İtalyan silah sanatının bir başyapıtı ve ülke tarihinden bir parça. Namluları üzerinde “Gino Bartali için özel olarak üretilmiştir” yazıyor. Toskana’lı şampiyon bisikletçi bu çifteyi çoğu kez arkadaşı ve rakibi olan FaustoCoppi ile çıktığı avlarda kullanmıştı. Üzerindeki kakma desenler FrancescoMedici elinden çıkma. Restorasyonunu ise Maurizio Cairola ile Stefano Muffolini yapmışlar
1949 yılının Aralık ayında Gino Bartali hem Giro (İtalya) hem de Tour (Fransa) bisiklet yarışlarında Fausto Coppi’nin hemen ardından gelerek iki ikincilik kazanmıştı. Bir önceki senenin Tour de France yarışlarında Alp dağları tırmanışlarında gösterdiği eşsiz performansla şampiyon olurken adını ünlü Izoard tepesinde bir lahit üzerine kazımışlardı. GinoBartali (1914-2000) o zamanlar 35 yaşındaydı ve 1934 yılında başlayıp 1954 yılına kadar devam eden büyük zaferlerle süslü muhteşem kariyerinin sonlarına yaklaşmaktaydı. O yıllarda avcılık bisiklet sporuyla uğraşanlar arasında da çok yaygın olarak yapılan bir faaliyetti. İşte o Aralık ayında Gino kendisi için üretilmiş bir “Imperiale Montecarlo” çifteyi teslim almak için Franchi fabrikasına gitti. O çiftenin üzerindeki kakma gravürleri işleyen Francesco Medici, bu olayın o zamanlar İtalya’da büyük yankı yaptığını söyleyip ekliyor: “Fabrika’daki herkesin katılımıyla gerçekleşen o buluşmaya ait küçük bir fotoğrafı bugün halâ saklıyorum”.
1. Namlular üzerinde altın yaldızla “Gino Bartali için özel olarak üretilmiştir” yazısı var.
2. Baskülün göğüsleri Franchi’nin savaş sonrası bütün çiftelerinde olduğu gibi yuvarlak hatlı. Koyu renkli açma anahtarı ve emniyet mandalı çok şık.
3. Çiftenin açılmış hali. Imperial modeli otuzlu yıllardan itibaren güvercine atış müsabakalarında uluslararası bir başarı yakalamış ve bir anda atıcılar arasında yaygınlaşmıştı. Adı da Afrika’daki İngiliz şirketlerinin adlarından ve o yılların ünlü bir poligonundan alıntı.
İTALYA’NIN KAHRAMANI
O zamanlar Gino Bartali İtalya’da bir kahramandı. İtalya’da çok yaygın bir spor olan bisiklette 1948 yılında Tour de France yarışının kazanılması, İtalyan Komünist Partisinin genel sekreteri Palmiro Togliatti’nin bir suikasta kurban gitmesinin ülkede yarattığı infiali ve neredeyse ülkeyi iç savaşın eşiğine getiren sosyal ve siyasi gerilimi bile unutturmuştu. O yıllarda ayrıca Gino Bartoli bir çok Yahudiye yardım edip onları ikinci dünya savaşı sırasında yaşanan felaketlerden kurtarmıştı ve bu nedenle 25 Nisan 2006 yılında eşi Adriana’ya İtalya Cumhurbaşkanı tarafından devlet nişanı verildi.
İşte tarihe geçmiş bu kişinin ellerinden geçen Franchi Imperiale Montecarlo av çiftesi yıllar sonra benim de ellerimden geçti ve bu makalemizin konusunu oluşturdu. Bu çiftenin hikâyesinin parçalarını oluşturan olaylar çorap söküğü gibi birbirini izlediyse, bunda o silahı Bartali’nin üç oğlundan biri olan Luigi’den satın alan silah mağazası sahibi Giovanni Villa’nın da büyük payı var. Kendisi de yıllarca avcılık yapan Luigi çifteyle ilgili anılarını anlatırken şunları söylüyor: “O çifteyle o zamanlar hiç ateş etmedim desem yeridir.. Babam o tüfeği adeta gözünden sakınırdı. Babamla ve o tüfekler ilgili olarak Floransa’daki aile evimizde geçen çok anılarım var. Ama silahı sattım çünkü artık ruhsatım da yok ve çalınmasını istemiyordum”. Tabii o silahı satması kolay olmamıştır diye düşünüyoruz, çünkü içinde İtalya’nın tarihinden bir parça taşıyor. Zaten namluları üzerinde de “Gino Bartali için özel olarak üretilmiştir” yazıyor.
