Avusturya – İtalyan Askeri Mermileri

8 mm Steyr mermileri sadece tek bir silahta kullanıldı: Avusturya-Macaristan süvari birliklerinin tabancası Roth Steyr 1907. Buna rağmen oldukça uzun bir kariyeri oldu ve birinci dünya savaşındaki yenilgi sonrasında Habsburg hanedanından İtalya’ya ve İtalyan kolonilerine “göç etti”.

Kariyerine Tuna nehrinin karşı kıyısında başladı, sonrasında ise Akdeniz’in karşı kıyılarına geçti ve kariyerini İtalyan sömürgelerindeki birliklerin ellerinde tamamladı. Avusturya kaynaklı arşivlerde bu tabancanın M.7 modeli olarak bakanlığa, yani bilinen adıyla “k.u.k. Kriegsministerium” olarak tanınan mercie 1904 yılında sunulduğunu gösteriyor (Not-1). Gerek silah gerek mühimmatı uzun çalışmalar sonucunda geliştirilmiş, çok sayıda patente konu olmuştu ve bu patentlerden en anlamlı olan ikisi 1899 ve 1900 yıllarında alınmıştı. Tabanca-fişek eşleşmesi o yıllarda eski tasarım askeri silahların pek fazla olmayışı nedeniyle yeni projelerin ürünü olan malzemelerin kullanılmaya başlandığı bir döneme denk gelmişti. Tabii bu da deneme yanılma süreçleri nedeniyle bazen istenilen malzemeyi tam tutturamamak ve sürekli yenilerini denemek gibi bir durumla karşılaşılması anlamına geliyordu. Bu durum özellikle İtalya’da (Not-2) ve Avusturya-Macaristan’da çok sık yaşanmış, on yıllık bir dönem içinde hepsi yeni tasarım olan üç kısa namlulu silah ve bunlara ait üç mühimmat denenmişti: Bunlardan biri 8 mm M.98 Revolverpatrone mühimmat kullanan 8 mm M.98 Revolver toplu tabanca, diğeri 8 mm M.7 Scharfe Repetierpistolen-Patrone çaplı mühimmat kullanan Repetierpistole tabanca, üçüncü ise 9 mm M.12 Steyr-Pistolenpatrone mühimmat kullanan 9 mm M12 Steyr modeliydi.

İlk çıkan yarı otomatik tabancaların bir örneği ile son çıkanlardan biri üst üste görülüyor. Boyutsal olarak M.7 oldukça iri bir tabanca ve çapı hariç Beretta 92 serisinden her açıdan daha büyük. Resimdeki iki tabanca arasındaki en belirgin fark, M.7 modelinde daha ince olan kabza ile, daha dar olan kabza sırtı tırnağıyla tetik arasındaki mesafede. Erkeklerin ortalama boyunun bir altmışın biraz üzerinde olduğu bir devirde, kabza yapısının da bu şekilde tasarlanması normal. Nitekim o devirdeki toplu tabancaların da aynı şekilde küçük ve ince kabzalara sahip olduklarını görüyoruz.

