DPMS LR308

İtalyan ithalatçı firmanın talebi üzerine üretilen bu silah Ar10 modelinin özel bir versiyonu: Namlu her zamanki gibi 24 inç 1:10”, ama üst gövde üzerinde kızaklar ve elle fişek sürme işlemini kolaylaştırmak için önden yardımlı (forward asist) gaz bloğu sistemi mevcut. Beklentileri karşılayan bir silah.

DPMS LR308 tüfek yıllardan beri İtalyan pazarında satılıyor, hatta kataloga ilk girişi 2003 yılında gerçekleşmişti. Dolayısıyla bazıları haklı olarak şimdi yeni olan ne var diye soracaktır. Buradaki yenilik öncelikle Sant Claud’un katalogunda bile yer almayan bu versiyonun İtalyan ithalatçı tarafından özel olarak sipariş edilmiş olması. Böyle bir talep, Amerikan tüfeklerine karşı beğenisi olan silah tutkunlarının ve ileri düzeyde atıcılık sporu ile ilgilenenlerin gereksinimlerine cevap verebilme amacından kaynaklanıyor. Şu an pazarda yarı otomatik Amerikan tüfeklerinin karaborsaya düşmüş olması bir dizi faktörün bir araya gelmesi sonucu ortaya çıkmış durumda: Alakasız kişiler tarafından “askeri tipte” silahlara karşı aklı ve mantık dışı pozisyon alınması ve İtalya gibi “güvenilmez” ülkelere giden “Ar-style”(Army Style, askeri görünümlü) silahlara ABD tarafından konulan ambargo neticesinde, bugün “made in Usa” Ar10 ve Ar15 bulmak neredeyse olanaksız hale geldi. Bu silahlara olan güvensizliği körükleyen diğer bir etken de aslı astarı olmayan ve hatta sektörde faaliyet gösteren bazı firmalar tarafından bile ortaya atılan saçma sapan ve art niyetli dedikodular, “bu silahları artık kullanmayan ve başkalarına devredenlerin nihai kullanıcı (end-user) evlerine FBI tarafından arama amaçlı gece baskınları düzenlendiği” yolundaki söylentiler oldu.

Düşük profilli kızağın amacı, silaha yüksekliği minimum olanlardan 42 veya 44 mm’lik dürbün monte edebilmek.

Bütün bunlar birçok silah tutkununun ilgisini kolayca edinilen, ama her zaman ABD üretimi olanların kalitesine erişemeyen Avrupa üretimi Ar-style tüfeklere yöneltti. Nitekim Avrupa’da üretilen klonlar her zaman “milspec” standardında değiller ve bu nedenle Ar10 platformu değiştiği için Amerikan standardında Yan sanayi (aftermarket) parçalar kullanma şansı da olmuyor ve silahı müsabaka düzenine getirmek zor ve pahalı oluyor. Reggiana’da faaliyet gösteren Gunstrade firmasının Ar platformunda sivil silahlar üreten en önemli ABD’li üreticilerle yıllardan beri süregelen ticari ilişkileri sayesinde, nihayet LR308 modelinin profesyonel atıcıların farklı gereksinimlerine cevap verebilen özel bir versiyonunu elde etmek mümkün oldu.

ÖZELLİKLERİ

Özel sipariş üzerine üretilen bu silah ile normal LR308 arasındaki başlıca farklar, bu silahta forward asist donanımlı bir düşük profilli üst gövde A3 flat top ile, kızaklı bir gaz blok ve bir de tozdan koruyucu kapak bulunması. Bu özellikleri ile bu LR308’e farklı dürbünler, özellikle de 42 ya da 44 mm objektifli olanlar monte edilebilir. Ancak objektifin yüksek olmayanlardan seçilmesi gerekiyor, zira normal üst gövde üzerindeki yaklaşık bir santim yüksekliğindeki kızakla daha kalın objektiflerin monte edilmesine izin vermiyor.

