Bugüne dek teknik incelemesini yaptığımız en büyük tabancalardan biri olan AMT Automag III .30 Carbine ile karşınızdayız. İnanın, böylesi heybetli bir tabancayı görünce insanın aklına gücü, kalibresi ve teknik detayları ile alakalı sayısız soru geliyor! Bu sorularınızı mümkün mertebe cevaplandırabileceğimizi temenni ederek lafı fazla uzatmadan başlıyoruz:
Öncelikle AMT firmasından biraz söz etmek isteriz: Adını Arcadia Machine amp; Tool şirketinin baş harflerinden alan AMT, 1977 senesinde kurulmuş olup Irwindale / California merkezli ve büyük çaplı tabancaları ile meşhur olan bir firmadır. 2001 senesinde High Standart Manufacturing Company’nin bünyesine dahil olana kadar üretimlerini kendi bünyesinde gerçekleştirmiştir.
AMT’nin adı genellikle Automag serisi ile anılır. Desert Eagle haricinde .50 AE mühimmatını ateşleyebilen ve seri üretim olan tek tabancayı sadece AMT geliştirmiştir (Bkz. Automag V) Firmanın en meşhur üretim hattı haline gelen Automag serisi, bunun haricinde .22, .45 ve çeşitli diğer çaplarda büyük barut haklarına sahip mühimmatları kullanan tabancalarıyla tanınır. Harry Sanford tarafından geliştirilmiş olan Automag’lar, sayısız medya ögesinde boy göstermiş olup bunun en meşhurlarından biri Clint Eastwood’un başrol oynadığı “Kirli Harry – Ani Vuruş” filmidir.
Ayrıca firmanın “Hardballer” olarak bilinen, .45 kalibrelik alışılmadık derecede uzun sürgülü M1911 varyantları da medyada tanınmış silahlar arasında yer almaktadır. 1984 senedinde çekilen ilk “Terminator” filminde Arnold Schwarzenneger’ın kullandığı 1911 modeli, AMT Hardballer’dır.
Mühimmat:
Bizim bu sayımızda inceleyeceğimiz Automag III modeli ise ABD’nin 2. Dünya savaşında kullandığı M1 Carbine tüfeği için geliştirdiği .30 Carbine mühimmatını kullanmaktadır. Mühimmatın çapı metrik olarak 7,62mm’ye tekabül etse de barut hakkı son derece fazla olduğu için Automag III’ü hafife almamanız lazım. Zaten kabza kısmının alışılmadık genişliği, merminin uzunluğu ile ilgili size fikir verecektir!
9x19mm Parabellum ile mukayese ettiğimiz zaman, .30 Carbine’ın bir tabanca fişeği için fazlaca uzun olduğunu görüyoruz. Mühimmatın kovan boyu ve çekirdek çapı 7,62x33mm olup 606m/s’lik bir namlu çıkış hızına ve 1.311 Joule’lük bir kinetik enerjiye sahiptir. Bu enerji değerinin ne kadar büyük olduğunu mukayese etmeniz için ortalama bir 9mm fişeğin 520 Joule ve G3 mermisinin (7,52x51mm) yaklaşık 3,800 Joule’lük bir kinetik enerjiye olduğunu hatırlatmak isteriz.
Mühimmatı kullanan diğer ender tabancalardan bazıları da Ruger Blackhawk ve Taurus Raging Thirty toplu tabancalarıdır.
AMT .44 Automag Clint Eastwood’un Elinde.
45 ACP’lik AMT Hardballer Arnold Schwarzenegger’in elinde bile kocaman kaldıysa siz düşünün!
Teknik Detaylar:
Automag III; ilk bakışta M1911 modellerini baz alan bir tasarıma sahip olduğu göze çarpıyor. Bunun en büyük iki nedeni, ABD’lilerin bu platformun teknik özelliklerine oldukça hakim olmaları ve M1911 platformlarının oldukça az parçaya sahip sade ve dayanıklı tasarımı. Kısacası elimizde kendini ispat etmiş bir platform varken .30 Carbine’ı bu modele uyarlamak yerine yenisini geliştirmek, Amerika’yı yeniden keşfetmek gibi olurdu.