FİŞEK

İtalya’da 8-Roth-Steyr adıyla tanınan fişek, 19.yüzyılın başlarında Avusturya’da , o zamanlar çok yeni olan otomatik tabancalar ve bunların mühimmatları üzerinde yapılan çalışmaların ve deneylerin bir ürünü. O hareketli dönemde Avusturya Macaristan İmparatorluğunda gerçekleştirilen silahların tümü aynı ortak çapa sahipti ve bu çap hiçbir zaman 8 mm’in üzerinde değildi (Not-3). Diğer ortak elemanları besleme sisteminde sıyırmalı fişek atacı kullanılmasıydı ve çıkartılabilir şarjörlü ulusal projeleri olmasına rağmen sonraki dönem Avusturya Macaristan askeri silahlarının bir çoğu da bu özelliğe sahip olarak üretilmişti. Örneğin Dormus 1, 2 ve 3 sayılı model (1892- 1893) ile Kromar 1893 modeli plaketli fişek besleme sistemine sahipti, Coeve Schönberger 1 ve 2 sayılı modeller ise 7,5 mm çapındaydı. Daha ayrıntılı açıklamak gerekirse, Schönberger ve Kromar tabancaların fişekleri çelik mantolu mermi çekirdeği içeren ilk fişeklerdi. M.7 modeline ilham veren Roth-Krnka (Not-4) tasarımı ilk modeller de 8 mm çapında ve 7,5 gram mermi çekirdekli fişekler kullanıyorlardı. Daha sonra bu ölçüler 8 Roth-Steyr projesinde de aynen uygulandı. Kovan şekli ve boyutları ise en az iki geçiş süreci yaşadıktan sonra ortaya çıkmıştı: M.I modeli adıyla 1897’lerde deney aşamasında kalan Roth-Krnka tabancada kullanılan kovan şişe formundaydı (Not- 5), M.II modeli olarak (1903) tanınan tabancanın kovanı ise silindirik yapıdaydı.

8 mm M.7 scharfe Repetierpistolen-Patrone fişeğin teknik resmi görülüyor. 1938 yılından kalma bir fiyat listesinde 8 Roth-Steyr fişeklerin bin tanesinin 599 reichsmark olduğu yazılı, bugünkü rakamla 306 Euro.

Bu ikincisinin fişeği kovan uzunluğu hariç (sonrakiler 18,7 mm iken bu 20,65 mm uzunluktaydı) artık son halini almıştı ve aslında Karel Krnka adını taşıması gerekirdi. 8 Roth-Steyr fişek imparatorluk dönemi askeri mühimmatın tipik unsurlarına sahipti: Pirinçten yapılmış (%67 bakır alaşımlı) kovan ve kapsül ile çelik gömlekli mermi çekirdeği vardı. Kullanılan mermi çekirdeği kalibreye oranla aslında oldukça ağırdı: Aynen 9M38 ağırlığına sahipti (7,5 gram) ve alışılagelmedik şekilde uzundu. Kıyaslama açısından bu mermi aynen 8 MM M.98 Revolverpatrone fişeğin mermisi gibi 17 mm uzunluğa sahipti, 9M38 fişeğin 15 mm uzunluğundaki mermi çekirdeğinden ise biraz kısaydı (Bkz. Armi e Tiro Ekim ve Kasım 2009 sayıları). Kullanılan barut 0,28 gram Scheibchenpulver M.97 idi ve küçük diskler halindeki bu nitro-selülöz barutun yerini daha sonra küçük plaketler halindeki 0,26 gr Plättchenpulver M.11 almıştı. Bunlardaki çalışma basıncı 2.200 atmosfere ulaşıyordu ve M7’nin sağlam yapısı bu basınca rahatça dayanabiliyordu. Namlu ağzından 12,5 metre mesafede ölçülen hız ise saniyede 320 ± 10 metre civarındaydı. Habsburg İmparatorluğu askeri birimleri tarafından kullanılan diğer silah ve mühimmatta olduğu gibi, bunlar da depoda fazla bekletilecek şekilde tasarlanmamıştı.

İkinci dünya savaşında Sovyetler Birliğinde geçerli kurallar uygulanıyordu ve buna göre herhangi bir askeri malzemenin cephedeki istatistiksel ömrünü uzatmaya yönelik bütün çabalar gereksiz bir zaman ve kaynak kaybı olarak nitelendiriliyordu. Yani ayrıntılara önem veren ama bu nedenle maliyeti şişiren mükemmellikçi Alman imalat felsefesinin tam tersi geçerliydi. Bunlara sıkça gösterilen ve Sovyetlerin felsefesini açıklayan örneklerden biri, Alman-Sovyet çarpışmalarının ilk bölümünde, bir avcı bombardıman uçağının ömrü saatlerle ölçülüyordu, zira VV-S uçaklarının Luftwaffe (Alman Hava Kuvvetleri) tarafından havada ya da karada tahrip edilme oranı o denli yüksekti (Not-6). İkinci bir örnek ise Sovyet tanklarıyla ilgili: Bunların toplam maliyeti Alman malı Panther zırhlı araçlarının sadece şanzımanının fiyatına eşitti. Avusturya-Macaristan yapımı mühimmata gelince, birinci dünya savaşı için üretilenlerin (bilhassa uzun namlulu silah mühimmatının) ömrü de son derece kısaydı, zira herhangi bir koruyucu kullanılmamış çelik gömlekleri çok kısa sürede okside olarak paslanıyor, kovan ağzı ve/veya omuz kısmında yetersiz dikiş olmasından çatlaklar meydana geliyordu.