Oğlu Luigi Bartali anlatmaya devam ediyor: “Aslında babam da bu tüfekle çok fazla ateş etmedi. Bizi davet ettikleri av partilerinde, sürek avlarında birkaç el ateş ederdi. Babamın bir de 20 numara bir çiftesi vardı, ben de o çifteyle tarla kuşlarına ateş ederdim”.
Gino Bartoli’nin Imperial Montecarlo çiftesiyle avcılık yaptığı günlerde çekilmiş fotoğraflarında yanında hep Fausto Coppi var. Nitekim Coppi avcılığa daha tutkun bir sporcuydu ve her fırsatta setter tazısı Break ve otomatik Franchi 48 A1 tüfeğiyle kendi memleketi Alessandrino yaylalarında ava çıkardı.
Coppi, önceleri rakibi daha sonra ise arkadaşı olan Bartali’yi 1959 yılının sonlarına doğru Alto Volta tepelerine ava davet etmişti. Gino arkadaşının davetine rağmen o av serüvenine gidememiş ve Fausto Coppi o av sırasında sıtmaya yakalanıp, iyi de tedavi edilemediğinden birkaç gün içinde hayatını kaybetmişti. Bilindiği kadarıyla Gino kaybettiği arkadaşının acı hatırasıyla o çifteyi bir daha kullanmıyor. Bunu bana Villa anlattı, ama Gino’nun oğlu Luigi hatırlamadığından teyit etmedi.
1. Fotoğrafta Gino Bartali (sağda) elinde Imperiale Montecarlo tüfeği ve Fausto Coppi görülüyor. Muhtemelen 1959 yılında ValPadana’da veya Pavia kırsalında çekilmiş. Yanlarında Coppi’nin setter tazısı “Break” de var.
2. Baskülün alt yüzeyinde firmanın adı kakma yazıyla işlenmiş şekilde yer alıyor. Bunlar ünlü usta Medici tarafından yapılan desenler.
3. Tetik korkuluğu koyu renk yüzeyli. Tetiklerin parmağa temas eden yüzeyleri ise tırtıklı.
FROSINONE’DE BİR SİLAH TUTKUNU
Villa zarif silahlara gerçekten tutkun birisi ve Bartali tarafından 14 aralık 1949 tarihinde 103.010 lirete satın alınan 12 numara Imperiale Montecarlo modeli de bu zarif silahlar kategorisinde yer alan bir tüfek. Nitekim çiftenin üzerindeki kakma desenler o devrin en ünlü ustası Francesco Medici’nin elinden çıkma bir başyapıt.
Villa silahı satın alış hikâyesini şöyle anlatıyor: Bana bir gün Luigi Bartali’nin elindeki koleksiyonu satmak istediği haberi geldi. Bu koleksiyondaki tüfeklerden dördü babasına aitti, dört tanesi de kendi tüfekleriydi ve artık ava çıkmıyordu. Silahı görünce zamana karşı nasıl iyi korunmuş olduğuna şaşırdım. Şubat ayından bu yana kakma gravürlerini temizlettim, dipçiğini restore ettirdim, ama zarar verici müdahalelerde bulunulmasını istemedim. Hele mükemmel durumdaki namlularına hiç dokundurtmadım”.
Tüfeğin uzunluğu 1084 mm, toplam ağırlığı 3 kg’a yakın, süper krom kaplama Vickers çelikten yapılmış demiblok namlular 679 mm uzunluğunda, 1.255 gram ağırlığında ve iç çapları 18,4 mm. Şoklar ise 17,8 ve 17,3 mm, yani 6/10 ve 11/10. Dipçik uzunluğu 355 mm, nişan yükseklikleri ise 38-56. Tüfeğin bugünkü durumu aynen ilk üretildiği orijinal durumunda. Namlu köprüsü konik yapıda ve 10-7 mm ebatlı. Villa tüfeği satın alırken Bartali’lerin evinde bütün belgeleri de bulmuşlar. Bunlar arasında 14 aralık 1949 tarihli fatura da mevcut. Nitekim Urbino’daki Franchi fabrikasında müdür Bruno Beccaria bize satışla ilgili muhasebe kayıtlarını da buldu.