Silahın oldukça uzun mühimmatlar kullanıyor olması, platformun gerek kabza gerek sürgüde olsun alışıldık orantılarla örtüşmeyen bazı uzantılara sahip olmasına neden olmuş. Buna rağmen silahın kavrayışı sağlam ve kalınlığı oldukça makul. Silahın tetik tertibatı, kök model olan M1911’den en fazla farklılığa sahip sistemi. Zaten horoz ve tetik arasındaki mesafenin fazlalığına bakarsanız AMT’nin tetik tertibatını tasarlarken M1911’in olduğu gibi kopyalanamayacağını fark etmişsinizdir. Ayrıca bu yeni tetik tertibatı, M1911’lerden çok daha pürüzsüz bir mekanizmaya ve bir nebze daha uzun bir yürüme mesafesine sahip.
Güçlü bir mühimmat ile nişan alırken tetiğin AMT’deki gibi olması atıcıya kuşkusuz büyük avantaj sağlıyor. Bununla beraber en büyük farklılığı kabza kapaklarında görüyoruz. Kabza kapaklarının yalnızca köşelerinden uzatılmak suretiyle boyutlara uyum sağladığını düşünmek hata olur. Çünkü kapaklar avuç yapısı ve kabza genişliği ile ideal bir bombe yapacak şekilde tasarlanmış. Kabzalar ne kavranamayacak kadar ince ne de gereksiz kabalığa sahip olacak kadar kalın. Ayrıca silahın tüm parçaları paslanmaz çelikten imal edilmiş.
Silahın nişan hassasiyetinin mühim bileşenlerinden olan tetik ve kabza gibi modifiye edilmiş parçalara bir de taksimatlı gez eşlik ediyor. 9mm tabancalarda 40-50 metre civarlarında olan etkili menzil, .30 Carbine fişeğinde yaklaşık 100 metre kadar. Dolayısıyla sıkı bir kavrama ve hassas nişan organları Automag III gibi bir tabancada hayati önem taşıyor. Biz yine de dipçik, sehpa ya da benzeri bir destek olmadan, yalnızca elinizden destek alarak yapacağınız bir tabanca atışında 50 metrenin ötesine isabetli vuruşun çok zor bir durum olduğunu hatırlatmak isteriz. Kısacası bir AMT edinirseniz eğer sihirli bir şekilde 100 metreden şişe vurmaya başlayamazsınız, lakin bol bol fişek yakmanız ve silahınıza alışmanın sonucunda çok sağlam bir nişan geliştireceğiniz kesin!
Söküm:
Silahımızın sökümüne başlamadan önce her zaman olduğu gibi şarjörümüzü çıkarıyor ve fişek yatağını sürgüyü geriye çekmek suretiyle kontrol ediyoruz. M1911 tipi silahları iki yoldan sökebilirsiniz: Yüksükten veya sürgü tutucudan başlayarak. Daha düzenli bir söküm yapmak amacıyla sürgü tutucuyu çıkararak işe başlıyoruz. Silahın sökümünün M1911’lerden ilk farkı burada karşımıza çıkıyor:
Normalde M1911’lerde gövdede iki adet yuva olur bunlardan biri namlu tespit piminin (nam-ı diğer sürgü tutucu pim) sürgü tutma görevini yapabilmesi için, diğeri ise söküm işleminin yapılabilmesi içindir. AMT Automag III’te iki görevin de tek noktadan gerçekleştiğini görüyoruz.
Normalde böyle güçlü bir silahta icra yayının oldukça fazla tepki kuvveti uygulamasını bekliyorsunuz. Fakat silahın yayı oldukça uzun olduğu için sökme işlemlerinde size zorluk çıkarmıyor. Yay, ancak atış ya da kurulum esnasında tam mukavemet uyguluyor.
Solda AMT Automag III’ün, sağda ise .22 kalibrelik bir M1911’in namlu tespit pimlerinin sökümü
Solda sürgü gövdeden çıkarılırken ve sağda yüksük ve Sağda: Silahın namlusu ve icra mili
yüzüğün sürgüden ayrılması.