1.

2.

3.

4.

1,2,3 ve 4 sayılı fotoğraflarda M.7 ateş ederken görülüyor. Geri tepme, hem silah ağır olduğundan, hem de nispeten uzun bir eksende hareket eden ağır kütlelerden oluşan çalışma sistemi nedeniyle oldukça yumuşak. Kovanlar ise bilhassa kovan çıkarıcı ve fırlatıcı ucun merkezi pozisyonundan dolayı rastgele her yöne fırlatılıyor. Bir nevi çift hareketli tetik sistemi şablonunda çalışan tetiğin düşme ağırlığı bir P38’den bile fazla ve beş ile yedi kg arasında değişiyor. Süvari birliklerine dağıtılan M.7’nin atın sert bir hareketiyle kazara ateş etmesini önlemek için çok ağır bir tetik tercih edilmiş. Ama bir yandan da, neredeyse bir asır sonra, artık atların ve süvarilerin olmadığı bir devirde, tek hareketli tetik sistemine sahip Beretta 34 modelinin 4,5 kg tetik düşürme ağırlığı olduğunu unutmayalım.

Birinci ve ikinci dünya savaşları arasında M.7 ve mühimmatı Avusturya’da henüz sınırlı sayıda kullanılıyordu. 1937 yılında Avusturya federal ordusu bağımsız olarak son alım sözleşmesini imzaladı ve buna göre Hirtenberg adıyla tanınan Hirtenberger patronen, zündhütchen und metallwarenfabrik şirketi bu orduya tam 10.000 adet fişek sattı. Miktarı tam bilinmeyen başka bir askeri ihale sözleşmesi de, ki muhtemelen son ihaleydi, 1938 ağustos ayında imzalandı. Avusturya silahlı kuvvetleri Anschluss sonrasında Üçüncü Reich ile ittifak içinde olduğundan, bu mühimmat resmi olarak Wehrmacht için (Not-7) satın alınmıştı. Fişek tablalarında sivil piyasa için vurulan Hirtenberg damgaları vardı, ama Staatfabrik-Wöllersdorf fabrikasından gelen 10 fişeklil standart askeri kutulara paketlenmişlerdi. O devirde üretilen fişekler kupro-nikel kaplamalı mermi çekirdeğine sahipti.

ÜRETİCİLER

Roth-Steyr 8 mm fişek Hirtenber firmasının yanı sıra, Viyana’daki Georg Roth (Not-8), Budapeşte’deki Manfred Weiss Patronenfabrik, Milano’daki Léon Beaux amp;C. Ve İtalyan Fiocchi tarafından üretildi. İtalya’da da üretilmiş olduğundan şu an muhtemelen elimizdeki M.7 mühimmat yerli malıdır. Nitekim koleksiyoncuların elinde de Fiocchi tarafından 1918 yılında üretilmiş 8 mm Roth-Steyr fişekler mevcut. M.98 toplu tabancanın 8 mm çaplı fişeği için de aynı şey geçerli, zira bu fişeklerden de günümüzde üzerinde “FIOCCHI 1918” damgası bulunan örnekler var.