Koleksiyoncu Villa, koleksiyonunda Imperiale modeli birkaç tüfek daha bulunduğunu ifade etti ve bunlardan 1981 tarihli olan ve güvercin avı için üretilmiş bir tanesinin üzerinde yine Medici elinden çıkma süslemeler bulunduğunu söyledi: “Bu tüfekleri satmak istemiyorum. İtalyan silahlarının tanıtımını yapmak hoşuma gidiyor. Bence Imperiale Montecarlo İtalya’da o yıllarda üretilmiş tüfeklerin en iyilerinden biri. Bunlarla ara sıra atış yapmaya gidiyorum. Kendimi bildim bileli böyle zarif klasik silahlara tutkum vardır. Ne yazık ki bu tip İtalyan silahları en az ilgiliyi İtalyanlardan görüyor. Halbuki İngiliz silahları karşısında çok yol kat ettik”. 23 yaşından beri bu mesleği yaptığını söylüyor. Şimdi 48 yaşında. Av ve balıkçılık merakı olduğundan 1988 yılında Casilina’da bulunan silah mağazasını devralmış. 1994 yılında yeni baştan yenilemiş ve orta-üst fiyat bandındaki silahların satışına yönelmiş.
1. Modelin kendine has arması
2. Namlular süper krom kaplama Vickers ve demiblok kaynak sistemiyle birleştirilmiş. Uzunlukları 679 mm, ağırlıkları 1.255 gram
3. Kubuz işçiliği mükemmel. İğneler yuvalarına gömülü, kubuz tablası 48 mm uzunluğunda.
İTALYAN ÇİFTELERİNİN EN PRESTİJLİSİ
Imperiale Montecarlo modelinden bahsedip, Franchi firmasına bu en prestijli tüfeğini üretirken yirmili yılların ikinci yarısında ilham veren Belçikalı Thrifays adlı silah ustasından bahsetmemek olmaz. Bu silah ustası 1925 yılında bir anda silah sektöründe ortaya çıkıp, yine aniden ve erken şekilde 1935 yılında ortadan kaybolmuştu. Hakkında bilinen çok az şey var ve yeteneğini kanıtlayan çiftelerden günümüzde geçekten harika estetik ve kaliteye sahip birkaç parça mevcut. Franchi 1926 yılında İngiliz stili tam çakmak çiftelerine alternatif olarak piyasaya prestijli bir tüfek sunma kararı aldığında, işte bu Belçikalı ustanın tüfeklerinden esinleniyor. Bu silahı geliştirme çalışmalarının üç yıl sürdüğünü tahmin ediyoruz, zira Franchi 1928 yılı kataloğunda Holland tipi veya sadece çakmaktan mekanizmalı herhangi bir silah mevcut değil.
Otuzlu yıllarda ise önce Littorio adlı nispeten basit özelliklere sahip side-lock çifte, sonra da Principe adlı dıştan horozlu çifte kataloglarında yer alıyor. Bu çifteyi yine Belçikalı hatlara sahip, ama baskülü Littorio modelindeki ölçüleri taşıyan Imperiale modeli izliyor. Imperiale Montecarlo veya Imperiale S adlı versiyonları bulunan modelin kubuzu ince yapılı, Kubuz göğüsleri ise namlulara itilmiş ve dışa taşmış gibi çıkıntılı, batarya plakaları ise aşağı sarkık yapıda. Imperiale modelinin uluslararası güvercine atış müsabakalarında elde ettiği başarı bir çok atıcının dikkatini çekiyor ve satışları artıyor.
