Pişmanlığa Yer Yok

85 serisinin ekonomik versiyonu: polimer dipçik, iki farklı sürgü mekanizması farklı bir kovan fırlatma sistemi.

Beretta Holding tarafından satın alındıktan sona Sako için yeni bir devrin başlamasıyla birlikte tasarımsal ve ticari açıdan gerçekleştirilen atılımlar son yıllarda Finlilerin bu ünlü silah markasını zamana uymak için gerek av silahlarında, gerek taktik silahlarda yeni çizgilere sahip ürünler üretmeye yöneltti. Bunlardan hem yüksek performanslı Trg 21 ve 41 modelleri, ki daha sonra yerlerine 22 ve 42 modelleri üretildi, hem de inovatifTrg M10 modelli önemli başarılar elde etti. Sako firmasının ana misyonu olan av silahları alanında da aynı çizgi izlendi ve doksanlı yılların S461, M561 ve L661 tabanlı av tüfeklerinin yerine bugünkü 85 serisinin ilk modeli olan 75 serisi tüfekler üretilmeye başlandı. Sako her zaman yenilikçi teknik çözümleri ve modern üretim proseslerini, üst seviye işçilikle “taçlandırılmış” şık ve rafine çizgilerle bir araya getirmeyi başaran bir firma kimliğine sahip oldu.

1. İtalya pazarında toplam dört farklı çapa uygun iki farklı sürgü uzunluğunda satışa çıkan modelde, avcılık alanında en yaygın şekilde kullanılan çaplar bulunuyor.
2. Polimer gövdeli tek sıralı şarjör üç fişek kapasiteli, ağız kısımları çelikten yapılmış. Şarjör kilidi önde, kazara düşme halinde çıkmasını önleyen emniyet donanımına sahip.

Altı farklı uzunlukta sürgü mekanizması kullanmak gibi bazen son derece radikal olabilen tercihler, her zaman Finlandiya silah endüstrisine ün kazandıran geleneğe, yani yüksek isabet hassasiyetine, güvenilirliğe ve istikrar çizgisine sadık kalmak arzusundan kaynaklandı. Nitekim bugün Sako tarafından üretilen av tüfeklerinde halen üç kilit tırnağına sahip yekpare sürgüler, kontrollü besleme sistemi ve sabit kovan fırlatıcı gibi rafine teknik uygulamalar kullanılıyor. Bu özellikler de 85 serisini son derece değerli, ama aynı zamanda uğraştırıcı ve dolayısıyla pahalı hale getiriyor.

Yüksek kalitede teknik içerikle daha erişilebilir fiyatları bir arada sunma olanağı A7 serisi tüfeklerle gerçekleştirildi ve bu tüfekler bu sene İtalya pazarında da boy göstermeye başladı.

Finlandiyalı üreticinin kataloğunda 85 serisinin balistik performansına sahip olan, ama fiyatı nispeten daha uygun giriş seviyesi bir tüfeğe gerçekten de ihtiyaç vardı. Yeni A7 ile Sako silahlarındaki yüksek performans değerleri korunurken, üretim prosesleri kaliteden ödün vermeden maliyeti düşürücü unsurlara yöneltildi. A7 serisinin üretilmesi muhtemelen rakip firmalar arasındaki küçük fiyat farklılıklarına bile duyarlı olan Kuzey Amerika’daki tüketici kitlesine ulaşabilmeye de yaramıştır.

İtalya pazarında üstte söz ettiğimiz altı farklı sürgü uzunluğundan sadece iki tanesiyle satışa çıkan A7 serisinde bu modelin ilham kaynağı olan felsefeyi yansıtan fişek yatakları, yani yaygın klasik Amerikan kalibrelerini yansıtan birkaç ölçü kullanılmış. Şu an için İtalya pazarında “S” tipi sürgülü versiyonun .243Winchester ve .308 Winchester çapında olanları, “M” tipi sürgülü versiyonun ise 7 mm Remington Magnum ile .300 Winchester Magnum çapında olanları satılıyor.


1. Sürgü Sako 85 modelinden türetilmiş, ama kurma kolu ayrı bir parça olarak imal edilip sürgüye monte edilmiş. Sürgü topuzu polimer malzemeden.
2. Bu tüfeğin 85 serisindeki mekanizmalarda en önemli farkı kovan fırlatma sistemi; bu modelde gövde içine yerleştirilmiş sabit lamel yok, Amerikan tarzı yayla kurulan küçük piston var. Kovan tabanı haznesi de farklı ve A7’de yuvayı çepeçevre sarıyor.
3. Sürgünün kurma kolu ergonomi açısından çok başarılı. Emniyet kilidi iki pozisyonlu, hemen önündeki düğmeye bastığınızda silahı güvenle doldurup boşaltmak için sürgüyü açabiliyorsunuz.