VERSİYONLARI

8 mm Roth-Steyr fişek en az beş farklı tipte üretildi. Scharfepatrone: Almanca yazılmış askeri kullanım kılavuzlarında bu mühimmat her zaman Scharfepatrone adıyla yer alıyor. Tam karşılığını İngilizlerin, normal fişekleri ses fişeklerinden ayırt eden live ammunition tanımlamasından türeterek “canlı fişek” şeklinde tercüme edebiliriz, ama bizim kullandığımız haliyle “mermili fişek”, yani normal “fişek” şeklinde bir tanımlama daha doğru olur. Irreguläre Scharfepatrone: Bunu da “askeri mühimmat dışı” olarak tanımlayabiliriz. Son derece ender rastlanan bir mühimmat, ama Roth katalogunda yer aldığına göre tek üreticisi olan bu firma tarafından az sayıda bile olsa üretilmiş. Bu fişeğe atıfta bulunan yegane kaynakta “Art Scheibenschußpatrone” ibaresiyle yer alıyor (tam çevirisi Skeet atıcılığı fişeği, ama buradaki Scheiben kelimesi Tirollerde yapılan geleneksel atıcılık müsabakalarındaki boyanmış ahşap tabak anlamına da geliyor), ama aynı kaynakta bu fişek için Jagdpatrone (av fişeği) tanımlaması da geçiyor. Muhtemelen o devirde moda olan tabanca-karabina karışımı deneysel bir Roth-Krnka silah için üretilmişti. Beschießpatrone: Dolu fişekler arasından tipik parafinli olmayan yegane versiyon.

1.

2.

3.

4.

5.

1. 8 mm Roth-Steyr ile yanında katili 9 parabellum görülüyor. Katili diyoruz çünkü 9 milimetrelik bir düzineden fazla askeri fişeğin yanı sıra muhtelif 7,65’lerin kullanımına da son verdi. Her ikisinin de kovanı 19 mm boyunda ve aralarında çap olarak sadece 1 mm bulunsa da, 9 parabellumun yanında 8 mm Roth-Steyr bir hayli zayıf görünüyor.

2. Sağda, üstteki iki fişeğin mermi çekirdekleri görülüyor. Burda 8 mm Rosth-Steyr rövanşı kısmen alıyor, çünkü çekirdeğinin ağırlığı 9 parabelluma eşit, ama boy olarak rakibini geçiyor.

3. Resimde 8 mm M.7 scharfe Repetierpistonel-patrone (solda) standart askeri konfigürasyonunda (7,5 ± 0,1 gram çekirdek; 18,70 ± 0,05 mm kovan; 0,28 ± 0,01 gram Schiebchenpulver M.97 barut). NATO renk yönetmeliği siyah boyalı uçları delici (perfore edici) mermileri belirlemekte kullanıyor. Kraliyet ordusu ise siyah uçlu mermiyi (ortadaki) Tormentioren adı verilen güçlendirilmiş (zorlamalı) testleri işaret etmek amacıyla kullanıyordu. Sağda ise Unterrichtspatrone, yani devinimsiz fişek düz kovanlı versiyonuyla görülüyor.

4. Imperial-regie dönemi fişeklerin tipik dip tablası dört çentiğin böldüğü dört bölümden oluşuyordu ve bu bölümlerin üzerinde üreticinin markası, parti numarası ve ikiye bölünmüş üretim yılı yer alıyordu. G.R. harfleri ise o devrin en önemli sanayi markalarından biri olan Georg Roth Aktiengesellschaft firmasının logosu. Bu şirketin dört fabrikası vardı, 1866 yılında kurulmuş, 1928 yılında ise kapanmıştı.

5. İtalyan yapımı 8 mm Roth-Steyr fişekler arasında koleksiyonculuk açısından en ilginci hiç kuşkusuz 1918 yılında üretilen Fiocchi. Artık koleksiyoncular için çok ender bulunan bir parça. Savaş döneminin acil ihtiyaçları çerçevesinde alelacele yapılan özensiz üretimler bu fişeğe de yansımış ve resimde kapsül deliğinin hafifçe eksen dışına kaymış olduğu görülüyor. M.7 sadece 1981 yılında ulusal katalogda genel silah olarak sınıflandırıldı. Başka deyişle, 1918 yılından 1981 yılına kadar Fiocchi ya da Béaux genelde koleksiyon amaçlı birçok mühimmat ürettiler (en azından ikinci dünya savaşından sonra bu hep böyle oldu), ama hukuken (ve mantık dışı olarak) bunlar 9 mm M.12 Steyr-Pistolenpatrone gibi askeri mühimmat addediliyordu.