Savaş sonrası yıllarda tüfekte bazı güncellemeler yapılıyor. Kubuz boyu kısaltılıyor ve hafifçe yanlara doğru genişletiliyor, kubuz göğüsleri daha yuvarlak hatlara kavuşuyor ve Thirifays tarafından imal edilen tüfeklerin çizgilerinden uzaklaşılıp, İtalyan stiline daha fazla yakınlaşma oluyor. İlk başlarda klasik İngiliz scroll ekolüne bağlı gravür desenler ve süslemeler ise, daha narin çiçek desenlerine dönüşüyor, bataryaların zarif formuyla bütünlük oluşturuyorlar. İmalat tekniklerinden bahsedecek olursak, namluların dolu demirden üretildiği, kilit takozlarının tornada işlenerek şekillendirildiği demiblok sistemini görüyoruz (burada Franchi gerçek bir devrim gerçekleştiriyor, zira Thirifays tarafından yapılan tüfeklerde pirinç kaynaklı kilit takozları kırlangıç tipi geçmeli pirinç bağlantı parçasına kaynakla monte edilmişlerdi). Silahın namluları müşterinin tercihine göre 660, 680, 710 ve 740 mm uzunluklarda yapılıyor, çaplar ise 12 veya 20 numara oluyor. 16 ve 24 numara tüfekler de ender bile olsa üretiliyor. Nitekim 1957 senesi kataloğunda 24 numara mevcut. Başlangıçta Imperial serisi ortak bir temel yapıya sahipken, giderek daha rafine hale getiriliyorlar.
Genel olarak elde sökülebilir tipte olan bataryaların iki adet emniyet tırnaklı Holland tipi olduklarını görüyoruz. Kilit sistemi ise tipik Purdey. Ortak diğer bir yönleri otomatik fişek çıkartma sistemi ile, baskül alnı üzerindeki iğne yuvaları. O devirde dipçikler müşterinin siparişine göre yapılıyor, ister İngiliz tipi, ister tabanca kabzalı oluyor ve normal cevizden başlayarak, en pahalı Imperiale Montecarlo modelinde değerli radika malzeme kullanılıyordu. Imperiale S modelinde gravürler daha fazlaydı, ImperialeMontecarlo ise üstte bahsettiğimiz radika ahşap malzemeden yapılmış dipçiğinden başka, Purdey tipi uzun kundağı üzerinde altın bir arma bulunduruyordu. Vickers içten krom kaplama namlulara, ya da alternatif olarak Anticorro Poldi veya Antinit Böhler namlulara sahipti.
Imperiale Montecarlo modelinin bilinen iki versiyonu var: Köşeli kubuzlu 5 numara ile yuvarlak kubuzlu 11 numara. Ayrıca zengin donanımlı modellerden Böhler Antinit namlulu Imperiale Montecarlo Extra çok lüks gravürlerle bezenmişti. Sipariş üzerine tek tetikli, otomatik açılmalı ve özel kakma işçilikli modeller hazırlanabiliyordu.
K3, K4 ve K5 işaretlerine bu çiftelerin hepsinde rastlanıyor ve ilk ikisi farklı gravürleri belirtmek için, sonuncusu ise elde yapılan beyaz yüzey işçilikli özel bir Imperiale Montecarlo modelini belirtmek için kullanılan kodlar. (AlbertoRiccadonna)
1. Kasanın çakmaklı iç kısmı görülüyor.
2. Maestro Medici tarafından yapılan çiçek desenli gravürler Belçika ekolünü ve ünlü Hyppolite Corombelle tarzını yansıtıyor. Brescia’lı ünlü kakma ustası kendisiyle bir kez buluşmuş.
3. Imperiale Montecarlo modelinin yaylı çakmakları görülüyor. Brilya kemerli tipte, horoz yaya zincir tipi bağlantıyla tutturulmuş, emniyet çift tırnaklı.