MEKANİZMA

İlk bakışta 85 serisine ait projenin elden geçirilmiş olduğu fark ediliyor ve öncelikle göze polimer dipçik ve şarjörler kullanılmış olduğu çarpıyor. Aynı şekilde dürbün bağlantısında kullanılan rayların terk edilmiş olduğu, ve bunların yerine Weaver bağlantı arayüzü olan daha basit tipte kaideler kullanılmış olduğu görülüyor. Kullanılan mekanizma ise gerekli değişiklikler yapılmış olan klasik 85S; bunun iç kısmında Sako firmasının tipik üretimi olan üç adet kilit tırnağıyla donatılmış kafaya sahip sürgü yer alıyor. Ama sürgüyü silahtan söküp çıkardığınızda 85 serisine kıyasla önemli bir fark gözünüze çarpıyor. Nitekim sürgü alnının altta kalan kısmı kontrollü besleme sağlamak için düzleştirilmiş tipte değil, tam tersine, TRG serisinde ve Tikka’nın (artık bu firma da Beretta Holding bünyesinde) T3 tüfeklerinde olduğu gibi bu kısmın yüksekliği azaltılmış. Bunun nedeni yayla kurulan küçük sustalı tipte kovan fırlatıcı kullanıldığında da akıcı bir besleme sağlanması. Bu tipteki kovan fırlatıcı Sako tarafından üretilen diğer av tüfeklerinde kullanılan sabit kovan fırlatma sisteminin yerini alarak A7 modelinde başarıyla kullanılmış.




Silahın diğer bir özelliği sürgü gövdesine bütünleşik bir kurma koluna değil, monte edilmiş bir kola sahip olması. Üretimde basitleştirme amacıyla tercih edilen bu çözüm her halükârda sürgü-kurma kolu bütününe yeterli sağlamlığı sağlamış. Ateşleme sistemi ise firmanın geleneksel olarak tercih ettiği tipte: İğnenin kuyruk kısmındaki oyuk bölüme yerleştirilmiş bir yay mevcut ve bu güvenilir sistem iğnenin vuruş süresini kısaltıyor. Sürgünün topuz kısmı da klasik formda, ama A7 modelinde yüksek dayanıklılıkta polimer malzemeden yapılmış. Bunun alt kısmından iğnenin dışarı taşan çıkıntısı kırmızı nokta ile donatılmış veiğnenin kurulu durumda olup olmadığının kolayca anlaşılması sağlanmış. Sabit kovan fırlatıcı yerine küçük piston tipi kovan fırlatıcı kullanılmış olması sayesinde daha basit bir tetik grubu tasarlanmış. Tetik düşürme ağırlığı 1.000 ile 2.000 gram arasında ayarlanabiliyor. Tetik gayet akıcı ve temiz çalışıyor, ayrıca ağırlık ayarı yapılabilmesi de bizce avcının işini kolaylaştıran ve kendine en uygun olan ayarı seçmesini sağlayan önemli bir özellik. Daha önce 85 serisinde kullanılan iki pozisyonlu ve sürgüyü serbest bırakan bir manivela ile donatılmış olan emniyet tertibatı bu modelde de mevcut. Emniyeti devreye aldığınızda sürgü kilitlenmiş oluyor ve ateş edilemiyor, ama kurma kolunun hemen arkasında yer alan küçük butona müdahale ettiğinizde sürgü fişek yatağını boşaltmak için hareket ettirilebiliyor. Sako sistemiyle hata yapmanız mümkün değil, tüfeği taşırken emniyet düğmesini ara pozisyonda bırakıp sürgünün kazara açılma riski yok. Yine silahı taşırken ortaya çıkabilecek riskleri engellemek için A7 modelinde yenilikçi bir emniyet sistemi daha mevcut ve şarjörün kazara düşmesini önlüyor. Polimer malzemeden yapılmış şarjörün ağzı çelikten ve çıkartılması için bir taraftan düğmeye basılması bir taraftan dipçiğin içine doğru ittirilmesi gerekiyor. Bu hareket ilk başta biraz zorlasa da, alıştıktan sonra baş parmağınızla şarjörü ittirirken işaret parmağınızla emniyet düğmesine müdahale ederek şarjörü kolayca çıkartabiliyorsunuz. Hazne tek sıralı tipte olduğundan silahın üstten doldurulması mümkün değil.