Bu özellikleriyle, herhangi bir ilave gerektirmeden, yani daha kutusundan çıkarır çıkarmaz Ar10 platformu performansı sağlayabilecek ve Oberland ya da Hecler amp; Koch gibi Avrupalı rakipleriyle boy ölçüşebilecek bir atıcılık silahı olabilir. Üstelik hem daha iyi fiyata, hem de ABD’lilerin imalat özellikleri ve standartları sayesinde silahta sınırsız sayıda kişiselleştirme yapabilme şansına sahip olarak.

Sürgü tutma mandalının (hold open) alt kısmı elle müdahale edebilmeyi kolaylaştırmak için daha iri hale getirilmiş.

Mekanik açıdan baktığımızda ise silahta değişen hiçbir şey yok diyebiliriz. Upper ve lower (alt ve üst gövde) klasik şekilde 7029-T6 aluminyum alaşım malzemeden üretilmiş. Üst gövde enjeksiyon pres yöntemi ile, alt gövde ise dolu malzemeden işleme yöntemiyle imal edilmişler. Silahın çalışma sistemi ise vazgeçilmez şekilde Stoner mekanizmalı. Stoner sisteminde namlunun yaklaşık yarısına isabet eden noktada bir delik mevcut ve ateş etme eylemi sonrasında açığa çıkan gazların bir kısmı tüpe, oradan da sürgü yatağına transfer ediliyor.

Sürgünün iç kısmı oyuk ve krom kaplamalı. Gazların genleşmesi ile sürgü yatağı namlu ile aynı eksende bir itme gücüne maruz kalarak geriliyor ve oldukça yumuşak ve doğrusal bir geri tepme reaksiyonu üretiyor. Geri tepmenin yumuşak ve doğrusal olması sayesinde önemli ölçüde namlu şahlanması yaşanmıyor. Zaten “Armalite Rifle model 10” klonların bu silahla aynı çizgide bir yapıya sahip olmaları bir tesadüf değil, çünkü bu yapı yüksek isabet hassasiyetine sahip yarı otomatik yivli tüfekler için en iyi platformlardan biri olarak kabul ediliyor. Sürgü yatağı her zamanki gibi dört adet siyahlaştırılmış parlak kılavuz rayla donatılmış durumda; bunlarla beraber bolt carrier key (sürgü taşıyıcı kolu ) ve üst gövde mükemmel bir bütün oluşturuyorlar. Sürgü ile namlu kuyruğu (barrel extention) arasındaki bağlantı noktası da aynı şekilde özenli bir işçilik kalitesine sahip. Sürgü üzerinde klasik 6 adet kilit takozu mevcut ve bunlar 3’erlik iki grup halinde radyal bir diziliş düzenindeler. Daha alçak konumda bulunan yedinci tırnak ise kovan tırnağının karşısına yerleştirilmiş ve kırılma halinde emniyet tertibatı görevi görüyor. Takozların yerleşim şekli sayesinde sürgünün yüzü her zaman namlu eksenine çapraz pozisyonda kalıyor ve iri namlunun isabet hassasiyetinden azami ölüde yararlanabilme şansı doğuyor.

İki kademeli tetik mekanizması olumlu özelliklere sahip, ama standart tipte olduğundan daha performanslı aftermarket ürünlerle değiştirilebilir.

Üst gövdede (upper receiver) “forward asist” sistemi var: Bu kumanda mekanizmasının silahın farklı kullanım amaçları çerçevesinde taktiksel açıdan yararları olacağı gibi bir varsayımı bir kenara koyarsak, özel olarak talep edilmesindeki esas neden, atıcılara fişeği yatağa elle sürebilme ve bilahare sürgüyü kapatabilme olanağı tanımaktan kaynaklanıyor. Bu şekilde, silahın kalibresi için öngörülen maksimum ölçülerden daha uzun olan özel dolum fişekleri kullanma şansı da doğmuş oluyor. Aksi takdirde, yani forward asist sistemi olmadan bu fişeklerin şarjörden fişek yatağına geçmeyecekleri malum, zira Ar10 modellerinde bulunan “T” şeklindeki tipik kurma kolu sürgü yatağına bağlı değil ve dolayısıyla sürgüye kapanışı sırasında eşlik ederken, kurma yayının gücü, kovan eteğini çıkartıcı tırnaktan aşırmaya veya kovan atıcının elastik pistonunu sıkıştırmaya yetmez.