Eski Avusturya askeri terminolojisinde Tormentieren olarak adlandırılıyormuş. Diğerlerinden siyaha boyanmış ucu ve tablasıyla ayrışıyor. Barut olarak bu fişeklerde ilk başta 0,32 gram ScheibenPulver M.97 kullanılmış, daha sonra bu barutun yerini 0,30 gram Plättchenpulver M.11 almış. Bu fişekten günümüzde sadece iki dünya savaşı arasındaki zaman diliminde üretilmiş olan örnekler mevcut. Leherenpatrone: Bu da son derece ender rastlanan ve bazı koleksiyoncularda bulunan bir fişek. İki tipi mevcut: No.1 sadece kovandan oluşuyor, No.7 ise kovanla birlikte sahte fişek de içeriyor. Unterrichtspatrone: Devinimsiz bir fişek, standart mermi çekirdeğinden daha uzun olan bir çekirdekle donatılmış, zira tablanın iç kısmına dayanan çekirdeğin bir müddet sonra kovanın içine geri girmesi önlenmek istenmiş. Düz, kanallı delikli ve kombine kovanlı versiyonları mevcut. Kuru sıkı fişekler ise hiçbir zaman üretilmemiş.

TABANCA

Avusturya-Macaristan silahlı kuvvetleri 98 modeli revolveri tercih ettiklerinde güçlü bir toplu tabanca askeri birliklerde son kez kullanılmış oluyor. M.7 modeliyle de ilk kez yarı otomatik bir tabanca kullanılmış oluyor. Bu ilk saptamaya itiraz eden olmasa da, M.7 tartışma konusu zira örneğin 4 mayıs 1900 tarihinde İsviçre askeri birimlerinin Pistole, Ordonanz 1900, System Borchardt-Luger gibi tabancaları kullandığı biliniyor, Belçika Krallığı ise askerlerini 3 temmuz 1900 tarihinde 900 model FN Browning tabanca ile donatıyor (Not-9). Ama o tarihlerde bu iki ülke de güçlü ülkeler klasmanında değil. O zamanlar İtalyan deniz kuvvetleri de Mauser 1899 modelini kullanmaya başlamışlardı ve Avusturya imparatoru Franz Jozef İtalya’yı da güçlü devletler sınıfına sokmadığından bu duruma kızıyordu. 4 Kasım 1918 tarihine kadar yaşasaydı belki de fikrini değiştirmek zorunda kalacaktı. Ama bir gerçek var ki, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ilk yarı otomatik silahların denenmesinde öncü olmuştu. 1892 tarihinden itibaren en az on adet yarı otomatik silah modeli ordunun Artilleriezeugsorganisation adlı birimi tarafından denenmişti. Testlerden geçen bazı modeller ise sınırlı sayıda üretildi ve devriye birliklerine dağıtıldı. M.7 otomatik tabanca ile M.98 revolveri birbirine bağlayan diğer bir özellik de namlu iç çapının o devirde yaygın bir alışkanlık çerçevesinde ordudaki uzun namlulu bazı silahlarla aynı olmasıydı (Not- 11).