Tüfeğin dipçik ve kundağı da polimerden, yüzeyleri soft touch tırtıklı yapısıyla iyi tutuş sağlıyor, ayrıca ergonomi de gayet iyi. Aslında tarz olarak çizgilerin yankee stilini yansıttığı söylenebilir. Kundan ve dipçik hafifletilmiş olduğundan tüfeğin toplam ağırlığı da aşağı çekilmiş, ama içerden uygulanmış nervürler sayesinde dayanıklılık ve sağlamlıktan ödün verilmemiş. “McMillan” ya da “H-s precision” türü dipçikler düzeyinde olmasa da, dayanıklılık ve av amaçlı pratik kullanıma uygunluk açısından bu dipçik- kundak grubu istenen performansı verebilecek düzeyde. Namlunun altında kundağın iç yapısına göz attığımızda, yağışlı günlerde ava çıkıldığında tüfeği ters çevirerek kundağın bu kısımlardaki iç “hücrelerindeki” olası suyu boşaltmanızı ve iyice kurulamanızı tavsiye ederiz. Bildiğimiz gibi iç kısımlarında takviye nervürleri bulunan Steyr kundaklarda da bu tip azımsanmayacak su birikmelerine rastlanabiliyor. Gerçi A7’nin metal yüzeylerinin işçilik kalitesi bu tip nemden kaynaklanan sorunlara karşı yeterli direnci gösterebilecek seviyede, ama yine de tedbirli olmak lazım.




Birleşim noktalarını incelediğimizde Tikka modelinde edinilen deneyimlerin bu modele de yansıdığını görüyoruz; bunda da geri tepme bloğu polimer dipçiğe gömülü metal bir plakadan oluşuyor ve sürgü mekanizması içine açılmış, öndeki montaj vidasının hemen önünde bulunan yuvasına oturuyor. A7 modelinde herhangi bir vida yatağı uygulaması yok, ama dipçiğin iç kısımlarının hassasiyetle işlenmiş olması sayesinde parçaların birbirine oturan yüzeyleri kusursuz. Dipçik-kundak yapısı namluyu tamamen oynak konumda bırakıyor ve kundak kalınlığının doğru belirlenmiş olması sayesinde rest destekli atışlarda da isabet yüzdesi yüksek.




Namlu Sako tarafından soğuk dövme sistemiyle üretilmiş, oldukça hafif, bizim test ettiğimiz modeldeki namlu uzunluğu 570 mm kadardı ve sağa kıvrımlı 11 inç (280 mm) hatveli dört adet yivle donatılmıştı. Namlunun yüzey işçiliği mükemmel, 17 milimetrenin hemen altında olan iç çapıyla A7 sportif avcılık müsabakalarında da kullanılabilir bir tüfek.




Fişek yatağının işçilik kalitesinin de çok iyi olduğunu gördük. Nitekim boş kovanların üzerindeki is ve deformasyon izleri son derece sınırlıydı. Ayrıca sürgü mekanizması ile namlu arasındaki birleşim de kusursuz, nitekim yaptığımız atışlarda aşırı ısınma fenomenleri yaşanmadığı gibi, grupmanlarda sapma ve kayma da görülmedi.






1. Tırtıklı tutuş yüzeyleri özgün ve farklı yapıda, sağlam şekilde kavramaya katkıları çok. Kabzanın alt yüzeyinde A7 logosu yer alıyor.
2. Namlu ağzı hafif havşalı ve işçilik kalitesi çok iyi
3. Dipçik düz bir çizgi izliyor, fazla dışa çıkık olmayan bir yanak desteği var, boyutları ve dizaynı itibarıyla bu tip atışlar için gereken konforu sağlıyor.
4. Polimer malzemeden yapılmış kasa mükemmel. Resimde geri tepme bloğu’nun Tikka tüfeklerde de kullanılan dikey plakası görülüyor.
5. Tetik mekanizması direkt tipte, tetik ağırlığı 1.000 ile 2.000 gram arasında ayarlanabiliyor.



TEST ATIŞLARI


Atış denemelerini Sako-Tikka Stainer-Burris tarafından organize edilen medyada yetkinliği kapsamında Brescia’daki Valle Duppo poligonunda gerçekleştirdik. Bu etkinlik çerçevesinde kullanımımıza tahsis ettikleri tüfek yeni “Burris Ballistic laser scope III 14×50 mm” dürbün donanımına sahipti ve bu dürbünün de yardımıyla atışları hem 100 metre mesafeden yaptık, hem de giderek 260 metreye kadar uzaklaştırılan madeni plakaları hedef aldık. Destek olarak da klasik kum torbasından yararlandık. Kullandığımız mühimmat piyasada hazır satılan iki farklı fişekten (Sako Racehead, yani 168 grs Sierra Matchking ile, 150 grs Sako Super hammer head) ve kendi doldurduğumuz iki farklı match ve bir de av fişeğinden oluşuyordu. (Yine de hatırlatalım ki Türkiye’de mühimmatların atıcılar tarafından doldurulması yasaklanmıştır)