Kopya edildikleri orijinal silahta olduğu gibi, icra yayı dipçiğin içindeki tüp şeklindeki bölmeye konulmuş ve görevini hafif alaşımlı metalden yapılmış içi oyuk olan ve anti-şok tipte bir rulmanla donatılmış bir tampon vasıtasıyla yapıyor. Ayrıca burada her biri 16,5 gram ağırlığında olan ve aralarına sentetik amortisörler yerleştirilmiş bulunan altı adet ağırlık kütlesi var ve bunlar tamponun (buffer) ağırlığını toplamda 153 grama getiriyorlar. Bu ağırlıklar (safralar) gerektiğinde çıkartılabiliyor ve bu şekilde 531 gramlık ağır sürgüyü tekrar kurma pozisyonuna getirmekte yetersiz kalabilen daha yumuşak (hafif) tipte mühimmat kullanıldığında bile silahın sorunsuz çalışmasını sağlıyorlar. Her halükarda sürgünün hareketi gayet akıcı ve bu nedenle mühimmatın şarjörden fişek yatağına aktarılması düzgün ve hassas bir şekilde gerçekleşiyor.

Sürgü yatağı ve döner kafalı sürgü altı adet kilit takozuyla görülüyor (güvenlik amaçlı yedincisi kovan tırnağının karşısında)

Fişekler saç malzemeden yapılmış çıkartılabilir tipte klasik kutu şarjör içinde yer alıyor ve bu şarjörün teorik kapasitesi 10 fişek, ama ABD’deki bazı yasal düzenlemeler nedeniyle içlerine konulmuş olan (ve istenirse çıkartılabilen) parçalarla bu kapasite 4 fişekle sınırlanıyor. İtalya’da ise kısa şarjör kullanımı yasal gerekliliklere bağlı değil ve özellikle hiçbir yararı olmayan ulusal silah katalogu uygulaması iptal edildikten sonra böyle bir gereklilik kalmadı. Bu tip şarjörlerin bizdeki kullanım amacı daha ziyade şarjör değiştirme işlemleri sırasında sehpa üzerinde kurulu silahı yerinden oynatmamak ve değiştirme işini hedefe yönelik silahı yerinden kıpırdatmadan yapmak. Silahın şarjör yuvası her halükarda daha uzun tipte ve piyasada bulunabilen yan sanayi şarjörlerin de kullanılabilmesine izin verecek şekilde yapılmış. Örneğin bu piyasada bulunan polimer malzemeden yapılmış Magpul P-Mag veya metal malzemeli diğer şarjörler bu silahta kullanılabiliyor. Şarjör çıkartma kumandası klasik yerinde, yani alt gövdenin sol tarafında tetik köprüsünün ön-üst kısmında. Bu pozisyonuyla sağ elini kullanan atıcılara işaret parmaklarını kullanarak ve silahı bırakmadan kolayca şarjör düşürme şansı veriyor. Emniyet mandalı da gövdenin sol tarafında, yani sağ elini kullanan atıcılara göre dizayn edilmiş.

