet iyi.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here