Savaş sonrası döneme ait İtalyan yapımı 8 mm Roth-Steyr görülüyor. Soldan itibaren Milanolu Béaux amp; C. ile Lecco’lu Giulio Fiocchi firmasının fişekleri yan yana. Bilindiği kadarıyla 1918 yılından sonra İtalya’da üretilen fişeklerde üretim yılı yazmıyor, yazanlar da sadece askeri üretim olanlar. En eski tarihte üretilenlerde kapsül genelde tombaktan (bakır-çinko alaşımından) yapılmış, daha sonra bu malzemenin yerini önce pirinç, daha sonra da nikelli pirinç alıyor. Mermi çekirdeği gömleğinde hiç bir zaman çelik kullanılmamış, bunun yerine muhtelif dönemlerde İtalya’daki üretimlerde dönüşümlü olarak maillechort (bakırnikel- çinko alaşımı), pirinç ve tombak kullanılmış olduğunu görüyoruz. Her iki İtalyan üreticinin fişeklerinin tablalarında Avusturya-Macaristan fişeklerinde görülen tipik yıldız sembolleri mevcut.

Özellikle M.7 özel bir sınıfın (süvari birliklerinin) kullanımı için tasarlanmıştı ve bu da o devir için pek alışılagelmedik bir durumdu, zira belli birliklere o dönemde tabanca değil sadece uzun namlulu silahlar dağıtılıyordu (Not-12). Savaş başladığında süvari birliklerinin giderek piyadeye dönüşmesiyle imparatorluk ordusu da M.7 tabancaları geri çekmeye ve bunları mitralyöz, topçu, öncü keşif-gözetleme birimlerine dağıtmaya başladı. Bu silahın hem Avustırya’da hem de Macaristanda imal edilmiş olduğu biliniyor, üreticinin adı da silah üzerinde yer aldığından aralarındaki farkı ayırt etmek zor olmuyor. Ian Van Hoog ve John Weeks’e bakılırsa (Not-13) bu silahtan yaklaşık 80.000 örnek üretilmiş (50.000 Steyr tarafından, 30.000 ise Fegyver és Gépgyar tarafından). Tabii bunlar kesin değil ve belki de biraz abartılı tahmini rakamlar. Üretime ne zaman son verildiği hakkında da mutabakat yok. Bazı kaynaklar Avusturya’da üretimin 1913 yılında, Macaristan’da ise 1914 yılında durduğunu belirtiyor. Yine Ian Van Hoog’a göre savaş sonrası küçük bir miktar daha üretim yapılmış. Bazı araştırmacılar M.7 modelinin 1927 yılına kadar üretimde kaldığını iddia ediyor. Belgeye dayalı kanıt mevcut değil, yegane kanıt bazı silahların üzerindeki test tarihi, ama bu damga da her silaha vurulmamış. Tabii test tarihinin üretim yılıyla çakışması da her zaman mümkün değil.

1.

2.

1. 8 mm Roth-Steyr fişeklerin de bazısı yazı içeren bazısı içermeyen örnekleri var. Resimde solda görülen fişek muhtemelen Fiocchi üretimi.

2. İtalya aralıklı bile olsa en az yarım asır boyunca birinci dünya savaşındaki Habsburg hanedanı askeri birliklerine mühimmat üretti. Bunlar resimde soldan itibaren şöyle sıralanıyor: 8 mm M.98 Revolverpatrone; 8 mm M.7 scharfe Repetierpistolen-patrone; 9 mm M.12 Steyr- Pistolenpatrone ve 8 mm Mannlicher M.93. Bu sonuncusu İtalya’da 8x50R olarak tanınıyor.

