Hangi Mermi Daha Delici,Hangi Mermi Daha Yıkıcı?

1
36890

Emin olun bu konu, belki de silah dünyasındaki en fazla şehir efsanesine ve yanlış bilgiye ev sahipliği eden konu olmuştur.

Aslında bütün işin sırrı basit bir mantıkta yatıyor: Çekirdek Tipi! Zaten düşünecek olursanız eğer, saniyede 300 metre kat eden bir sert metal çekirdeğin 2-3 hatta 5mm daha kalın olmasının hedefi yıkmak açısından çok da hayati bir fark yaratması pek de mümkün değildir. Fakat çekirdek tipi üzerinde yapacağınız bir değişiklik “ok gibi delip geçmek” ile “kocaman bir delik açmak” kadar büyük bir fark yaratabilir.Bir “Mühimmatın” ana amacı “delmek” ya da “devirmek” değil, “Enerji İhtiva Etmek”tir. Bu enerjiyi neye çevirmek istediğiniz ise tamamen mermi çekirdeğinin kararıdır. Örneğin 9 mm’lik ile .45 ACP’lik çekirdekleri ele alalım ve basit bir fizik yapalım: İki mermi arasında tam 2.43mm’lik bir fark vardır. Elinize 9mm’lik ve 11.43mm’lik iki sert çelik çubuk alsanız ve ağaca çakmaya çalışsanız aşağı yukarı aynı eforu sarf edeceksinizdir. Bunun sebebi yüzey alanlarının metrekare cinsinden yalnızca 0.00025 (9mm için) ve 0.00041 (.45ACP için) olmasıdır. Aradaki fark aslen iki kata yakın olsa bile gördüğünüz üzere çok yüksek hızlar göz önüne alınmadığında bu alanlar küçücük oldukları için önemli bir fark yaratmamaktadır.

Zaten çekirdek ağırlıkları arasındaki mühim fark ve hava direnci gibi etkenler de göz önüne alındığı zaman fazlaca büyük hızları konuşmaya (Hassas keskin nişancı tüfekleri ve korkunç uzaklıklar üzerinden konuşuyor olmamız haricinde!) pek de gerek yok. Şimdi ise gelin birlikte .45 ACP’lik bir “zırh delici (Armor Piercing)” mermiyi, 9mm’lik “çukur uçlu (Hollow Point)” tahribat mermisi ile birlikte ele alalım: Soldaki daha büyük olan mermiyi ateşleyecek olursanız eğer hedefi zımba gibi delecek ve pek de büyük bir tahribata sebep olmayacaktır, çünkü bu çekirdek bütün ağırlığını bir arada korumak ve çarpma anında minimum deformasyona uğramak adına tasarlanmıştır Daha küçük ve dolayısıyla daha az “yıkıcı” olmasını umduğumuz sağdaki 9mm’lik mermi ise hedefe çarpma anında yıldız gibi açılarak giriş noktasından çok daha büyük çaplı bir tahribata sebep olmak, hatta oyuk içerisinde sıkıştırdığı havanın da hedefin sıcak ve yumuşak dokularına çarpma anında genleşerek bu etkiyi kat kat artırmak üzere tasarlanmıştır.

İyi ama o zaman da 9mm’lik mermi .45’likten daha yıkıcı oldu? Sanki ezber bilgiler tersini söyler gibiydi! Bilindiği üzere .45 kalibre 9mm’den daha fazla enerji ihtiva etmektedir. Bu da demektir ki “Zırh delici bir .45’lik mermi, zırh delici bir 9mm’lik mermiden daha fazla delme gücü ihtiva etmektedir.” Ya da benzeri olarak “.45’lik oyuk uçlu mermi, 9mm’lik bir oyuk uçlu mermiden daha yıkıcıdır”. Kısacası mühimmat kıyaslarken önermemiz “.45 kalibre 9mm’den daha güçlüdür” şeklinde olursa doğru olacaktır. Çünkü az evvel gördüğünüz üzere çekirdekler sayesinde 9mm’yi .45’likten daha yıkıcı ya da .45’lik mermiyi daha ince 9mm’den daha fazla delebilir hale getirebiliyoruz! Unutulmamalıdır ki Patlama Fiziği ve Kimyası, Uçuş Mekaniği, Aerodinami ya da Çarpma Mekaniği biri birinden ayrı ve çok detaylı dallardır. Bunun için doğru olarak adlandırabileceğimiz tek fiziksel genelleme hangi mühimmatın daha “güçlü” olduğudur.

