Yivli Tüfekler: Aslında Bütün Olay Mermi Meselesi

Mermi tasarımları “kusurlu kurşun toplar” aşamasından beridir çok uzun bir yol kat etmiş durumda. Günümüzün yüksek performanslı mühimmatları, artık her türlü işinizi görebilecek kadar hassaslar. Peki doğru mühimmatı seçtiğimizi nereden bileceğiz? Söz konusu çekirdek tipi ava / hedefe uygun mudur? Acaba gereksiz derecede güçlü bir fişek kullanarak boş yere silahımızı mı eskitiyoruz?

Bazen dürbünlerimize ve tüfeklerimize döktüğümüz onca paradan sonra, esas işi bitiren kısım olan mühimmatları unutuyoruz. Neticesinde olay; tanesi en az 5 dolar civarında olan fişeklerde bitiyor. Peki mevzu nasıl oldu da bu noktaya geldi? Yani nasıl oldu da mühimmatlar diğer teçhizatın gerisinde kaldı? Eski zamanlarda küçük bir kurşun top da işin halledilmesi ve sıkı bir balistik tahribat yaratmak için kafi idi. Ta ki kimya teknolojisi dumansız barut ve nitrolu barutları geliştirecek kadar ilerleri; o vakit kurşunun namludan çıkarkan deforme olmaması için bir yol bulunması gerektiğine karar verildi.

Bu da metal gömlekli mermilerin (metal jacket) doğum noktası oldu. Henüz kurşundan vazgeçilemedi, çünkü kurşun, yoğunluğu ve yumuşaklığı sebebiyle halen en yüksek tahribata yol açabilen malzeme idi. Günümü imalat koşulları ve gelişen teknoloji vesilesiyle namlu çıkış hızları halen artıyor. Bizler de bakır ve benzeri malzemelerden imal ettiğimiz gömleklerle kurşunu namlu içinden bütünlüğünü mümkün olduğunca az bozarak kaymasını sağlıyoruz. Fakat yakında kendimizi bir tasarım ikilemi içinde bulacağız. Çünkü mermiler evvelden “yeterli” olarak diyebildiğimi menzillerin kat be kat ötesine gidebiliyor. Bu da 50 metre ile 350 metre için kullanacağını mühimmatlar arasında ciddi farklar doğuruyor.

Resimde çeşitli 8mm Lebel mühimmatları görünüyor. Dünyanın ilk FMJ (Full Metal Gömlekli) mermisi 1882 senesinde İsviçre ordusunda görev yapmakta olan Albay Eduard Rubin tarafından icat edilmiş olup ilk kez 1886 senesinde Fransız Lebel tüfeğinde kullanılmak üzere tedavüle girmiştir. İşin sırrı merminin bütünlüğünü koruyacak kadar sağlam kalırken, tahribat yaratacak kadar deforme olabilmesi. Bu amaç uğuruna yapılan Ar-Ge ler; oldukça iyi sonuçlar vermiş olsalar da yine de “devrim” olarak nitelendirebileceğimiz, mermi teknolojisinin daha önce hiç görmediği bir ürün ilk kez John Nosler’ın geliştirdiği “Partition” mermisi. Partition’ın içinde aslen bütünleşik halde iki mermi mevcut. Bu sayede en yüksek hızlarda, 50 metre’den isabet ettiği hedefte de, 400 metrede güç ve hız kaybı ile birlikte isabet ettiği hedefte de parçalanabiliyor.


Nossler Partition

Bu fikir, ta ki her üreticinin benzer bir mermi üretmesine kadar mermilerin dış gömleklerinin tasarımı ile ilgili büyük bir beyin fırtınası başlattı. Bu noktaya gelmek bayağı uzun sürmüştü ve gömlekler, kurşun iç kısımlara kimyasal, elektroliz, ısıl yahut basınçlı işlemlerle yapıştırılıyordu. Dik açılarla sert kemik dokulara isabette bile hedefi garantili olarak yıkabilecek hale gelmişlerdi; lakin yine de belirtelim ki, o zamanlar standart mermiler de işi halledebilecek kapasitedelerdi. Barnes X, Federal Trophy Bonded, Nosler Partition, Speer Grand Slam, Swift Scirocco, Winchester Super X, ve Remington CoreLokt gibi muntazam mermilerle uzunca bir süre beklentiler tatmin edildi ve işler yolunda gitti. Bu çağ esnasında bizim için sadece hangi merminin tüfeğimizden en isabetli olarak ayrıldığı önemli olandı lakin birkaç sene önce işler tekrar değişti: Remington Ultra-Magnum’ları piyasaya sürerek hız çıtasını çok ciddi yükseltti.

Bu fişekler alabildiğince fazla bir magnum barut hakkına sahip olup standart 7.62 mm – 180 grain’lik bir mermiyi aşağı yukarı 975 m/s hıza ulaştırabiliyordu. Standart çekirdeklerin neredeyse hiç biri bu hıza dayanamadı ki buna Remington’ın CoreLokt mermisi de dahildi. Dolayısıyla kağıdı kalemi tekrar aldılar ve “CoreLokt Ultra” doğmuş oldu. CoreLokt Ultra’yı ise Winchester XP3, Barnes Triple Shok, ve Super Premium alternatifleri takip etti. Bu mühimmatlar son derece ekstrem ve teknik fişekler olup “mühimmat yapımı” alanında insanoğlu olarak ne öğrendiysek tamamını içeriyorlar. Her türlü hava koşulunda ne uçuş ne de tahribat balistiğinden ödün vermeyecek olup sürat çizelgesinin en sonunda yer alan mühimmatlardan bahsediyoruz. Peki ama bu denli ekstrem mühimmatlara ihtiyacımız var mı? Yada şöyle soralım: En ekstrem mermilere vereceğimiz paraya değer mi? Bunun cevabı avlayacağınız hayvan ile orantılı.

Örneğin geyik avı için ultra mermiler destek yerine köstek bile olabilirler: Bu denli yüksek hızlarda bütünlüğünü koruyan bir mermi, çarptığı zaman deformasyonuna neden olacak kadar yoğun bir hedefe atılmalıdır ki tahribat verebilsin. Söz konusu mermiler, yıkmak niyeti ile ateş ettiğiniz bir hayvanı kaçırmanıza bile vesile olabilir. Bu sebeple bu tür avlarda bir evvelki kuşak mühimmatlar işinizi daha temiz görecektir. Lakin daha iri yarı ya da güçlü hedeflerde yahut çok ciddi ve uzun süredir izini sürdüğünüz bir avı indirmek için, fişek yatağında bilimin o güne dek geliştirdiği en ileri düzey mühimmatın var olduğunu düşünmenin verdiği gönül rahatlığı bile av reflekslerinize olumlu yansıyacaktır. İnanın, ekstrem mermiler olmadığı için kaçan av sayısı belki de yok denecek kadar azdır. Hatta bu tür mermiler, ekstra etli bir fişek yatağı ve namluya sahip tüfeği olmayan kişilerin silahlarının ömründen ciddi olarak eksiltecektir. Dolayısıyla çok sıkı bir tüfeğiniz ve bir o kadar da dişli bir hedefiniz yoksa ekstrem mermiler sizin için boşa para harcamak olacaktır.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here