Silahın temel bileşenlerinden biri de tetik mekanizması: Standart tipteki mekanizma istenirse ABD üretimi tüfeklerde kullanılan diğer tipteki tetik paketleriyle değiştirilebiliyor. Bu arada şunu da belirtelim ki, Ar15 modelleri için “match” tetik mekanizması üreten bazı firmalar, bunların Ar10 modelleri üzerinde minimum yük (tetik düşürme ağırlığı) seviyesine ayar edilmemeleri konusunda uyarıda bulunuyorlar, zira özellikle .308 Winchester mühimmatla ateş ederken, hafif düşürme ayarı yapılmış tetik mekanizmaları .223 remington mühimmatla yapılan atışlara nispeten güvenlik zafiyetine neden olabiliyor. Her halükarda tüfeğin üzerindeki tetik mekanizmasının gayet iyi çalıştığını, toplamda 2.500 gram olan tetik düşürme ağırlığının iki kademeli olarak ikiye bölünmüş olduğunu belirtelim. Birinci tetik düşme zamanı kademeli ve akıcı, ikincisi yani bunu izleyen tetik düşüşü ise net ve öngörülebilir tipte. Dolayısıyla LR308 sahibinin piyasadaki match tetik gruplarına yöneleceğine ve silah üzerindeki tetik grubunu değiştireceğine ihtimal vermiyoruz.

Lr308 modelinin yandan komple görünümü

NAMLU VE DİĞER AYRINTILAR

Özellikle isabet hassasiyeti söz konusu olduğunda yivli tüfeklerin en önemli aksamı hiç kuşkusuz namlu-el kundağı bütünü. Tüfeğin namlusu 24 inç (660 mm) uzunluğunda, silindirik ve ağır tipte (bull barrel), el kundağın altına isabet eden noktada çapı tam bir inç iken, gaz sisteminin olduğu bölümde 0,936 inç’e (23,8 mm’ye) düşüyor, namlu ağzında ise daha da daralarak 23,4 mm oluyor. Namlunun bu profili hem daha rijit bir yapıya sahip olmasını, hem de kanallı yapısı ve sahip olduğu bu ağırlığıyla ısıya dayanımının yüksek olmasını sağlıyor, ayrıca ağırlık merkezi de kaydırılarak zaten az olan namlu şahlanması asgari seviyeye iniyor.

Namlu içinde her zamanki gibi sağa kıvrımlı altı adet yiv set olduğunu görüyoruz. Sabit hatve oranı 1/10” ve namlu ağzında bir koruyucu taçlama ile son buluyor. Namlu 416 sınıfı paslanmaz çelikten ve parlak yüzeyli, ayrıca ısı genleşmesini önleyecek mekanik bağlantı noktaları olmadığından esnek tipte. Bunu sağlayan ise mekanik sistem, zira gaz tüpü sadece gaz bloğuna sabitlenmiş durumda, gövdede ise her türlü bağlantı noktasından yoksun bir kapakçık içinde yer alıyor ve ileri geri hareket edebiliyor. Ayrıca gaz bloğu namlu bağlantısı da kütleyi bir uçtan bir uca delen pimler kullanılmadan gerçekleştirilmiş, sadece namlunun anormal gerilimlerini önleme amaçlı iki küçük vida mevcut. Ayrıca geleneksel modelin yerine daha hafif ve ince olan düşük profilli gaz girişi kullanılmış olması, namlunun titreşim rejimi sırasında hareket eden kütlelerin etkisini de azaltıyor. El kundağı namluya bağlı değil, sadece stabil şekilde fişek yatağı yakınında bulunan namlu sapına sabitlenmiş durumda. El kundağı hafif alaşımlı metalden üretilmiş bir “tüpten” oluşuyor ve gaz girişinin olduğu noktaya kadar namluyu sarıyor. Bütün bu özelliklerinin yanı sıra, mühimmat besleme sisteminin de “yumuşak” ve düzgün çalışması, DPMS’nin iç ve dış balistik sisteminin aynen bir bolt-action (mavzer mekanizmalı tüfek) gibi hassas ve güvenli olmasını sağlıyor.