PEKİ NEDEN BÜYÜK MERMİLERİ HEP DAHA YIKICI OLARAK DÜŞÜNDÜK?

Bunun sebebi büyük mermileri hep yıkıcı başlıklı çekirdeklerle görmüş olmamızdan kaynaklanıyor. Malum eğer .44 Magnum gibi kocaman bir mermiyi taşıyorsanız muhtemelen bu avlanmak ya da yıkmak amacı taşıyordur, çünkü amacınız sadece temiz bir delik açmak ise bunu bir 7,65’de rahatlıkla halledebilir. Bunun için “daha fazla güç taşıyan” fişekleri, hep “daha fazla güç gerektiren” tahribatlara sebep olacak başlıklarla gördük. Yani .50’lik bir çöl kartalı taşıyan biri neden çıkıp zımba gibi bir delik açmak istesin ki? Zaten mühimmat sanayisinde ve yasalarında da kısıtlamalara sahip bir ülkedeyiz, Dolayısıyla ülkemizde 9mm’yi FMJ, .357 Magnumu da Semi – Wad Cutter çekirdeği haricinde pek görme şansına kavuşamadığımız için mühimmat kıyaslamalarında “farklı çekirdekler” gibi bir etken aklımıza pek gelmedi.

NEDEN .22’LİK MERMİ EN KÜÇÜKLERDEN BİRİ OLMASINA KARŞIN EN TEHLİKELİLERDEN BİRİDİR?

.22 kalibre küçük olduğu için saf kurşun çekirdeğe sahiptir. Bu tip bir çekirdek metal gömlek ihtiva etmediği için hem hedefte düzensiz şekillere bürünerek tahribatı artırmakta, hem de çarptığı sert dokulara sıvanarak travma sonrası etkilere (tendon zedelenmesi ya da kurşun zehirlenmesi gibi) neden olabilmektedir. Ayrıca .22’lik mermi sevk barutu ile beraber “primer patlayıcı” ihtiva eder. Kapsüllerde kullanılan, kırılmaya duyarlı olan ve baruttan kat kat daha hızlı yanıcı olan bu yakıtı eğer daha ağır bir fişeğe koyacak olsaydık yanlışlıkla yere düşüreceğimiz bir mühimmat felakete yol açabilirdi. Hatta sadece primer patlayıcı taşıyan bir fişeği kaldıracak kadar güçlü bir namlu, büyük fişeklerde son derece kullanışsız ve hantal bir yapıya sahip olurdu. Bu sebeple yalnızca çok küçük ve hafif olan bir mühimmatta bu yöntem uygulanabilmektedir.

Balistik jelde .22 LR çarpması

UZUN MESAFEDE NE DEĞİŞİYOR?

Uzun mesafe atışlarında rüzgar, nem, yer çekimi ve hatta coriolis(dünyanın dönüşünden dolayı olan savrulma) etkisinin bile hesaplanması gerekebilir. Biz bunları değil de sadece mermi çekirdeklerinin başına fiziksel olarak ne geldiğini inceleyeceğiz: Uzun mesafe balistiği için merminin sahip olması gereken en önemli özellik “ideal kütle dağılımı”dır ideal kütle dağılımının pürüzsüz bir uçuşa olan etkisini anlamak için dengeli bir topaç ile dengesiz bir topacın masadaki dönüşlerini kıyaslayabilirsiniz. Nitekim mermi 1km ya da benzeri menzillere gönderildiği zaman bu salınım etkisi oldukça önemli bir hal alıyor. Ayrıca mermilerin gövde tasarımlarında da değişiklikler yapılması gerekiyor. Mermi havada 1-2 saniye civarında süzüleceği için yer çekimi ve hava sürtünmesi ikilisine maruz kalarak yaptığı düşmenin son derece dengeli olması lazım.