İNGİLİZ CİLASI
“Maurizio Cairola ile silahın çantası ve aksesuarlarının yapımı ve yenilenmesi işlerini koordine ettik. Cilalama işinde eski İngiliz tekniğini kullandık. Stefano Muffolini ise silahın ve gravürlerinin temizlenmesiyle uğraştı”. İş arkadaşı Maurizio Cairola ise 1952 doğumlu ve o da hem silah tutkunu, hem de koleksiyoncu. Söyleşimize o da katıldı: “Koleksiyoncular tarafından Purdey ve Westley Richards marka çiftelerde kullanılan cilalama tekniğini uyguladık. Kavrulmuş keten tohumu yağının birkaç kat atıyorsunuz ve bu işi içine sentetik bir kurutucu veya Tru-oil gibi poliester cilalar katmadan yapıyorsunuz. Dipçiğin üzerinde zamanla oluşmuş mikro gözenekler çok ince fosil unla kapatılıyor, sonra üzerinden yine keten yağı ile geçiliyor. Dokunduğunuzda aynen kadife hissi veriyor. Imperiale modelinde kullanılan ceviz ağacı o devre ait İtalyan ceviziydi. Hafif damarlıydı ama, o zamanlar ana işlevi estetik olmadığından radika gibi üzerinde “aleve” benzeyen desenler ve damarlar yoktu. Bu silah o devrin çok rafine bir çiftesiydi. Ahşap aksamı üzerindeki darbe izlerini de su buharıyla yok ettim, zımpara kullanmadım”.
Rafine ve şık olmasının yanı sıra, bu çifte bir tarihe de tanıklık ediyordu: “Gino’nun ellerinden geçmiş bir çifte olması beni duygulandırmıştı.Gino benim için bir efsaneydi…Bugünkü Tour de France şampiyonu Chriss Froome gibi bir yarışçı değildi. Bizim aşık olduğumuz bisiklet sporu o zamanlar bambaşkaydı. Dipçiğin üzerindeki tırtıklı yüzeyleri temizlerken sanki şampiyonun terini siliyormuşum gibi geldi. O işlem de çok hassastır ve çok ince zımparalarla çalışır, üzerine fırçayla ahşap yağı uygularsınız…tabii isterseniz içine biraz da renklendirici katarak. İngilizler kırmızıya çalan renkler kullanırlar. Dipçiğe oranla kundak sol elinizdeki yüzük, alyans vs izleriyle daha fazla yıpranır”.
Şimdi Bartali’nin kullandığı Imperiale Montecarlo çiftenin harika bir çantası ile harbi, fişek yatağı (London pattern) harbisi, temizlik bagetleri ve diğer aksesuarları da var. Kalaydan yapılma yağ şişesi bir İngiliz tarzı.
“Bu silahların aksesuarları bizim İtalyan kültürüyle pek bağdaşmaz, ama ben Franchi firmasının kataloğunda gördüm, bu Imperiale modelinin çantası aynen İngiliz çiftelerininki gibiydi. Dışı koyu renkli deri, içi ise kırmızı yün yerine yeşile yakın mavide kadife kumaştan yapılmıştı. Benim yaptığım çanta da işte o İngiliz tarzını yansıtıyor. “Light weight” dedikleri çantalardan ve koyu kahverengi köseleden. Yani Franchi tarafından o devirde imal edilen çantaların aynısı Aksesuarlar ise nikel-gümüş alaşımı. Bagetler Madagaskar abanozundan ve siyah bufalo boynuzundan yapıldı. Hepsi elişi”.
1. Tüfek 760 mm namlularıyla 3 kiloya yakın ve 1.084 mm uzunluğunda
2. Pirinç kürecik şeklinde arpacıkları olan namlu ağızları görülüyor. Namlu şeridi dışbükey yapıda ve anti röfle yüzey işçiliği uygulanmış.
3. Kundak kilidi butonlu ve çok basit
4. Dipçik altı korkuluğu uzun ve üzeri gravür desenlerle kaplı
5. Üzerinde Meryemana resmi olan madalyon ve kösele askı Gino Bartali’ye ait.
6. İngiliz stili kundak ince ve çok rahat kavranıyor.