ATIŞ TESTLERİ

Tüfeğin isabet hassasiyetini 200 ve 300 metrelerden test ettim. Öncelikle belirteyim ki, hazır mermilerle yaptığım atışların hepsinden iyi performans alamadım, özellikle de 168 grs Hpbt Sierra Matchking mermi ile doldurulmuş Remington Premier Match fişeklerden. Dolayısıyla kendi doldurduğum mermilerle ateş etmeyi tercih ettim. Atışlar sırasında ön tarafa yerleştirilen çift ayaklı “Harris br” sehpadan yararlandım. Bunu takmak için el kundağının altında özel bir bağlantı noktası mevcut. Arka destek kullanmadım ve silaha performansından memnun olduğum “Sightron SIII ss 8-32×56 Lrmoa” dürbünü taktım. Kendi doldurduğum fişeklerde Norma ve Hornady match kovanlar, Sierra Mk 155 grs, Lapua Scenar 155 grs, Sierra Hpbt 168 grs ve Berger Hpbt 175 grain çekirdekler kullandım, barut olarak da çok iyi iş gören Vihtavuori N140 doldurdum. İlk yaptığım dolumda 41,5 grain N140 barut, Scenar 155 grs çekirdek kullandım ve silahtan orta şiddette geri tepme alarak iyi grupmanlar elde ettim. Aynı baruttan 43,5 grain doz ve Sierra 155 grs mermilerle de grupmanlar fena değildi ve çekirdekler 30 mm alan içinde toplandı. Yine N140 baruttan 42,5 grain doz ve Sierra Match King çekirdek yaptığım atışlar ise istikrarlı olmakla birlikte, silahın bu mühimmattan hoşlandığını söyleyemem.

41,5 gram barut ve pahalı Berger long range match Hpbt 175 grs çekirdeklerle yaptığım atışlarda, daha sivri forma sahip mermiler 780 metre/saniye hızla namluyu terk ettiler ve bilhassa rüzgarlı günler için bu dolumun iyi bir kombinasyon olduğunu ortaya koydular. Nitekim bu dolumla 200 metreden yaptığım atışlarda 23 mm çapında grupmanlar elde ettim, ama fazla rahatsız edici olmamakla birlikte geri tepme etkisi kendini biraz daha fazla hissettirdi. Her halükarda, kendi doldurduğum fişeklerle yarım moa ortalama ile bir moa’ dan ( minute of angle- açı dakikası) çıkmak mümkün olmadı. Kullandığım hazır dolum iki fişekle, yani Lapua Scenar 167 grs ve Sellier amp; Bellot Match Hpbt 168 grs fişeklerle yaptığım atışlarda da grupmanlar dağınık değildi, ama tercihim Çek malı olanlardan yana, zira bunlarla başka bir atış denemesinde 300 metreden sürekli 45 mm çaplı grupmanlar elde etmiştim. Beni asıl şaşırtan, LR308’in gerek zayıf gerek enerjik dolumlar ile pek fazla fark yaratmayan sabit bir performans vermesi oldu ve bu da onun kontrol edilebilen güvenilir bir silah olduğunu gösteriyor. Fişek yatağından atılan kovanlarda, match grade( yarışma kalitesi) yataklarda çok sık görülmesine rağmen herhangi bir deformasyon ve is mevcut değildi. İğne izleri bütün kovan dipçiklerinde merkezi ve yeterince derindi.

Yaklaşık 200 fişek yakmama rağmen tüfek herhangi bir tutukluk ya da arıza yapmadı. Halen geçerli olan Euro/Dolar paritesinden de kaynaklanan 2.250 Euro tutarındaki fiyatını etkileyen diğer faktör ise acımasız vergiler diyebiliriz. Ama buna rağmen rekabetçi olarak nitelendirebileceğimiz bu fiyatı ile LR308, “out of box” olarak, yani ambalajından çıktığı haliyle müsabakalarda kullanılabilecek çok iyi bir tüfek olduğu gibi, customize( modifiye) etmek için de gayet iyi bir platform denilebilir.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here