Rüzgardan minimum etkiye maruz kalarak yüzebilmesi ve sabit bir ivme ile süzülebilmesi çok önemlidir. İşte bu sayede “hedefe vardığı zaman düşmüş olacağı nokta” hassasiyetle belirlenebilmekte. Ağırlığın mermi çekirdeği üzerinde hem olumlu hem de olumsuz etkisi vardır. Hafif mermiler küçücük bir barut hakkı ile ok gibi fırlayarak hemen ivmelenebilirler. Ağır mermiler ise aynı sürat için çok daha fazla güç talep ederler. Örneğin bir .45 ACP fişeği (845 fps) .22’lik bir fişeğin (1125 fps) namlu çıkış hızına eşitleyebilmek adına ihtiyacınız olan barutu bir düşünün! Emin olun piyasada .45 ACP’den daha yüksek namlu çıkış hızına sahip havalı tüfekler var. fakat niçin .45’lik ile 30 metreden bir hedefi düz hatta vurabiliyoruz fakat bu daha süratli tüfeklerde düşme oluyor? İşte bu noktada .45’liğin ağırlığı devreye giriyor: 0.8 gramlık mermi mi hava direncine daha iyi karşı koysun? Yoksa 15 gramlık çekirdek mi! Ağırlık arttıkça daha uzak mesafeye uçabilecek bir çekirdek imal etmiş olursunuz (elbette yeterli gücü sağlayarak) ama bu durum da sizden yukarıda bahsettiğimiz “topaç etkisi” konusunda daha dengesiz bir mermi üretmiş olmanıza sebep olur. Bu sebeple son zamanlarda yapılan çalışmalar, uzak mesafelerde en etkili fişekleri “yekpare bakır çekirdekli” modellerde olduğunu görmüştür.

1 YORUM

  1. güzel bi cevap. ancak bu konuda mermi tipi kadar namlu tipi de önemli.
    misal bu bahsedilen konular yüzünden şekil olarak aynı olan g3 ile hkk33 tüfeklerinin mermileri ve tahribatları karşılaştırılırken sanılıyor ki hk33 daha iyi hasar veriyor. çünkü g3 ağır bi fişek (7.62mm) ateşlerken (5.56 mm) fişek ateşleyen hk33 ün mermisi kemiğe çarptığı zaman hem orayı çatlatıp hem geri sektiği, bu sayede hasarı daha çok verdiği, ama yüksek güçlü olan g3 fişeğinin mermisinin ise sadece parçalayıp gittiği sanılmaktadır.
    oysa ki sadece yivli namlusu olan hk33 mermisini daha dengesiz salmakta ve mermisi hedefi sadece delebilmektedir. zaten hk nın tsk envanterine alınış amaçlarından da birisi mermisinin öldürme oranının g3 e göre düşük olmasıdır. yani daha az hasar vermesi.
    g3 e bakarsak cidden büyük bi mermisi ve bi o kadar da büyük barut istihkakı vardır. zaten hem yiv hem seti olan namlusunu geçtim kullandığı mühimmat aslında mg3 mermisidir. Yani makineli tüfek. ki mg3 gerçekten çok güçlü bi tüfektir. 15 kiloluk 750 metreden sadece gezle adamı doğrayabilir. ama asıl konu hem yiv hem setli olması nedeni ile hem de mermisinin kinetik enerjisi nedeni ile dönerek girdiği yerden çok çok büyük bi delikle çıkar. evet hk33 ün mermisi geri seker falan ama uygun noktadan girdiğinde çıkarken 30 cm i geçebilen delikler açan bi silahtır. adamın kolunu bacağını koparır.
    yani her zaman yapı çok fazla farketmeyebiliyor. en azından sadece mermi yapısı. mermi yapısı kadar silahın namlusu da önemli. ki yine g3 ün hemisabet hem tesir oranı sadece seri atış olmasına rağmen mg3 e göre çok çok düşüktür. g3 dürbünle bile 400 metre hadi 600 metreden vurabilirken mg3 1600 metreden öldürücü atışlar yapabiliyor.
    kısaca mermi namlusuna göre de iş yapabiliyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here