BİSİKLET SPORU TUTKUNLARI
1965 doğumlu Luigi Muffolini de bisiklet sporu tutkunlarından: “Oğlum Luca bisiklet yarışlarına katılır, 23 yaş altı bölge şampiyonu…Ben de 1988 yılına kadar amatör olarak bisiklet sporuyla uğraştım. Bartali’nin çiftesi üzerinde çalışırken, hele Medici ve Galeazzi gibi kakma işçiliği ustalarının eserlerini görünce çok duygulandım. Bu tüfek İtalyan çiftelerinin en karakteristik olanlarından biri ve benim hem bisikletçi hem avcı olarak iki tutkumu da canlandırmış oldu”. Bir gravürün nasıl restore edilmesi gerektiği hakkında ise şunları söylüyor: “Bundaki gravürleri sadece iskarpela kullanarak temizlemek mümkün oldu, vidalarla diğer bazı aksamı dışında rötuş yapılacak yeri yoktu. Kubuzun rengi atmış yerlerini eski haline getirdim, bu arada Medici tarafından yapılmış gravürlerde hiçbir değişikliğe izin vermedim tabii ki. Fazla keskin olmayan küt burunlu bir ıskarpela kullandım, temizleme işlemi bitince de demir tozuyla karıştırdığım Ballistol yağından bir kat uyguladım, 1000’lik çok ince zımparayla hafif bir kat tesviye uyguladım. Rötuşların yapıldığı yerler bile belli olmuyor şimdi”.
Medici tarafından yapılan çiçek desenli gravürler Belçika’daki Hyppolite Corombelle ekolüne ait. Bu konuda Muffolini şu ifadeleri kullandı: Medici gravür sanatının mutlak maestrosu idi. Francotte ve Lebeau-Courallu çifteler üzerinde yer alan gravür stilini İtalya’ya o getirdi. İşte Bartali için özel olarak imal edilen tüfeğin üzerindeki gravürlerde de bu güven ve tutkunun izlerini görüyoruz. Gül desenlerine uygulanmış gölgeler tüfeğe bütün bu zarafeti katan unsurlar. Klasik İngiliz stili tapanın desenleri de öyle. Önemli bir şahsiyet için üretilmiş bu tüfek gerçekten gravür ustası için de bir gurur kaynağı…”.
Medici başka ünlülerin tüfeklerini süslemiş olsa da, bu tüfekteki eseriyle gerçekten gurur duyuyor: “Bu işe 1946 yılında başladım. O zamanlar savaştan yeni çıkmıştık ve fabrika personeli de sayıca değişmişti. Elli kişi kadar yeniden kolları sıvadık ve Franchi’ye altın yıllarını yaşattık. Diğer bisiklet şampiyonu Coppi için de uzun geri tepmeli bir tüfek imal ettiğimizi hatırlıyorum. Gravür desen olarak kazandığı zaferleri altın kakma işlemelerle kazımıştık. Imperiale o zamanların en değerli tüfeğiydi. Ben gravürleri katalogdaki fiyat ve verilen süreye uygun olarak yapardım”.
Şimdi bu tüfeği Beretta üretiyor, ama ben Imperiale Montecarlo için imal edilmişti terimini kullanmayı seviyorum. 1949 yılındaki fiyatı 103.010 liret iken, bir işçinin ortalama aylık maaşı yaklaşık 25 bin liretti. Üzerinden 64 yıl geçti ve şimdi fiyatı yaklaşık 100 bin Euro, bir işçi maaşı ise yaklaşık 2 bin Euro. O zaman bu çifte hem güzeldi, hem de avcıların bir kısmı tarafından erişilebilir fiyattaydı. Şimdi ise buna ancak zenginler uzanabilir. Yani ancak hayal edersin…Yazık.
1. 1. Kakma ustası Stefano Muffolini tüfeğe Francesco Medici tarafından işlenen gravürlerin temizlenmesi ve restore edilmesi işini üstlenmiş; ama belirttiğine göre tüfeğin konservasyon durumu zaten harikaymış.
2 ve 3. Maurizio Cairola (www.cairola.com) değerli silahlar için özel aksesuarlar üretiyor ve eski av geleneği ile ince zevkleri birleştiriyor. Ahşap kısımların restorasyonunu ve çanta ile aksesuarları kendisi yapmış.
4. Frosinone’de silah mağazası bulunan koleksiyoncu Giovanni Villa silahı şampiyon bisikletçi GinoBartali’nin oğlu Luigi’den satın alan ve pırıl pırıl hale getiren kişi. Bu fotoğrafta yine Armi e Tiro yayınevi tarafından çıkartılan Bisiklet Sporu dergisinin tarihi ilk kapağı önünde görülüyor.