Ama kesin olan bir şey varsa, o da 1914 yılından sonra teste tabi tutulmuş M.7 bulunmayışı. İtalya’da M.7 iki savaş arasında bazı yan hizmetlerde kullanılmış. Savaş tazminatı olarak alınan büyük miktarda silahların da birçoğu Afrika’daki İtalyan kolonilerine gönderilmiş, oradaki yerli askerler M.7 ile donatılmışlar, ama bu ülkeler elden çıkınca, silahlar da orada kalmış. Bu tabancalar oradaki askeri birliklerde Mannlicher M.95 misket tüfekleri ve Schwarzlese mitralyözlerle birlikte kullanılmışlar. Bu silahların mühimmatı iki savaş arası dönem ile ikinci dünya savaşı sırasında yapılan 8x50R fişek ihaleleriyle karşılanmış. Savaş sonrası gerek Avusturya’da gerek İtalya’da elde kalan az sayıda M.7 partizanların eline geçiyor. Savaşlar ve çatışmaların sona ermesiyle M.7 tabancanın ve fişeğinin de kaderi belli oluyor ve yirmi yıllık bir kullanım süresi sonunda artık modası geçmiş eski bir mühimmat olarak Balkanlar dışında neredeyse her yerde kullanımdan çekiliyor. 8 mm Roth-Steyr çaplı fişek yatağına sahip silah üreten başka üreticiler olup olmadığını da bilmiyoruz. İşte gerek doğduğu ülkede, gerek İtalya’da askeri hizmetlerde kullanıldıktan sonra, M.7 iri boyutları ve ağırlığı nedeniyle kişisel savunma silahı olarak da kullanılamayacağından, artık sadece bir koleksiyoncu parçası olarak tarihteki yerini alıyor. Yine de 8 mm Roth-Steyr fişeğin 1976 yılına kadar Fiocchi firmasının kataloglarında yer aldığını belirtelim.

Fişeklerin hazneye girişini kolaylaştıran itici donanımlı plaka görülüyor. Bunun bilinen üç tane üreticisi var: Hirtenberg tarafından üretilen plakaların üzerinde HP logosu yer alıyor, Roth tarafından üretilenlerde GR logosu var, Weiss tarafından üretilenlerde ise W harfi bulunuyor. Solda, aşağıda: 10 fişeklik plakaların standart paketleri görülüyor. Roth savaş öncesi döneme ait bir kutu ile aynısının bir de savaş dönemine ait olanı var. Üçüncü kutu ise 8 mm M.7 mühimmatı için 1938 yılında yapılan son askeri ihaleye ait. Hirtenberg tarafından üretilen fişekler Wöllersdorf kentindeki fabrikada paketleniyordu. Sivil kullanıcılara ait mühimmatın paketleri ise (sağda) sadece 25 fişeklik kutulardan oluşuyordu. Bu paketlerde muhtemelen sıyırmalı fişek ataçları da yer alıyordu ama, M.7 Repertierpistole fişekler plakasız yani dağınık şekilde de satılıyordu. Bu versiyon da iki savaş arasında Hirtenberg tarafından üretilmişti, ama daha sonra Béaux ve Fiocchi tarafından üretilen örnekleri de olmuştu. İtalyan yapımı olan en altta görülen kutu ve üzerinde fişeğin bire bir boyutta resmi yer alıyor. İtalyan kutulardan birinde ayrıca Steyr yazısı yanlışlıkla Steyer olarak yazılmış. O devirde böyle baskı hataları da çok sık gerçekleşen olaylardandı.

Yani iki büyük savaş arası dönemde sadece devlet birimleri tarafından kullanılan M.7 ve mühimmatı, piyasada fişeklerinin bulunabilmesi nedeniyle yakın geçmişe kadar siviller tarafından da kullanılabildi. İtalya’da ulusal kataloga dahil edildiği yıl olan 1981 yılına kadar bu silaha poligonlarda acaba kaç kişi rastlamıştır? Kesin verilere sahip olmasak da, kuşkusuz önemli sayıda kullanıcı vardı, zira aksi takdirde 8 Roth-Steyr fişek uzun süre üretimde kalmazdı. Tabii bir de şu var ki, Fiocchi firması dünyadaki bütün mühimmat üreticileri arasında çok eski fişekleri satış katalogunda (katalogun Old Style bölümünde) uzun süre tutan yegane üretici. Bu da ilgili çevrelerce bilinen bir husus olduğundan, alımlar hep bu firmaya yönele gelmiş ve bazı çok eski modellerin arzı uzun süre devam etmiştir. Üretimi üzerinden yetmiş yıldan fazla bir süre geçtikten sonra, M.7 modelinin zayıf noktası olan ve defalarca elden geçirilen tetik sistemi kendi vatandaşı Glock üzerinde kullanılmaya devam ediyor ve George ile Karel’in hatırasını canlı tutuyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here