Silahın kalan söküm işlemleri ise M1911’lerde olduğu gibi:
Önce sürgü gövdeden çıkarılıyor. Sonra yüksüğe biraz baskı uygulanıyor ve akabininde yüzük saat yönünde çevrilerek yüksüğün kurtulması sağlanıyor. Sonrasında ise yüzük bu sefer ters yöne çevrilerek kendisinin sürgüden kurtulması sağlanıyor. İcra yayı yüksük ile birlikte ön taraftan kurtulabiliyor fakat icra mili geniş tabanı nedeniyle atım yatağı kısmından çıkarılıyor. Namlu da yine aynı şekilde sürgünün ön kısmından çıkarılıyor. İcra milinin tabanında serbest halde bir pim mevcut. Bu pimin konma amacı, silahın toplanması esnasında klavuz görevi görmek. Malum parçalar sıradan 1911’lere göre daha uzun olduğu için bu pim işleri bir nebze daha kolaylaştırıyor, lakin serbest olduğu için düşmemesine özen gösterilmesi lazım.
Silahın namlusuna bakacak olursanız eğer Browning sistemi kilit olukları mevcut. Bu sistem ilk olarak John M. Browing tarafından geliştirilmiş olup bir çok tabancada kullanılmıştır. Günümüzde ise en sık olarak M1911’lerde, CZ-75’lerde ve Browning HP (14’lü Browning)’lerde mevcuttur. AMT Automag III’ün namlusu, kök modeli 1911’den elbette ki boy, ağırlık ve çap gibi bir çok özellik bakımından farklılık göstermekte. Lakin tasarım özelliği olarak bakarsak namlunun işleyişinde 1911’lerden farklılık gösteren iki özellik mevcut: Fişek rampasının uzatılmış olması ve namlu salıncağının kaldırılmış olması. Silahın namlusu 1911’den ziyade Browning HP namlusuna benziyor. Tasarımın bu şekilde uygun görülmüş olmasının en büyük sebebi, .45 ACP’lik iri ve kısa fişeklerin AMT’de yerini .30’luk ince ve uzun fişeklere bırakmış olması.
Gövdeye baktığımız zaman ise gözümüze devasa şarjör boşluğundan ziyade çarpan ilk nokta, irtibat kesicinin, horozun ön kısmından kaldırılarak sağ kabza kapağının altına gizlenmiş olması. Horoz gibi doğrudan harekete maruz kalan bazı mekanik parçaların irileşmesi haricinde diğer kısımlar orijinal tasarıma sadık bir şekilde sade olarak bırakılmış. Silahın uzun ve etli yapısı, kullandığı devasa barut hakkına rağmen atış ömrünün mümkün olduğunca uzun olmasını sağlıyor. Silahın kibar yapısı sanki bu durumun tersini söyler gibi görünse de stres binen tüm parçalar ve hareket eksenleri ekstra dayanıklı.
Sonuç:
Silaha sahip olmanız durumunda daha uzunca bir süre mühimmat bulma sıkıntısı yaşamayacağınız söylenebilir. .30 Carbine, modern mühimmat sanayisine geçiş döneminde ortaya çıkan fişeklerden biri olduğu için halen aktif olarak üretilmekte olan bir fişek. Ayrıca yüksek barut hakkına sahip otomatik tabancalar içerisinde en kibarlarından birisi AMT Automag III. Ağırlığının yalnızca 1200 gram olması ilk başta fazlaymış gibi gelse de çelik gövdeli tüm tabanca modellerinin ağırlığının 900 ila 1100 gram arasında seyir ettiğini hatırlatmak lazım. Dolu ağırlığı da o kadar büyük bir fark teşkil etmiyor. Zaten maksimum 8 fişek kapasiteli şarjörleri mevcut olan AMT’de bir şarjörde daha fazla mermiye ihtiyaç duyup duymayacağınız muamma.
Eğer Automag III ile domuz avı gibi bir hayal içerisindeyseniz, fişeğinin domuzu delmek için yeterli fakat yıkmak için zayıf kaldığını ekleyelim. 7,62’lik bir fişek dile domuzu yıkmak için hem hedefe isabet ettiğinde genişleyerek tahribata yol açan bir mermi kullanmanız hem de organların yer aldığı öldürücü bir noktadan vurmanız lazım. Bu da Automag III ile domuz avını mümkün, lakin verimsiz kılacaktır. Muhtemelen kendi klasmanındaki güçlü tabancalar arasında taşıma esnasında atıcıyı en az rahatsız eden tabancalardan birisi Automag III’tür. Taşınabilmesi için ise bir bel arkası ya da koltukaltı kılıf gerekli. Nitekim kelebek kılıflar ve bacak kılıfları için son derece uzun bir tabanca.