Ballistic laser scope III dürbünün ayarlarını yaptıktan sonra atışlara Sierra MatchkingHpbt155 grs Palma match çekirdek, 44,0 grs Vihtavuori N140 barut ve Hornady match kovanlar kullanarak kendi doldurduğumuz fişeklerle başladım. Bunlar hemen tüfeğin “boyunu” ölçtüler. Bu mühimmatla üç atışlık serilerde yakaladığım grupmanların hepsi bir moa’nın altındaydı ve mermiler birbirine yakın noktalara isabet etmişlerdi. Daha sonra piyasada hazır satılan Sako racehead fişekleri denedim. Bunlar hız açısından oldukça istikrarlı bir tablo ortaya koysa da, A7’nin namlusu tarafından fazla beğenildiklerini söyleyemem.Bilahare Sako Super hammer head fişeklere geçtim ve A7’nin davranışı bir anda tamamen değişti ve silahın adına yakışır 22 mm altında çaplarda grupmanlar ortaya çıktı. “Ağır” çekirdekli match dolum mühimmatla da çok iyi isabetler sağladık ve hatta 41 grs N140 barut ve Sierra Mk 175 grs çekirdekle hazırladığımız fişekler hedef plakasında 17 mm çapında bir daire içinde toplandı. 181 grs Rws Uniclassic çekirdek ve 44,5 grs N540 barutla doldurduğumuz ve bir zamanlar yarı otomatik bir sürek avı tüfeği için tasarlanmış mühimmatla da istikrarlı sonuçlar aldım ve bir moa’nın biraz üzerinde isabetler yakaladım.




Atışlar sırasında tüfeğin yanı sıra inovatif bir dürbün olan Burris’i de test etme olanağımız oldu ve muhtelif mesafelere yerleştirdiğimiz madeni plakalara atışlar yaptık. Bu atışlarda A7 namlusu çok sıcakken bile hiç zorlanmadan hedefleri vurmamı sağladı ve bu silah-dürbün ikilisinin birbirine “cuk” oturduğunu kanıtladı.




Atışlar sırasında sürgünün sadece 70 derecelik dönüş açısının ve sürgü ile mekanizma arasındaki birleşim toleranslarının kusursuz oluşunun da katkısıyla silahın kurma işlemleri de rahat ve pürüzsüz gerçekleşti. Besleme sistemi de sorunsuz görev yaptı ve hem Softpoint mermi çekirdekleriyle, hem de Sako Super hammer head küt burun çekirdeklerle sorun çıkarmadı. Kovan fırlatma sistemi gayet enerjik ve verimli çalışarak, 85 serisinde kullanılan mekanik sistemi asla aratmadı.




Sonuçta Sako A7 için 85 serisine kıyasla birçok proje farklılıkları içeren, ama pratik kullanıma geçince aynı performansı ve isabetliliği sunabilen bir tüfek diyebiliriz. Bu nedenle silahta “öze” bakan avcılar için iyi bir tercih olacaktır.




TEKNİK KART
Üreticisi: Sako, www.sako.fi(sito italiano, www.sakoitalia.it)
Modeli: A7 Synthetis
Tipi: Sürgü Mekanizmalı Tüfek
Çapı: .308 Winchester (aynı zamanda .243 Winchester, .300
Winchester, 7 mm Remingtonmagnum)
Spesifik Kullanım Amacı: Selektif av
Beslenme Sistemi: Çıkartılabilir tipte, tek sıralı prizma şeklinde sarjör
Atım Kapasitesi: 3
Tetik Sistemi: Tek zamanlı, 1.000 ile 2.000 gram arasında ayarlanabiliyor
Ateşleme Sistemi: Harketli iğne
Emniyet Tertibatı: İki pozisyonlu, emniyet mandalı sağ tarafta; emniyet aynı zamanda sürgüyüde kitliyor; ayrı yere konulmuş butonuna basınca emniyet kilidi açılıyor.
Namlu: 570 mm uzunluğunda “hunter” tipi profile sahip, 1.11 inç hatveli ve dört yivli namlu
Nişan Düzenekleri: Mevcut değil; dürbün takmak için Weaver bağlantılar var
Ağırlığı: Boş durumda 2.945 gram
Malzeme: Sürgü mekanizması ve namlu koyulaştırılmış çelik,dipçik teknopolimer, şarjor içinde çelik takviyeler bulunan polimer gövdeli
Silahın Vasfı: Av Silahı


CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here